Kemal Türkler: Sınıfa adanmış bir yaşam
"KAVEL grevinde işveren fabrikadan mal çıkarmak istediğinde en önde yine Türkler vardı. Türkler atlı polislerden birinin atının yularını tutarak 'Beni çiğnemeden buradan mal çıkaramazsınız' demişti."
Türkiye işçi sınıfının sendikal ve politik alanda mücadele veren eşsiz önderlerinden biri olan Kemal Türkler 1926 yılında, Denizli’de yoksul bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Yoksullukla geçen bir ilkokul çağından sonra, ortaokul yıllarında hem okuyup hem harçlığını çıkarmak için terzi yanında çırak olarak çalışmaya başladı. Daha sonraları gömlek ustalığı, ayakkabıcı çıraklığı gibi işlerle harçlığını çıkararak okuluna devam etti. 1944 yılında liseyi bitirdi. Bir yıl Denizli’nin Tavas ilçesinde yerel yönetim tahsildarı olarak çalıştı. Yedek subay olarak askerliğini yapıp 1948 yılında terhis oldu. Bu arada hukuk fakültesine kayıt yaptırmış İstanbul Bakırköy’deki Sıtkı Bütün emaye fabrikasında puantör olarak çalışıp, okul masraflarını kendine yetecek kadar çabalıyordu. Fırsat buldukça gömlek atölyesinde ek iş olarak çalışıyordu. 1949 yılında babasının sağlık sorunu için ailesini İstanbul’a getirip tahsiline ara verdi.
1951 yılında DEMİR-İŞ Sendikasına üye oldu, puantör olduğu için bütün işçilerle teması vardı. 1952’de, kuruluşunda aktif olarak görev aldığı Bakırköy şubesi sekreteri oldu. Hem işyeri temsilcisi, hem şube yönetim kurulu üyesi olması işvereni rahatsız etti. 24 Ekim 1953 günü işveren işten çıkarılışını verdi. 26 Ekim 1953 günü İstanbul Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne dilekçe ile müracaat eden Türkler için il hakem kurulu 14 Ocak 1954 günü işe iade kararını bildirdi. Bu arada çeşitli sendikacı arkadaşlarından bilgi alıyor, kendi gelişimini sağlıyordu. 1954 yılında İbrahim Güzelce ile 2 aylık bir eğitime katıldı ve Güzelce ile ölene kadar da bu dostlukları devam etti. 28 mart 1954’te DEMİR-İŞ’in genel sekreterliğine seçildi. DEMİR-İş Genel Başkanı Yusuf SIDAL’ın istifası üzerine 27 Ekim 1954’te genel idare kurulu kararı ile genel başkanlığa getirildi. 30 Kasım 1954 yılında EMAYETAŞ’taki işinden atıldı.
– 1955 yılında sendikaya bir teksir makinesi almak için Ruhi YÜMLÜ ve Kazım NARMANLI ile birlikte Sirkeci’ deki bir işporta tezgahında ayakkabı ve gömlek sattı.
– 7 Ekim 1956’da DEMİR-İŞ T. MADEN-İŞ Sendikası adını aldı.
– 1956 yılında Maden-İş tüm Türkiye’de örgütlenme kararı aldı.
– Toplu Sözleşme Yasası çıkmadan 2 yıl önce Kemal Türkler’in öncülüğünde MADEN-İŞ 6 işyerinde sözleşme imzaladı.
– Sendika yöneticiliğinde gösterdiği başarılı çalışma diğer arkadaşları tarafından takdir topluyordu.
– 13 Şubat 1961’de Türkiye İşçi Partisi’ni kuran 12 sendikacıdan biriydi ve Genel Başkan Yardımcılığına getirildi.
– 31/aralık/1961’ de Saraçhane Mitingi için düzenleme kararı, İstanbul işçi sendikaları birliğinde Avni Erakalın ile Kemal Türkler tarafından alındı. Mitingde uzun bir konuşma yapan Türkler ‘’ Vaatlere inanmıyoruz , tatbikat istiyoruz. GREV en tabii hakkımızdır. Vermezlerse biz almasını biliriz” derken sanki KAVEL’in haberini veriyordu.
