'Fetö ile kaşık sallamayan mı var?'
"Şimdi birileri kalkıp da «be kardeşim daha düne kadar Fetö’cülerle kaşık sallamayı bırak, iş tutan sizdiniz» derse altından nasıl kalkacak? Fetö ile kaşık sallamayan mı var? Milat diye bir şey var; tarihini de biz belirlemişiz. 17/25 Aralık."
Gerici Akit yazarı Abdullah Şanlıdağ’dan Adalet Bakanı Gül’ün ‘maklube’ çıkışına itiraf gibi bir yanıt verdi.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, “Düne kadar FETÖ ile aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp bize FETÖ ile mücadele dersi vermeye kalkmasın” ifadelerini kullanarak Turkuvaz Medya’da yuvalanan Pelikancıları işaret etmişti.
Abdülhamit Gül’ün bu sözleri Berat Albayrak’a da gönderme olarak yorumlanmıştı; zira Turkuvaz Medya’nın Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhat Albayrak, Erdoğan’ın damadı ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın kardeşi.
Gül’ün, “Bu örgütün sadece yargıya, orduya, emniyete sızdığı sanılmasın. Nerede ahlaksızca bir saldırı varsa bilin ki orada FETÖ’nün bir tezahürü vardır. Daha düne kadar FETÖ’cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp bize FETÖ ile mücadele dersi vermeye, asil şerefli Türk yargısına saldırmaya kalkmasın” sözleri AKP içinde yankısını sürdürürken, AKP’li Akit de yazarı Şanlıdağ aracılığıyla taraflaşmada safını belli etti.
YARGITAY ÜYELİĞİ ATAMALARI
Şanlıdağ, “Kasnak boşa mı dönüyor ne?” başlığıyla yayımladığı yazısına şöyle başladı:
“Dedem rahmetli olumsuz giden bir şey olduğu zaman, “kasnak boşa dönüyor evlat” derdi. Bir gün kendisiyle harman yerinde buğdayları hasat etmiş; patos makinesine veriyorduk. O zamanlar henüz 14 yaşında bir çocuk olduğum için, kasnağın boşa dönmesinin ne anlam içerdiğini bilmiyordum. Ama biraz sonra öğrenecektim. Traktörün kenarında bulunan kasnak denilen ve devamlı dönen bir sistem vardı. Bu kasnağa kalın bir lastik bağlanır. Bu lastik sayesinde patoz makinesi çalışırdı. Büyük merakla dedemi ve tarım işçilerini izliyordum. Az sonra bir gürültü sesi ile patoz durdu. Kasnağı çalıştıran kayış kırılmış, kasnak avara çalışıyordu. Yani boşa dönüyordu. Dedem bana yaklaşarak “işte evlat kasnağın boşa dönmesi budur” dedi. Bunu niye anlattım.
Hâkim Ahmet Turan Oral’ın Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından Yargıtay üyeliğine atandığını duymuşsunuzdur. E ne var canım bunda diyebilirsiniz. Ben de basından öğrendim. Bize yakın medya Ahmet Tural Oral’ın Fetö’cülerle ilgili müspet olmayan davranışları olduğunu deklare etti. Öyle basit türden falan değil. Ahmet Turan Oral, ByLock aplikasyonu ile yazıştığı belirlenen bir şüpheliyle ilgili iddianameyi reddetmekle kalmamış “FETÖ’nün terör örgütü olarak kabul edilebilmesi için Birleşmiş Milletler Daimi Konseyi ve Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu kararı olmalıdır” diyerek, Yargıtay’ın “FETÖ bir terör örgütüdür” kararını yok sayan kişidir. Bu kişi Yargıtay üyeliğine getiriliyor. Haydi, gözden kaçtı, hâla yargıda Fetö’cüler baskın deyip geçiştirelim. Peki, Adalet Bakanı Gül’e ne demeli? Abdulhamid Gül şunları söyledi: «Daha düne kadar FETÖ’cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp bize FETÖ ile mücadele dersi vermeye, asil şerefli Türk yargısına saldırmaya kalkmasın.””
‘FETÖ İLE KAŞIK SALLAMAYAN MI VAR?’
Gerici Akit yazarı Abdullah Şanlıdağ, hepimiz “FETÖ ile aynı maklubeye kaşık salladık” itirafı yaparken; ‘Milat’ konusunda da AKP cenahını yeniden uyardı:
“Ben şahsen demem de, şimdi birileri kalkıp da «be kardeşim daha düne kadar Fetö’cülerle kaşık sallamayı bırak, iş tutan sizdiniz» derse altından nasıl kalkacak? Fetö ile kaşık sallamayan mı var? Milat diye bir şey var; tarihini de biz belirlemişiz. 17/25 Aralık. Söz konusu hakim, bir ilçeye atanmıyor ve Fetö konusunda ciddi zaafı var. Sen bunu Yargıtay’a atayacaksın, basın da eleştirdiği vakit kızacaksın. O zaman biz de kasnak boşa dönüyor deme hakkına sahibiz. Eli kanlı bir terör örgütüne terör örgütü demeyen, denmesi için BM’nin, hem de Güvenlik Konseyi’nin kararını gerekli gören bir hâkim Yargıtay’a üye olarak atanabiliyorsa, çok ciddi sorunla karşı karşıyayız demektir. Yandı gülüm, keten helva. Neşet Ertaş bir türküsünde: “Anam anam, ben derdimi kime yanam” derdi.
Haşiye: Türkiye’nin kendi güvenliğini tehdit eden örgütleri, BM Güvenlik Konseyi’ne onaylatmak gibi bir yükümlülüğü bulunmuyor biliyorum. Yine terör örgütlerine Bakanlar Kurulu değil, Milli Güvenlik Kurulu Kararı gerekiyor. Bizim Yargıtay’a atanan hâkim bunları yok sayıp BM’den medet ummuş. Yazık!”