Yeni Şafak yazarı AKP'ye bayrak açtı: Ümmetin sahibi misiniz?
AKP'ye yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak'ın yazarlarından Özlem Albayrak, Erdoğan'ın yeni parti kuracağı belirtilen Babacan ve Davutoğlu gibi isimleri "Ümmeti bölüyorlar" diyerek hedef almasına böyle tepki gösterdi: "Ümmetin tek bir sahibi olduğunu neden sayalım ki? Ümmetin sahibi misiniz? Bu ifadeyi kullanan kişiye bu cevap verilir."
AKP’ye yakın Yeni Şafak gazetesinin yazarlarından Özlem Albayrak, iktidar partisinin son durumuna ilişkin açıklamalarıyla hayli dikkat çekti.
Saadet Partisi’nin kanalı TV5‘te yayınlanan “Buluşma Noktası” programına konuk olan Albayrak, AKP’nin mevcut durumunu “Sadece piramidin en üst tabakasındaki bir kopuş değil, söz konusu olan. Parti, yuvarlanıyor aslında aşağı doğru.” diye yorumlarken, AKP’nin sağdaki tüm boşluğu doldurduğu algısının yanlış olduğunu belirtti.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Ali Babacan Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu gibi yeni parti kuracağı belirtilen isimlere yönelik “ümmeti bölme” söylemiyle yüklenmesine de tepki gösteren Albayrak “Ümmetin sahibi misiniz? Bu ifadeyi kullanan kişiye bu cevap verilir” dedi.
Albayrak’ın Erdoğan ve AKP’ye yönelik bu çıkışından sonra halen Yeni Şafak’ta yazmaya devam edip etmeyeceği ise merak konusu. Hatırlanacağı üzere Yeni Şafak’ta en son Kemal Öztürk parti yönetimine “muhalif” bir çizgiyi temsil etmeye başlamış ve daha sonra gazete ile ilişiği kesilmişti.
Albayrak’ın açıklamalarından bazıları şöyle:
“KİMSE HAİN OLMAZ”
“Her şeyden önce şunu söylemek lazım: Yani bu insanlar siyasi parti kurma ya da bir platform oluşturma, kurmasa bile bir muhalefet hareketine imza attıkları için kimse hain olmaz, kimse vefasız olmaz. Öncelikle şu dilden kurtulmamız lazım. Hiç kimsenin bu dili hak ettiğini düşünmüyorum. Bu yeni parti kuracak olanlarında ümmeti falan böldüklerini düşünmüyorum. Ümmetin tek bir sahibi olduğunu neden sayalım ki? Ümmetin sahibi misiniz? Bu ifadeyi kullanan kişiye bu cevap verilir.
“HÜKÜMETİN ÇOCUĞU DEĞİLİZ VATANDAŞIZ”
Biz, devletimizin ya da hükümet üyelerimizin ya da işte başkalarının çocukları değiliz. Biz, vatandaşız. Yani bu ülkenin vatandaşıyız. Şimdi bu AK Parti’den kopmaları da biraz ona bağlıyorum. Yani böyle ‘benim dediğim olacak, benim dediğim şekilde yönetilecek, sözümün dışına çıkılmayacak ve sürekli bir kontrol kafesleri kurularak insanlar üzerinde… Yani bu kopmaları, bu yaprak dökümünü aslında çok da şaşkınlıkla izlememeliyiz. Yani bunların olacağı aslında, böyle bir yönetim modeli eğer benimserseniz; bu ülkeyi bir devlet ve ülkede yaşayanları da vatandaşlar olarak görmeyip, burayı (ülkeyi) bir aile evi, kendisini de bir aile babası olarak gördüğünüzde bir yerden sonra kopuşların yaşanması mümkündür. Olacak olan da odur.
“BÖYLE BİR DEVLET YOK”
AK Partili olmayanların, kendilerini tamamen dışlanmış ve bir baskı atmosferi içinde görüyor olmasının sebebi de aslında bu anlayış. Yani çünkü ‘onlar aile üyesi değil’ gibi hani… Bu sistem çok iyi uygulansa bile; tüm vatandaşlara son derece şefkatle, merhametle muamele edilse bile; kimse kendini o halkanın dışında hissetmese bile bu yöntem, günümüz demokrasilerinde ve günümüz devletlerinde uygulanması mümkün olmayan, uygulanmaması gereken bir yöntem. Böyle bir devlet yok yani. O devletler, çok eski zamanlarda kaldı. Yani bir baba otoritesiyle yönetilen devletler, çok eski zamanlarda kaldı. O halka dışında kalmış insanlar da, çok rahat bir şekilde artık görebiliyorsunuz insanları, kendilerini sıkıştırılmış, köşeye sıkışmış hissediyor. Bu ülkenin, bu devletin vatandaşı olarak hissetmiyor. O yüzden böyle bir ‘ayrışma’ dediğimiz şey, ‘kutuplaşma’ dediğimiz şey zaten o yüzden ortaya çıktı.
“AK PARTİ AŞAĞIYA DOĞRU YUVARLANIYOR”
‘AK Parti, sağdaki her şeye yetiyor’ algısı, artık bitmeli; çünkü her şeye yetmiyor ve toplumun alt kesimlerinde de homurdanmalar var. Sadece üstte yaprak dökümü olmuyor; siyasî arenada kopuşlar olmuyor. Altlarda da homurdanmalar var. Yani yokuş aşağı gittiğini bu yüzden söyleyebiliriz, AK Parti’nin. O çözülme sürecinin başladığı bu yüzden söyleyebiliriz. Sadece piramidin en üst tabakasındaki bir kopuş değil, söz konusu olan. Parti, yuvarlanıyor aslında aşağı doğru.”