TKH: Haziran eşit, özgür ve adaletli bir ülkenin yoludur
Haziran Direnişi eylemlerinin 6. yıldönümüyle ilgili olarak Türkiye Komünist Hareketi'nden yapılan açıklamada, "Açık devlet terörüne karşı korkmadan, yorulmadan ülkenin dört bir yanında sokağa çıkan milyonları, emekçileri, gençleri, kadınları, üniversitelileri, liselileri selamlıyoruz! Bu halk zorbalığa, esarete, yobazlığa asla boyun eğmeyecek!" denildi.
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Haziran Direnişi’nin 6. yılı nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı.
“Haziran eşit, özgür ve adaletli bir ülkenin yoludur” başlıklı açıklamada “Haziran eylemleri AKP iktidarının tüm korkularıdır. O nedenledir ki, aradan geçen 6 yıl boyunca iktidar her fırsatta Haziran’a, Gezi’ye saldırmaya devam etmekte, Haziran eylemlerini suçlamak için bahaneler aramakta, ama her seferinde aynı çıkmazla karşılaşmaktadır: Haziran eylemlerinin sahibi bu ülke halkıdır. Bu halk zorbalığa, esarete, yobazlığa asla boyun eğmeyecek!” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Gezi Parkı’ndaki ağaçların yıkımına karşı az sayıda insanın direnişiyle başlayan ve ülke tarihinin en kitlesel ve yaygın eylemlerine dönüşen Haziran eylemlerini selamlıyoruz!
Haziran eylemlerinde kaybettiğimiz biricik gençlerimizi, çocuklarımızı, Mehmet Ayvalıtaş’ı, Ethem Sarısülük’ü, Abdullah Cömert’i, Ali İsmail Korkmaz’ı, Hasan Ferit Gedik’i, Medeni Yıldırım’ı, Ahmet Atakan’ı ve Berkin Elvan’ı selamlıyoruz!
Açık devlet terörüne karşı korkmadan, yorulmadan ülkenin dört bir yanında sokağa çıkan milyonları, emekçileri, gençleri, kadınları, üniversitelileri, liselileri selamlıyoruz!
Haziran eylemleri bu ülkenin tarihindeki en önemli kitle hareketidir. Cumhuriyetin AKP eliyle yıkılmasına, emperyalizm işbirlikçisi, cihatçı sevdalısı, sermaye düzeni koruyucusu siyasal İslamcı bir rejimin kurulmasına karşı ülkenin aydınlık yüzünün verdiği en büyük tepkidir.
Ülkenin tüm kaynaklarını kendileri, aileleri, yandaşları, cemaatleri, tekkeleri, vakıfları için yağmalayan, emperyalizmin çıkarları doğrultusunda başka ülkelerde ayaklanmalar çıkarmaya çalışan, bunun için cihatçı teröristleri türlü şekilde destekleyen, toplumsal yaşamı dinin kurallarına göre belirlemeyi hedefleyen, hukuku iktidarlarının payandası haline getiren, medyayı baskı altına alan AKP iktidarı Haziran eylemleriyle birlikte bu ülkenin sahipsiz olmadığını, bu ülkenin gerçek sahipleri ayağa kalktığında neler olacağını apaçık görmüştür.
Haziran eylemlerinin ilk günlerinde AKP iktidarının “biz de çevreciyiz” benzeri ifadelerle başlayan, sonraki günlerde “faiz lobisine”, “terörist hareketlere”, “dış güçlerin oyunlarına” doğru evrilen söylemlerinin nedeni de işte bu ayağa kalkan güçten duydukları korkudan başka bir şey değildir.
İktidar, üniversitelere giriş sınavlarında yaptığı yolsuzluklara karşı sokaklara çıkan liselilerden korkmuştur. İktidar, yaptıkları atamalarla, yerleştirdikleri özel güvenlik birimleriyle, bilimle ilgisi olmayan akademisyenleriyle teslim alamadığı üniversitelerden korkmuştur. Yargıdaki tüm darbelere rağmen evrensel hukuk ilkelerinden vazgeçmeyen, kamu vicdanını temsil eden hukukçulardan korkmuştur. “Kadın mıdır kız mıdır” diye aşağıladığı, “fıtrata ters” diye aşağıladığı, karanlık bir dünyaya hapsetmeye çalıştığı kadınlardan korkmuştur. Tüm baskılara, korkutmalara, saldırılara rağmen ayakta duran, direnen ve pes etmeyen ülke emekçilerinden, işçilerinden korkmuştur.
Haziran eylemleri AKP iktidarının tüm korkularıdır.
O nedenledir ki, aradan geçen 6 yıl boyunca iktidar her fırsatta Haziran’a, Gezi’ye saldırmaya devam etmekte, Haziran eylemlerini suçlamak için bahaneler aramakta, ama her seferinde aynı çıkmazla karşılaşmaktadır: Haziran eylemlerinin sahibi bu ülke halkıdır.
Bu halk zorbalığa, esarete, yobazlığa asla boyun eğmeyecek!
Haziran eylemlerinin altı yıl önce açmaya başladığı yol eşit, özgür ve adaletli bir ülkeye, sosyalizme çıkacak!
Çok geç olmadan…”