İstanbul'da baraj doluluk oranı yüzde 60'ı geçti
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO)İstanbul Şubesi tarafından hazırlanan ocak ayı İstanbul Su Durumu Raporu yayımlandı.
2021’e girerken baraj doluluk oranlarının yüzde yirminin altına düştüğü belirtilen raporda, yaşanılan su krizinin tek nedeninin iklim krizi ya da kurak bir mevsim olmadığı vurgulandı. Yanlış su politikalarının altı çizilen raporda, su toplama havzalarının yapılaşmaya açılarak küçültülmesi, su yollarının yapılaşmaya açılması, su kaynaklarının kirlenmesi gibi nedenlerle gün geçtikçe içme suyu kaynaklarında azalma olduğu kaydedildi.
İstanbul’da mevcut bir su krizi yaşandığı vurgusu yapılan raporda, su kaynakları gerektiği gibi korunmaz ve Kanal İstanbul gibi projeler hayata geçirilirse İstanbul “Susuz Bir İstanbul” olacak dendi. Raporda; İstanbul’un mevcut içme suyu durumu, iklim değişikliğinin İstanbul su kaynaklarına etkisi, Melen Projesi, Kanal İstanbul, yağmur suyu toplama, biriktirme ve geri kazanımı –gri su ve atık su geri kazanımı – desalinasyon gibi başlıklara yer verildi. Artan nüfusa bir de yanlış su politikaları eklenince İstanbul için susuzluğun ciddi bir sorun olmaya devam edeceği vurgusu yapılan açıklamada, önerilerde de bulunuldu. Sorunun çözümüne yönelik kamusal bir bakışla ve katılımcı bir anlayışla su politikaları geliştirilmesi gerektiği belirtildi.
‘Mega projeler’ ile Avrupa yakasındaki su havzalarının yapılaşmaya açılmasına tepki gösterilen raporda, “Avrupa yakasındaki havzalara gerek kalmayacak anlayışı, kentin su kaynaklarını teker teker yok etmektedir. Bu planlanan çalışmalardan da anlaşıldığı gibi, su politikalarının temeli kent halkına su sağlamak değil yeni rant kapısı açacak su havzalarını yapılaşmaya açmaktır” denildi. Doğa katliamına dikkat çekilen raporda talanın durdurulması, yeşil alanların ve tarım arazilerinin yapılaşmaya açılmasının engellenmesi vurgusu yapıldı.
Ayrıca raporda Melen Barajı’nın 5 yıldan önce devreye giremeyeceğine dikkat çekildi.
İnsan kaynaklı sera gazı emisyonlarındaki artıştan kaynaklanan iklim krizinin öncelikli olarak nüfusun büyük bir kısmının yaşandığı İstanbul gibi mega kentlerde etkisini gösterdiğine dikkat çekilen açıklamada, su yönetiminin gözden geçirilmesi çağrısı yapıldı.
Raporda, Kanal İstanbul, 3’üncü havalimanı ve Yenişehir yapı alanlarının kentin yaklaşık yüzde 7’sini kapladığı belirtildi. Ancak bu projeler ile Avrupa yakasında su toplama havzalarını ve baraj hacimlerini azaldığının altı çizilerek İstanbul için adeta bir cinayet olduğu kaydedildi. Raporda, İstanbul’un su depolama kapasitesinin yüzde 10,21’ini karşılayan Sazlıdere Barajı’nın Kanal İstanbul projesinin hayata geçmesiyle yok olacağı belirtilirken, yüzde 18,68’ini karşılayan Terkos’un ise önemli kayıplar yaşayacağı aktarıldı.
Eskişehir'de kamu işçileri iktidarın açıkladığı zam oranlarını protesto etmek için eylem düzenledi. Eylemde “İşçiyiz haklıyız…
Merkez Bankası verilerine göre Türk Lirası yabancı para birimleri karşısında değer kaybetti.
Memur ve emekliye yapılan zammın enflasyonun gerisinde kalması kamuoyunda tepkilere yol açarken, eski AKP Milletvekili…
Diyanet İşleri Başkanlığı, cuma hutbesinde gerici saldırıların hedefindeki Leman Dergisi'ni hedef aldı. Hutbede ". Birlik…
CHP'nin 38'inci kurultayına ilişkin soruşturmada Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi, yeniden "görevsizlik" kararı vererek görev…
Antalya'da Sosyal Güvenlik Kurumu'nda (SGK) görevli 2 müfettiş ile eski SGK İl Müdürü S.E. gözaltına…