Sınavlar huzursuzluk, güvensizlik ve geleceksizlikle sonuçlanacaktır!

Ziya Selçuk’un dediğinin tam tersi olarak sınavlar huzursuzluk, güvensizlik ve geleceksizlikle sonuçlanacaktır! Fakat Fatih Altaylı’nın dediğinin tam tersi olarak gençlik başa geleni çekmeyecek, ona dayatılan kader anlayışını reddedecektir.

Sınavlar huzursuzluk, güvensizlik ve geleceksizlikle sonuçlanacaktır!

Suat Erdem

Uzun süredir ülkemizin gündeminde olan gençliğin YKS’nin ertelenmesi talebine kulaklar tıkanmaya devam ediyor. Bilindiği üzere turizm sektörü patronlarının kârı için 26-27 Haziran tarihlerine çekilen YKS, öğrencilerin çalışma planlarını bozdu ve gençliği ciddi bir gelecek ve sağlık kaygısına soktu.

LGS ve MSÜ sınavlarında ortaya çıkan skandal vakalar ve velilerin okulların önünde evlatlarını beklerken çekilen görüntüler salgının devam ettiği ülkemizde daha kötüye gidecek bir görüntü vermektedir. Sınavlarda 60 metrekarelik bir dört duvarın içinde ağzını ve burnunu kapatan bir maskeyle önünde kitapçık elinde kalemi, yüreğinde ise gelecek ve sağlık kaygısıyla gençliği sınavını “huzur ve güven” içerisinde geçmesi beklenebilir mi? Öğrencinin isteği doğrultusunda maskesini çıkarabileceğini söyleyenler o öğrencinin bu hastalığa yakalanıp taşımayacağını garanti edebilir mi? Maalesef bu soruların cevabı hayır. Bu hayır cevabı liseli gençliğin ne canının ne de geleceğinin onlar için önemi olmadığını bizlere anlatıyor…

Üç aya yakın bir süre evlerinde salgından dolayı kapalı kalmış liselilerden 1 ayı esirgeyenlerin bugüne kadar gençliği ‘at yarışı’ niteliğindeki sınavlarında her ne kadar acil bir sorun olarak önümüzde sınavların ertelenmesi gereksinimi duruyor olsa da bugüne kadar öğrencilerin bu sınavlarda eşitsiz olarak yarıştırıldığını da unutmamalıyız.

Dershaneler, butik dershaneler, özel dersler, özel okullar, türlü yayınevlerinin pahalı test ve konu anlatımlı kitapları ve bunlara ulaşamayanlar ya da emekçi ailelerinin kendilerini zorlayarak canından can koparcasına varıyla yoğuyla evlatlarını okutma çabaları, meslek liselerinde üniversite hayalleri olan fakat dört sene boyunca temel dersleri es geçilmiş binlerce meslek liseli… Bunların hepsini bir kez önümüze koyup baktığımızda ve son olarak yaşadığımız YKS fiyaskosuyla zaten gençliğin geleceğinin hiçe sayıldığını görüyor, sağlığının önemsenmediğine şaşırmıyoruz.

AKP döneminde ÖSYM sınavlarında yaşanan yolsuzlukları ve skandalları biliyoruz. Örneğin Ali Demir’in ÖSYM başkanı olduğu dönemde yaşanan 2011’de ki YGS şifre skandalı aklımıza ilk gelenlerden birisi oluyor. Bugün o dönem müritlerine cevapları veren FETÖ olmasa da diğer gerici vakıf ve derneklerle iktidarın, onun kurumlarının en basiti Milli Eğitim Bakanlığı ile olan sıcak ilişkileri, protokolleri var. Yine o dönemin başbakanı bugünün ise Cumhurbaşkanı sokağa dökülüp haklarını isteyen liseli gençliği “karşılarına 10 bin genci koyarız ama” diyerek tehdit etmişti. Sonrasında ise Ali Demir’in FETÖ ile araları bozulduğunda tutuklandığını biliyoruz. Aynı zamanda bu sene enfekte olan öğrencilerin hastanede sınava gireceğini de biliyoruz. Peki AKP’nin sicili ve bu sınavlara hastanelerde girecek öğrencilerin olduğunu önümüze koyduğumuzda gerçekten sınavlara skandalların ve hilelerin karışmayacağı ne malum?

Son kertede Ziya Selçuk’un dediğinin tam tersi olarak sınavlar huzursuzluk, güvensizlik ve geleceksizlikle sonuçlanacaktır! Fakat Fatih Altaylı’nın dediğinin tam tersi olarak gençlik başa geleni çekmeyecek, ona dayatılan kader anlayışını reddedecektir. Gençlik onların yarattığı geleceksizliğe mahkum değildir. Geleceği için mücadeleyi suya değil sıralarında, sınıflarında yani gerçek hayata yazacaktır.