– KAVEL grevinde işveren fabrikadan mal çıkarmak istediğinde en önde yine Türkler vardı. Türkler atlı polislerden birinin atının yularını tutarak “Beni çiğnemeden buradan mal çıkaramazsınız” demişti.
– 1964’teki SİNGER grevi sırasında 1 gün gözaltına alınmıştı.
– 1966 yılında Sendikalar Arası Dayanışma (SADA) Komitesini kuran sendikacılar arasındaydı.
– 13 Şubat 1967’de DİSK’i kuran 5 sendikacıdan biriydi. Ve yeni konfederasyonun ilk genel başkanı oldu.
– 15- 16 Haziran 1970 Genel Direnişi’nin planlanması ve hazırlıklarında DİSK Başkanı Türkler en öndeydi. Direniş nedeniyle tutuklandı ve DİSK davasında yargılanarak beraat etti.
– 18 Mayıs 1971’de İsrail Başkonsolosu Elrom’un kaçırılması nedeniyle 380 aydın ve sendikacı ile birlikte 7 gün göz altında tutuldu.
– 1 MAYIS 1976 Kutlanması kararının DİSK Genel Yürütme Kurulu’nda alınmasını sağladı.
– DGM yasasına karşı ‘’GENEL YAS’” direnişinin örgütlenmesini yönetti ve gözaltında tutuldu.
– 1 MAYIS 1977’de kürsüde konuşmasına devam ederken emperyalistlerin maşaları tarafından açılan ateş sonucu çıkan kargaşayı önlemeye çalıştı.
– İlk büyük MESS Grevlerinin başarılı sonuçlanması, büyük sermaye sınıfını tedirgin etmeye başladı.
– 1980 yılında Enternasyonel Davası nedeniyle bir kez daha göz altına alındı. Diğer sendikacılarla birlikte 1 ay Alemdağı ve Selimiye Askeri cezaevlerinde tutuklu kaldı.
– 1980 yılında ikinci MESS GREVleri devam ederken 22 Temmuz günü evinden çıkıp Sendikaya gitmek üzereyken sermaye sınıfın faşist maşaları tarafından katledildi.
– Bu yiğit sendika önderininin bütün yaşamı sırma köşkler içinde değil mütevazi koop evi ve sendika binası arasında geçmiştir.
İki anımı anlatmadan bitirmek istemiyorum. Sendika genel merkezi Beşiktaş’taydı. Bir konu için sendika binasına giderken bizim Arçelik işyeri temsilcileriyle karşılaştım. Hem kızgınlar hem de aralarında gülüşüyorlardı. Temsilci arkadaşlar görüşmeye giderken biraz vakit var diyerek birer şişe bira içmişler ( kış günü). Kemal Türkler, arkadaşların alkol aldığını anlamış, hemen önce camları sonra kapıyı açarak ‘arkadaşlar galiba aşağıdaki kebapçıya uğrayıp birşeyler içmişsiniz. Görüşmeyi yarın yapalım’ diyerek kibarca kovmuş.
Kemal Türkler, kürsüde konuşurken flaş patlamasını sevmez, bazen istem dışı sözler söylerdi. Çok önemli bir karar sonrası yapılacak basın açıklaması için hazırlıklar yapılıyordu, sendika profesyonel basın- yayın dairesindeki fotografçı Hilmi Etikan ve İbrahim Akyürek ‘biz fotoğraf çekmeyiz’ diye konuşuyorlardı, ben ‘onları ikna edemedim ben çekerim’ diyerek fotoğraf çekimini üstlendim. Tam şahane bir poz yakalayınca deklanşöre bastım o anda döndü ‘sen miydin?’ dedi. Hemen filmi karanlık odaya götürüp sonucu bekledim.
Kemal TÜRKLER’in en büyük özelliği çalışkanlığıydı. Hırsından, evvel kendisi muhalefet şerhi koymuş olsa bile ‘biz yönetim olarak böyle karar aldık, uygulayacağız’ diyerek sonuna kadar savunurdu.
İbrahim Özyürek
T. Maden – İş / DİSK üyesi