Adalet Bakan Yardımcısı: Bazı örgütler cezaevine virüs bulaştırmak istediler

"Maalesef, bazı örgütler, gruplar, çevreler de cezaevine bu koronavirüsü bulaştırmak için de özel gayret sarf etmişlerdir, bunun da bilinmesini istiyorum."

Adalet Bakan Yardımcısı: Bazı örgütler cezaevine virüs bulaştırmak istediler

Adalet Bakan Yardımcısı Uğurhan Kuş, “Biz her ne kadar tedbir almış olursak olalım, ne kadar bu tedbirleri sıkı tutmuş olursak olalım, maalesef bazı örgütler, gruplar, çevreler de cezaevine bu koronavirüsü bulaştırmak için de özel gayret sarf etmişlerdir” diyerek ilginç açıklamalarda bulundu.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, AKP Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu başkanlığında toplandı.

Komisyonda, Adalet Bakan Yardımcısı Uğurhan Kuş, Kovid-19 salgını sürecinde Türkiye’deki cezaevlerinin durumuna ilişkin komisyon üyelerine ilginç bir sunum yaptı.

Kuş, komisyonda, Türkiye’de salgının başladığı günden itibaren, Adalet Bakanlığı’nın cezaevlerinde aldığı tedbirlere ilişkin bakanlığın hazırladığı raporu sundu. Milletvekillerinin sorularına yanıt verdi. Adalet Bakan Yardımcısı Uğurhan Kuş, Türkiye’de salgının görülmesi ile birlikte yaklaşık üç aydır yoğun bir çalışma içinde olduklarını, tutukluların kendilerine emanet olduğu bilinciyle hareket ettiklerini vurguladı.

Olası sorunların çözümüne yönelik Koronavirüs Takip Komisyonu kurarak, Acil Eylem Planı hazırladıklarını ifade eden Bakan Yardımcısı Kuş, şu ifadeleri kullandı:

“Bu süreçte; ceza infaz kurumlarında koronavirüsle mücadele kapsamında büyük bir başarı sağladık. Gerekli tedbirlerin en üst seviyede alınmasını sağlamak amacıyla ceza infaz kurumlarındaki tüm taşıtlar, koğuşlar, koridorlar, yemekhaneler, yatakhaneler, avizeler, tuvalet ve banyolara kadar temas söz konusu olan her yerde günlük temizlik ve dezenfekte işlemi yapılmaktadır. Koğuşlara ücretsiz çamaşır suyu ve sıvı sabun verildi. Bilim Kurulu’nun tavsiye kararları doğrultusunda hastanelerden gelen raporlar koronavirüs açısından da değerlendirilmektedir. Tutuklu ve hükümlülerin testleri yapılmaktadır. Koronavirüs teşhisi konulanların hastanede gözlemleri tamamlandıktan sonra kurumlara kabul ediliyor. Ayrıca ilk defa kabul edilen tutuklu ve hükümlüler, 14 gün boyunca tek kişilik odalarda tutuluyor. Kovid-19 teşhisi konulan kişinin bulunduğu koğuşu 24 saat boş tutuyoruz. Bu koğuşlarda gereken temizlik yapılıp havalandırıldıktan sonra yeni kişiler alınmaktadır.”

CEZAEVLERİNDE KORONAVİRÜS UYGULAMASI

Ceza ve infaz kurumlarındaki Kovid-19 vakalarına ilişkin bilgileri de paylaşan Kuş, “Ceza infaz kurumlarına ilk defa girenleri teste tabi tutuyoruz. Koronavirüs teşhisi konulan tutuklu veya hükümlüyü cezaevlerine almıyoruz. Bunları hastaneye sevk ediyoruz. Adalet Bakanlığı bünyesinde 439 ceza infaz kurumumuzdan sadece iki kurumuzda Kovid-19 vakası var. Durumu ağır veya entübe olan kimse yok. Karantinaya alınan bir cezaevimiz de yoktur. Personellerimiz içinde de Kovid-19’e yakalananlar oldu, ancak bunların büyük çoğunluğu iyileşti. Durumu ağır olan yok. 15 kampüs kurumumuzda termal kamera var. Bu da toplam tutuklu sayısının yüzde 40’ına denk geliyor. Diğer kurumlarda da manuel ateş ölçerlerimiz bulunmaktadır. Ayrıca; salgın sürecinde maske başta olmak üzere diğer malzemelere 100 milyon TL harcandı. Hükümlü ve tutuklulara maskeler ücretsiz olarak verildi” diye konuştu.

Kuş, şimdiye kadar ceza ve infaz kurumunda koronavirüse yakalandığı için hayatını kaybeden kimsenin bulunmadığını, ölenlerin daha çok virüsü dışarıdan kaptığını ya da daha önce bir hastane geçmişi ve kronik hastalığı olan kişiler olduğu bilgisini de paylaştı.

“BAZI ÖRGÜTLER, GRUPLAR, ÇEVRELER…”

Adalet Bakan Yardımcısı Kuş, cezaevlerinde aldıkları tüm önlemlere karşı, ceza ve infaz kurumlarındaki terör örgütü mensuplarının, dışarıda kamuoyu oluşturmak ve tahliye olmak için içeride Kovid-19 virüsünü bilerek bulaştırmak istediklerini, yapılan yazışma ve konuşmalardan anladıklarını da aktardı. Kuş, şöyle konuştu:

“Maalesef, biz her ne kadar tedbir almış olursak olalım, ne kadar bu tedbirleri sıkı tutmuş olursak olalım, maalesef, bazı örgütler, gruplar, çevreler de cezaevine bu koronavirüsü bulaştırmak için de özel gayret sarf etmişlerdir, bunun da bilinmesini istiyorum. Şöyle, tabii bunu yapılan yazışmalardan, yapılan konuşmalardan anlıyoruz. Netice itibarıyla; ‘bunu yayalım, dolayısıyla bunu da baskı unsuru olarak kullanalım ve bunu dışarıdan kamuoyu baskısı olarak kullanıp buradan tahliye olalım’ şeklinde yapılan yazışmalardan, mektuplardan anlıyoruz.”