Suruç patlaması davasının 12’nci duruşması görüldü. “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok kişi insan yüzüne çıkamaz” diyen dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesi talebi reddedildi. Mahkeme, patlamanın yaşandığı gün Suruç’ta yaralıların ve çevrenin fotoğraflarını çekerken yurttaşlar tarafından yakalanan Abdullah Ömer Aslan hakkındaki tutuklama talebi de kabul edilmedi.
Suruç davasının 12’nci duruşması Urfa Ceza İnfaz Kurumu Hilvan 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya yakınlarını kaybedenlerinin aileleri ile İstanbul, Urfa, Ankara, Diyarbakır ve Antep barolarından avukatlar katıldı. Davanın tek sanığı Yakup Şahin, bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Kimlik tespitiyle ardından başlayan duruşmada, o dönem Halfeti’de imamlık yapan ve patlamanın yaşandığı gün Suruç’ta yaralıların ve çevrenin fotoğraflarını çekerken yurttaşlar tarafından yakalanan Abdullah Ömer Aslan hakkında ara celsede suç duyurusunda bulunulduğu öğrenildi. Yıllar sonra dava dosyasına giren olay anına ait görüntülerin halen mahkemeye ulaşmaması dikkat çekti.
Duruşmada, Murat Yurtgül’ün annesi Şemsi Yurtgül, “Davutoğlu ‘Konuşursam kimsenin yüzüne bakamazlar’ demişti. Buraya getirilsin ve ne biliyorsa anlatsın” dedi. Uğur Özkan’ın babası Mehmet Özkan da “Abdullah Ömer Aslan’ın sorumlu olduğunu siz de anladınız ama hala buraya getirmiyorsunuz” diye tepki gösterdi. Abdullah Akhamur’un babası Mehmet Şerif Akhamur, “Tam 12 celsedir adalet talebimizi buradan dillendiriyoruz. Biz çocuklarımızı kaybettik ama vicdanlarımızı kaybetmek istemiyoruz. Bu yüzden bir kez daha adalet talep ediyorum” diye konuştu.
Patlamada yaşamını yitiren İsmet Şener’in kızı Dilek Şener, ”Biz bu sanık sandalyelerin doldurulmasını talep ediyoruz. Gerçekten işinizi yapsanız, bu sandalyeler boş kalmazdı. Geçen hafta bir poşetin içinde babamın kanlı gömleğini aldım. İçinden bir sürü bilye çıktı. Babamın katilini çıkarın” talebinde bulundu.
Av. Sevda Çelik Özbingöl, “Abdullah Ömer Aslan hakkında suç duyurusunda bulunmanız önemli bir adımdır lakin bugüne kadar hakkında bir yakalama kararı dahi çıkarılmamıştır. Dosyasının hızlıca birleştirilerek hakkında tutuklama kararı verilmesini talep ederiz” dedi.
Avukat Gülhan Kaya, imam Abdullah Ömer Aslan hakkında tutuklama kararı verilmemesiyle korunduğunu belirterek, soruşturmanın düzgün yürütülmesi durumunda 10 Ekim Ankara katliamının yaşanmayacağını, soruşturmayı yürüten savcıdan emniyet yetkililerine kadar herkesin katliamdan sorumlu olduğunu söyledi. Ankara Tren Garı’nda 103 kişinin ölümü ile sonuçlanan katliamın planlayıcısı, IŞİD’in Türkiye sorumlusu olarak bilinen İlhami Balı’nın Ankara Söğütözü’nde MİT yetkilileri ile görüştüğüne dair basına yansıyan haberlere dikkat çeken Kaya, “MİT ile İlhami Balı’nın görüşmeleri Meclis’te tartışılıyor ise bu mahkemede de tartışılması gerekiyor. Bu katliam bu topraklarda yaşandı ve biz bunun çözüme kavuşmasını istiyoruz” diye konuştu.
Urfa Baro Başkanı Abdullah Öncel ise mahkemenin tarihsel sorumluluğu olduğunu belirterek, Abdullah Ömer Aslan hakkında suç duyurusunda bulunulmasının önemli olduğunu, ancak mahkemenin cesur bir adım atarak dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun tanık olarak dinlenmesine karar vermesi gerektiğinin altını çizdi. Türkiye’nin IŞİD’lilerin Suriye’ye geçişine göz yumduğunu öne süren Öncel, “Eğer bu geçişler engellenmiş olsaydı, bu patlamalar yaşanmayacaktı. Bu süreçte sorumluluğu olan herkesin dinlenmesi lazım ve ifade vermesi gerekiyor. DAİŞ’in Türkiye emirlerinden İlyas Aydın ‘Suruç patlamasından sonra hücrelerimiz, misafirhanelerimiz iki saate basıldı. Arkadaşlarımız gözaltına alındı’ itirafında bulundu. Devlet isteseydi bu patlamalar yaşanmayabilirdi” dedi.
Savunmalardan sonra verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun mahkemede tanık sıfatıyla dinlenme talebi ve Abdullah Ömer Aslan’ın tutuklanma talebini reddetti. Mahkeme, eksik olan görüntülerin tekrar istemesine, Yakup Şahin, İlhami Balı ve Deniz Büyükçelebi’nin malvarlıklarının araştırılmasına karar vererek, duruşmayı 31 Ocak 2020 tarihine erteledi.
20 Temmuz 2015’te, Kobani’ye oyuncak ve insani yardım malzemeleri götürmek için Suruç’ta olan 300 genç, konakladıkları Amara Kültür Merkezi’nde basın açıklaması yaptıkları sırada intihar saldırısı yapılmıştı. Patlamada 33 kişi ve saldırgan ölmüştü. Bombalı saldırıyı gerçekleştiren kişinin, Şeyh Abdurrahman Alagöz olduğu belirlenmişti. Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın katliamın üzerinden 18 ay geçtikten sonra hazırladığı iddianamede, biri tutuklu üç sanık hakkında 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmişti. Sanıklardan Yakup Şahin, Ankara Tren Garı patlaması şüphelisi olarak da tutukluydu. İddianamede, diğer sanıklar Deniz Büyükçelebi ve İlhami Ballı’nın ise Suriye’de oldukları belirtilmişti. Suruç katliamı davası, saldırıdan 21 ay sonra, 4 Mayıs 2017’de başlamıştı
Ülkenin her alanında ayrı bir yıkım yaratan rejim, suç ittifakına dönüşmüş durumda. MHP’li 3 vekilin…
ABD Başkanı Joe Biden, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail Başbakanı Netanyahu hakkındaki tutuklama emrinin "rezalet" olduğunu…
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetinin davasında abla Selma Ateş’e saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt,…
Ali Yerlikaya bakanlığının bütçe görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Muhalefet milletvekilleri kadın cinayetleri ve KADES uygulamasına…
AKP’li İzmir Menemen Belediyesi’nin 2023’te bir ay içinde 40’a yakın konser ve etkinlik yaptığı ortaya…
ABD'de Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma iznini vermesi sonrasında Cumhuriyetçilerden sert tepki geldi.…