"Kop Dağı tüneli inşaatında daha büyük bir tehlike bizi bekliyor"
Kop Dağı tüneli inşaatında meydana gelen patlamaya ve hayatını kaybeden işçiye dair, geçtiğimiz yıl tünel inşaatında çalışan işçinin ve orada yürüttüğü grev kazanımla sonuçlanan İYİ-SEN'in Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Kırlangıç'ın görüşünü aldık.
HABER MERKEZİ
24 Eylül’de Kop Dağı tüneli inşaatında gaz sıkışmasına bağlı olduğu belirtilen patlamanın ardından yaralanan ve kaldırıldığı hastanede tedavi gören işçilerden 21 yaşındaki Oğuzhan Orak hayatını kaybetti. Meydana gelen bu patlamaya ve Oğuzhan Orak’ın ölümüne dair Kop Dağı Tüneli’nde çalışan ve geçtiğimiz sene iş bırakan formen işçilerden biri ile İYİ-SEN Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Kırlangıç’ın görüşünü aldık.
Kop Dağı Tüneli şantiyesinde geçtiğimiz yıl Kasım ayında 3 ay boyunca ücretlerini alamayan işçilerin İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası (İYİ-SEN) öncülüğünde başlattığı grev kazanımla sonuçlanmıştı.
Kop Dağı tüneli inşaatında çalışan ve geçtiğimiz sene işi bırakan, İYİ-SEN öncülüğünde başlatılan grevde de hakkını arayan işçi meydana gelen patlamaya dair görüşünde, tünelde daha büyük tehlikelerin de olduğunu belirterek, “biz geçtiğimiz sene patronları çok kez uyardık. Uyarılarımızın hiçbiri dikkate alınmadı” ifadelerine yer verdi. Geçtiğimiz yıl tünel inşaatında çalışan işçi, Gazete Manifesto’ya şöyle konuştu:
“Kop Dağı tünelinde meydana gelen patlamanın tüneli havalandıran fanlardan kaynaklandığı söylenebilir. Bu tip tünellerde metan gazı birikir ve havalandırılmadığı takdirde patlama meydana gelir. Havalandırmayı yapacak olan da jet fan dediğimiz sistem. Buradaki patlamanın nedeni de o. Havayı taşıyan bezlerin fan tüp mevcut olmadığı için, içeride çektirilen suyun geriye doğru inerken metan gazını da geriye doğru çekmesi sonucuyla ufak bir kıvılcım yaratan el aletiyle bile çalışma yaparken patlama meydana gelebilir. Orada da bu şekilde matkapla çalışırken kıvılcım nedeniyle patlama meydana geldi.
Patronlar iş hırsı yüzünden, iş güvenlik önlemlerini almıyorlar. Güvenlik önlemlerinin maliyeti aslında çok az ama buna rağmen iş hırsları gözlerini kör etmiş.”
DAHA BÜYÜK BİR TEHLİKE BİZİ BEKLİYOR
“Tüm bunların dışında aslında Kop Dağı tüneli inşaatında bizi bekleyen daha büyük bir tehlike var. Tünel içerisinde 150 bin ton su mevcut ve bu sular tamamen çekilmeden de karşı taraftan tünel açmaya devam ediyorlar. Bu basınç nedeniyle meydana gelecek herhangi bir patlamanın sonuçları çok daha ağır olabilir. 150 bin ton su dolu tünelde, karşılıklı kazı yapılıyor ve mesafe daraldıkça su dolu depo basınç yapıyor. Tünelin hacmi 200 bin ton su. İçerideki su çektirilmeden kazıya devam ediliyor.”
UYARILARIMIZIN HİÇBİRİ DİKKATE ALINMADI
“Biz geçtiğimiz sene patronları çok kez uyardık. Uyarılarımızın hiçbiri dikkate alınmadı. Şimdi iş işten geçti bir işçimiz hayatını kaybetti, yaralılarımız var. İhmaller devam ediyor. Tamamen işçi sağlığı ve güvenliği yok sayılıyor. Bu koşullarda çalışmaya mecbur bırakılan, her an tehlikede olan işçilerin canı tehlikeye atılıyor.”
İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi ve geçtiğimiz sene Kop Dağı tüneli şantiyesinde kazanımla sonuçlanan grevin sorumlusu Hasan Kırlangıç Gazete Manifesto’ya konuşarak, bu kazalara bağlı ölümler için “ne ilk ne de son” dedi. Kırlangıç’ın ifadeleri şöyle:
“YA SUSAR SIRANIN SİZE GELMESİNİ BEKLERSİNİZ YA MÜCADELE EDERSİNİZ”
“Yaşanan kazalar ve ölümler ne ilktir ne de son olacaktır. Bu düzende biz mücadele etmedikçe bu böyle devam edecektir. Kop dağı tünelinde 13 Kasım da başlattığımız grev, ücretlerini ve hayatlarını gasp etmeye çalışan patronlara karşı kazanımla sonuçlanan bir grevdi. Tünel şantiyesi konuttan daha tehlikelidir. ‘Ne gibi tehlikeli?’ derseniz; tünelde metan gazına ve aşırı toza maruz kalırsınız, çökme tehlikesi ile karşı karşıyasınızdır. Gün içinde en az 8 saat güneş göremez ve oksijensiz kalırsınız. Bunlara rağmen çalışırsınız ve hayatınızı gasp etmeye çalışan patronlara karşı ya susar sıranın size gelmesini bekler ya da mücadele edersiniz.
Tüm bunlara karşı tünelde sürekli havalandırma çalışmalıdır. İşçilere gaz maskesi gibi gaza karşı korunaklı ekipmanlar verilmelidir, gaz zehirlenmesi ve çökme ihtimaline karşı mühendisler sürekli toprak ve gaz ölçümleri yapılmalıdır. Fakat bu saydığım önlemlerin hepsi patronlara maliyetli geldiği için yapmaktan kaçınıyorlar. Patronlar için bir işçinin hayatını kaybetmesi daha ucuz maliyetlidir. Bu kazaların ve Oğuzhan Orak’ın ölüm nedeni patronların kar hırsıdır.”