İslamcı medyada ‘AKP’ kavgası: Erdoğancı şarapçılar namusuma laf etti izlediniz, Allah belanızı versin

İslamcı medyada son dönemde özellikle eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yakınlığıyla bilinen Karar gazetesinin yazarlarının merkezinde olduğu bir “AKP” tartışması büyüyerek devam ediyor.

AKP “küskün”lerinin toplandığı Karar’ın yazarlarından Ahmet Taşgetiren geçtiğimiz günlerde, Saadet Partisi’ne yakınlığıyla bilinen TV5’te, bir başka Karar yazarı Yıldıray Oğur’un sunduğu programa konuk olmuş ve programda “12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat döneminde yazdım, kendimi bu zamandaki kadar kısıtlı bir duygu içinde görmedim.” demişti.

YENİ ŞAFAK’IN ŞEFİNDEN ‘MUHAFAZAKAR MÜDAHALE’ İDDİASI

AKP medyasında tartışmaya yol açan bu sözlere en sert tepkilerden birini Yeni Şafak’ın Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül gösterdi.

Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bugünleri 12 Eylül’e, 28 Şubat’a benzetmek. Hatta daha kötü diyebilmek… azıktır, günahtır, ayıptır..” diyen Karagül, bir süredir öne sürdüğü “muhafazakar müdahale” iddiasını da yeniden ısıtıp “Burada eleştirinin ötesinde bir hesap vardır. Bu bir akıl tutulması değil. Bu bir zihin karartmadır! Hiç bir şekilde “yerli” olmayan bir akıl,’Muhafazakar muhalefet’ örgütlüyor. Muhalefet olmalıdır, haktır. Ama bu muhalefet girişimi değil, ‘Muhafazakar Müdahale’ planıdır.” ifadelerini kullandı.

“10 YILLIK ARKADAŞINA SELAM VERSE HESABI KESİLECEK”

Yeni Şafak’ın eski yazarlarından Cemile Bayraktar ise Taşgetiren’e “28 Şubat gibi baskı yok, ne demek??? falan diye çemkirenlerin çoğu bırakın eleştiri yapmayı, hakkaniyetle eleştiri yapan 10 yıllık arkadaşlarına selam vermekten korkuyor, çünkü selam verse eleştiren arkadaşıyla anılacak onun da hesabı kesilecek…”sözleriyle hak verip, “daha ne kadar baskı olabilir ki?” diye sordu.

Bayraktar, Twitter hesabından yaptığı bu paylaşım üzerine kendisine “Nedir derdin? Nasıl bir baskı da bizim haberimiz yok, anlat bilelim. Taşgetiren de anlatsın.” diye yazan takipçisini ise isim vermeden yandaş Cemil Barlas’la yaşadığı tartışmayı anlatarak yanıtladı:
“Çok mu meraklısınız edebimizden sustuğumuz konuları yüzünüze yüzünüze söylememize, 28 Şubatçılar hayatımızın ortasına bomba koydu ama namusumuza, haysiyetimize laf etmedi lâkin ortalıkta Erdoğancı diye gezinen şarapçılar etti, AK Partililer de bunu izledi, sustu, utandınız mı?”

Bayraktar’ın bu tweet’ine bu kez AKP’nin sosyal medyada öne çıkan isimlerinden Fatih Tezcan itiraz etti. Bayraktar’a “Ak Partililer o olayı izlemedi.” diyen Tezcan, “küskün” yazarı nankörlükle suçlayarak “Cemil Barlas’la ortak onlarca dostum ve yüz binlerce izleyicim olmasına rağmen; sizinle hiçbir hukukum yokken ve asla olmayacakken, ben sizi savundum ve ona çaktım. Nankörlüğün lüzûmu yok diyeceğim ama Erdoğan’a nankörlük eden, bize haydi haydi…” ifadelerini kullandı.

Tartışmanın bu aşamasında da Tezcan’ın Yeni Şafak’tan ayrılan Bayraktar’a kendi sitesinde yazma teklifinde bulunduğu ortaya çıktı. Tezcan’a “nankörlük” suçlaması yaptığı tweet’ini alıntılayarak yanıt veren Bayraktar, “Ya Fatih Bey, sizin dostlarınız, AK Parti’nin dostları, pelikan olduğundan bu yana ben ve benim gibi kişilerle dost olmanız mümkün değil, nankörlük lafını aynen iade ederim, hukumuz yoktu da niye sitenizde yazmam için dakikalarca telefonda ricada bulundunuz? Ki ben kabul etmedim” ifadelerine yer verdi.

Bayraktar daha sonra iktidar medyasındaki korku ve baskı ortamı ile yıllarca parçası olduğu menfaate dayalı ilişkilere kızgınlığını ifade eden paylaşımlarda bulundu. Bunlar arasında sertlik “doz”u en yüksek olanı ise AKP medyasındaki sözkonusu hakim yapıya yönelik “bela” okuduğu tweet’i oldu.

Bayraktar’ın o tweeti şöyle: “Kendi isteğimizle AK Partiyi destekleyen kişiler olarak İSTİFA ETTİK, AYRILDIK, makam mevki değil ülkeyi ve partiyi Erdoğan’ı sevdiğimiz için bu böyle olmaz, hata yapıyorsunuz, dedik,duyan olmadı İSTİFA ETTİK, hâlâ makam alamadı eleştirdi diyorlar,ne diyeyim Allah belanızı versin”