Tarihsel TKP üyesi Mustafa Sarıbaş: TKH ve 100.Yıl Komiteleri olarak emekçileri, işçi sınıfını, kadınları, gençleri, ilericileri ve yurtseverleri 13 Eylül'de Kartal'a çağırıyoruz.

TKH ve 100.Yıl Komiteleri olarak emekçileri, işçi sınıfını, kadınları, gençleri, ilericileri ve yurtseverleri 13 Eylül Pazar günü saat 15:00'te Kartal Meydanında gerçekleştireceğimiz etkinliğe çağırıyoruz.

Tarihsel TKP üyesi Mustafa Sarıbaş: TKH ve 100.Yıl Komiteleri olarak emekçileri, işçi sınıfını, kadınları, gençleri, ilericileri ve yurtseverleri 13 Eylül'de Kartal'a çağırıyoruz.

Tarihsel TKP üyesi Mustafa Sarıbaş’tan sosyalist mücadeleye girişi, öğretmen örgütlenmesi, Parti ile tanışması, likidasyon ve TKP’nin 100. yılı nedeniyle yürütülen çalışmalar hakkındaki değerlendirmelerini aldık.

Merhaba Mustafa abi, senden öncelikle sosyalist mücadeleyle nasıl tanıştığını, lise dönemini ve öğretmen çalışmasındaki deneyimlerini dinlemek isteriz.

1951 yılında Malatya’nın Hekimhan ilçesinde doğdum. Sosyalist düşünceyle 1965 yılında tanıştım. Lise birinci sınıfta felsefe öğretmenim Halis Keleş’in verdiği kitaplar ve bizlerle yaptığı sohbetler benim sol fikirlerle tanışmama ve merak etmeme vesile oldu. O dönemde Türkiye İşçi Partisi’nin Malatya’da faaliyetleri yoğundu. Bu süreçte terzilik yapan Kadir Sabaner amcamız ile tanıştık. Kendisi Malatya’nın eski sosyalistlerindendi. Lise döneminde sol hareket Malatya’da yükselmişti. Biz de aktif olarak liseli öğrenci hareketi içinde çalışma yürütüyorduk.Lise ikinci sınıfta eski not sisteminin kaldırılması ve yerine yeni not sisteminin getirilmesi üzerine arkadaşlarımızla okulda bütün öğrencilerin katıldığı ve bizim öncülük ettiğimiz bir eylem yaptık. Sonucunda benzer eylemler ülkedeki başka illerde farklı liselerde devam etti. Lise yılları sonrası İstanbul Üniversitesi Hukuk fakültesini kazandım ama kayıt yaptırmadan Malatya’daki mücadelemizi sürdürmek üzere memleketime geri döndüm.

Malatya’da Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) ile ilişkilerim vardı.Dışarıdan dersler vererek öğretmen oldum. Öğretmen olduktan sonra da TÖS üyesi oldum. Aralık 1969’da TÖS’ün örgütlediği büyük öğretmen boykotuna katıldım.Boykot örgütlenmesi için Malatya’nın köylerinde çalışma yürüttüm. Boykot sonrası beni ve bazı arkadaşları açığa aldılar. Bu durum karşısında dava açtık ve davayı kazanarak görevimize geri döndük.

Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği’nin (TÖB-DER) ilçe kuruluşlarında Sivas’ta aktif çalışma yürüttüm. O yıllarda Dışlık diye bir köyde çalıştım. Orada Demirci Halil diye bir amca vardı. O beni ”Bizim Radyo” ile tanıştırdı. 1975 yılında İstanbul’a geldim. İlk olarak TÖB-DER’e gittim. TÖB-DER’de Birlik Dayanışmacı arkadaşları sordum. Sorduğum kişi ise TÖB-DER İstanbul Şube Başkanı Talip Öztürk idi. Kendisine işçilerin yoğun olduğu bölgeleri sordum. Bana Alibeyköy’ü önerdiler. O bölgedeki bazı arkadaşların isimlerini paylaştılar ve ardından çalışmalara başladım.

Peki TKP ile tanışman nasıl oldu?

Üç kişilik birimimiz vardı. Atılım, Ürün, Politika gazeteleri partinin yayın organıydı.İstanbul’da süreç içinde yürüttüğüm çalışmaların sonucunda aynı birimden bir yoldaşımız bana Partili olduğumu tebliğ etti ve Parti adımı verdi. 1976 yılında Partili oldum. İstanbul’a gelirken bulmak istediğim Partimi bulmuş oldum. Ve bu da beni çok mutlu etti.

TKP’li olduğumda partili çalışmanın örgütlü olmanın önemini kavradım. Kitle içinde Parti’nin siyasi örgütsel mücadelesinde geriye düşmemeyi kavradım. Parti kültürüyle tanıştım. İstanbul Eyüp, Alibeyköy, Gaziosmanpaşa, Bayrampaşa çalışma bölgemizdeki partinin tüm etkinliklerine aktif olarak katıldım. Yerelliklerde İGD ve İKD ile demokrasi-dayanışma komitelerinde birlikte çalıştık.

1 Mayıs’lara öğretmenler olarak kitlesel katılımlar gerçekleştirdik. ”TKP’ye Özgürlük” ve ”Yolumuz işçi sınıfının yoludur” şiarını kitlelere ulaştırdık.Bu süreçte bir çok yoldaşımız katledildi ama mücadele devam etti. Sosyalizm mücadelesinde işçi sınıfı partisinin TKP olduğunu bilincimize yazdık.

TKP’nin likide olduğu dönem ve sonrasına ilişkin düşüncelerini alabilir miyiz?

Darbeden sonra perestroyka sürecine kadar çalışmalarımız sürdü. O süreçten sonra Partide likidasyon süreci başladı. Bu süreçte ben ve bazı yoldaşlar TKP ve TİP’in birleşme kararı sonrası kurulan TBKP’ye katılmadık. Öğretmen örgütlenmesi çalışması yaptık ve 1992 yılında ilk memur sendikası olan Eğitim-İş’i kurduk. Eğitim-İş sendikasının örgütlenmesi için Şişli, Beyoğlu, Kağıthane ve Beşiktaş ilçelerinde şube başkanlıkları yaptım.

2011 yılında Kartal’da TKP’ye katıldım. 2014 yılında yaşanan ayrışma sürecinden sonra 2015 yılında 146 yoldaşımla partimiz Türkiye Komünist Hareketi’nin (TKH) kuruluşunu gerçekleştirdik. Bugün gelenekten geleceğe şiarıyla işçi sınıfının temsiliyetini üstlenebilecek, sınıf içinde kararlı şekilde örgütlenen ve derinleşen bir sınıf partisi olarak mücadelemizi sürdürüyoruz.

Mustafa abi, 13 Eylül’de yapılacak 100. yıl etkinliği hakkında ne söylemek istersin? Mesajın ne olur?

Şimdi dev bir çınar olan TKP’nin yüzüncü yaşını tarihine yakışır şekilde kutlamak, sınıfın örgütlü gücünü yükseltmek için gelenekten gelen yoldaşlarımızla 100. Yıl Komiteleri’ni kurduk, çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu ülkenin en köklü Partisinin yüzüncü yaşınının kutlanmasına Partimiz TKH, komünist siyaseti güçlendirme ve sınıfla buluşturma gibi bir misyonla bakmaktadır.

TKH ve 100.Yıl Komiteleri olarak emekçileri, işçi sınıfını, kadınları, gençleri, ilericileri ve yurtseverleri 13 Eylül Pazar günü saat 15:00’te Kartal Meydanında gerçekleştireceğimiz etkinliğe çağırıyoruz.