Gece baskınıyla çıkılan İstanbul Sözleşmesi 2011'de böyle kabul edilmişti

Gericiler tarafından sevinçle karşılanan bu gelişme, İstanbul Sözleşmesi'nin imza sürecini akıllara getirdi. Peki İstanbul Sözleşmesi nasıl kabul edildi? İşte sürecin kronolojisi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla, Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldı. Gericiler tarafından sevinçle karşılanan bu gelişme, İstanbul Sözleşmesi’nin imza sürecini akıllara getirdi. Peki İstanbul Sözleşmesi nasıl kabul edildi? İşte sürecin kronolojisi;

Sözleşmesinin imzalandığı dönemde Avrupa Konseyi’nin dönem başkanlığını Türkiye yürütüyordu.

Kasım 2010 – Mayıs 2011 döneminde Avrupa Konseyi Dönem Başkanlığı’nı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel danışmanlığını yapan, şimdi ki Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu üstlenirken, 2010-2012 dönemi için Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı’na ise dönemin AKP milletvekili, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yapıyordu.

Sözleşmenin imzalandığı gün Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin başkanlığını da, yine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yaptı.

AKP tarafından sözleşme, 11 Kasım 2011 tarihinde Meclis’e getirildi ve sözleşmenin en tepesinden dönemin Başbakan’ı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzası yer aldı.

Dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, şimdiki AKP Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin süreci hızlandırmak için çalışırken, AKP milletvekili Azize Sibel Gönül başkanlığındaki Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, 22 Kasım 2011’de oybirliği ile teklifi kabul etti. Sonrasında da Azize Sibel Gönül, AKP Kadın Kolları Başkanlığı yapmıştı.

24 Kasım 2011 tarihinde de Dışişleri Komisyonu tasarıyı oybirliği ile kabul etmişti. Komisyonun başkanlığını da AKP milletvekili Volkan Bozkır yapmıştı.

İstanbul Sözleşmesini jet hızıyla aynı gün TBMM’ye de dönemin Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu üyesi Cemil Çiçek getirmişti.

İstanbul Sözleşmesi’ni Türkiye adına dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu imzaladı. Davutoğlu imzalamaktan da öteye giderek, sözleşmeyi “şahsi mesele” olarak sahiplendiğini belirtti.

Cemil Çiçek ise, “Şahsi kanaatim, sözleşmenin bir an evvel Genel Kurul’dan geçmesi. Bu nedenle Sayın Şahin’i de arayıp ‘bana düşen ne varsa sonuna kadar destek veririm’ dedim. Hükümet, sivil toplum, muhalefet, hep birlikte çalışalım ve bu işin yasal düzenlemesini yapalım” demişti.

AKP VE TÜM PARTİLER SAVUNDU

23 Kasım’da Meclis’te kürsüye çıkan AKP’li milletvekili vekili Azize Sibel Gönül şöyle dedi:

“Bu uluslararası anlaşmanın hayırlı olmasını diliyorum, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü münasebetiyle başlattığımız, Sayın Başbakanımızın da imzaladığı ‘biz de varız’ imza kampanyasını buradan sizlere duyuruyor ve hepinizin desteğini bekliyoruz.”

24 Kasım’da da İstanbul Sözleşmesi Meclis’te görüşülmeye başlandı. Meclis’te olan CHP, MHP ve BDP destek verdi.

AKP adına kürsüye çıkan Nurettin Canikli şöyle dedi:

“Sözleşmeyi parlamentosundan geçiren, yasalaştıran ilk ülke olma onuru da inşallah bize ait olacak biraz sonra; hepimize ait olacak, bütün milletvekillerimize, bütün gruplarımıza ve Türkiye’ye ait olacak. Bu gurur gerçekten çok tarihi bir anın da aynı zamanda yansımasını ifade ediyor.”

MHP adına konuşan Mehmet Şandır sözleşmeye desteklerini açıklarken, Meclis’te oylamaya katılan 247 milletvekilinden 246’sı “evet” diyerek sözleşmeyi kabul etti. Yalnızca 1 vekil çekimser kaldı.

Meclis’ten geçen İstanbul Sözleşmesi 10 Şubat 2012 tarihinde AKP hükümetinin Bakanlar Kurulu’nda kabul edildi ve 8 Mart 2012’de de Resmi Gazete de yayımlandı.

İstanbul Sözleşmesi 1 Ağustos 2014 tarihinde de yürürlüğü girdi.

Tüm bu süreçte İstanbul Sözleşmesi’nin propagandası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın başkan yardımcılığını yaptığı Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından yürütüldü.

İstanbul sözleşmesi, 2019 yılı itibarıyla 34 ülkede farklı zamanlarda onaylandı ve yürürlüğe girdi. Türkiye, toplamda 46 imzacısı bulunan sözleşmeyi ilk imzalayan ve onaylayan ülkelerden biriydi.

Ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, her adımında kendi imzasını taşıyan İstanbul Sözleşmesi’ni, gece yarısı yine kendi imzasını taşıyan bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kaldırdı.