Türkiye Gazetesi'nden CHP'ye: Sizler ruh hastalarısınız, bu ülkenin asalaklarısınız

Türkiye Gazetesi Yayın Koordinatörü Yücel Koç, CHP'ye ve CHP'lilere "ruh hastaları", "bu ülkenin asalakları" diye hakaret etti.

Türkiye Gazetesi'nden CHP'ye: Sizler ruh hastalarısınız, bu ülkenin asalaklarısınız

Işıkçılar cemaatinin yayın organı, Hükümet’e yakınlığıyla bilinen Türkiye gazetesinde geçtiğimiz günlerde bir AKP Gençlik Kolları yöneticisinin “bir kavanoz dolusu mermi”yle CHP ve HDP’yi tehdit ettiği fotoğrafa destek verildi.

Gazetenin aynı zamanda yayın koordinatörü olan Yücel Koç, “Sosyal medya, savaşın ayağı” başlıklı yazısında CHP’ye ve CHP’lilere yönelik “ruh hastaları”, “asalaklar” diyerek hakaretler ederken ağır ithamlarda da bulundu.

Mermili fotoğrafa sahip çıkan Koç, “Ne yapacaklardı, gül mü göstereceklerdi? Ayrıca unutmayın ki, CHP’niz de darbeci, siz de darbecisiniz.” ifadelerini kullandı.

Koç’un yazısında ilgili bölüm şöyle:

“Vay efendim, siz bizim CHP’mizi nasıl mermili fotoğraflarla tehdit edersiniz!” diyorlar.
***
Size cevabı ben vereyim.
Durduk yere tehdit ediyor olsalar, dediğiniz doğru.
Fakat, sizin darbe tehdidinize cevap veriyorlar…
Ne yapacaklardı, gül mü göstereceklerdi?
Ayrıca unutmayın ki, CHP’niz de darbeci, siz de darbecisiniz.
Önceki darbelerde rolünüzü zaten biliyoruz.
15 Temmuzda ne halt ettiğinizi de ayan beyan gördük, yazdık, anlattık.
Sizler amacına ulaşmak için FETÖ ve PKK ile bile iş birliği yapacak tıynette ruh hastalarısınız, bu ülkenin asalaklarısınız.
Hak ettiğiniz cevabı görünce mağdura yatmayacaksınız.
Sıkıysa, darbe heveslilerine 15 Temmuz’u hatırlatanların gösterdiği mermi fotoğraflarını değil…
Arkasına sığındığınız, propagandasına payanda olduğunuz, eli kanlı, niyeti karanlık DHKP-C’nin nasıl bir tehdit olduğunu koyun manşetinize.
Gezi’de birlikte çevirdiğiniz karanlık oyunu yazın bakalım, yazabiliyor musunuz?
Yüzü maskeli polise taş atan CHP İl Başkanı’nın nasıl bir tehdit oluşturabileceğini okuyalım biraz da sizden.
Bunların İBB’deki ‘mezhepçi’ kadrolaşmalarını falan anlatın biraz da…
Yapabilecek misiniz?
Yapamazsınız…
Gazetenizi bedava dağıtıyorlardı değil mi?
Sonra da ‘yandaş’ biz oluyoruz, öyle mi?”