İKD: Emeğimiz için, haklarımız için, İstanbul Sözleşmesi için 19 Haziran'da gerçekleştireceğimiz buluşmalarımıza bütün dostlarımızı bekliyoruz
"Örgütlenmek hakkımızdır. Yağmaya, sömürüye ve her türlü ayrımcılığa dur demek için, haklarımız için örgütleniyoruz. İnsanca bir yaşam, eşitlikçi bir düzen mümkün. Kadınlar mücadeleye!"
İlerici Kadınlar Derneği (İKD), 19 Haziran Cumartesi günü İstanbul ve İzmir’de düzenlenecek olan buluşmaları için bir açıklama yayımlayarak çağrıda bulundu.
“Pandemide kadınların payına düşen ise daha fazla işsizlik, yoksulluk ve güvencesiz çalışmadır. Ülke kaynaklarının bir avuç patrona peşkeş çekildiği, tarikatların, mafya ve suç örgütlerinin hükümranlık sürdüğü bu yağma düzeni kaderimiz değildir.” ifadelerini kullanan İKD, “İnsanca bir yaşam için haklarımızdan vazgeçmiyoruz” diyerek emekçi kadınları 19 Haziran’da İstanbul’da saat 17.00’de İzmir’de ise 18.30’da düzenlenecek olan buluşmaya çağırdı.
Açıklamasında taleplerini sıralayan İKD, İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline ilişkin kararın geri alınması ve sözleşmenin uygulanması gerektiğinin altını çizerek, “Örgütlenmek hakkımızdır. Yağmaya, sömürüye ve her türlü ayrımcılığa dur demek için, haklarımız için örgütleniyoruz. İnsanca bir yaşam, eşitlikçi bir düzen mümkün.” ifadeleriyle kadınları mücadeleye çağırdı.
İKD’nin açıklamasının tam metni şöyle:
“Ülkemizde ve dünyada yaşanan ekonomik kriz pandemi süreci ile birlikte derinleşmiştir.
Ancak her dönem olduğu gibi bugün de sermaye sınıfı krizi fırsat bilip karına kar katarken, krizin ağır yükü ve maliyeti emekçilerin omuzlarına yükleniyor. Emekçilerin onlarca yıldır mücadele vererek kazandığı haklar hızla ellerinden alınıyor.
Pandemide kadınların payına düşen ise daha fazla işsizlik, yoksulluk ve güvencesiz çalışmadır.
Ülke kaynaklarının bir avuç patrona peşkeş çekildiği, tarikatların, mafya ve suç örgütlerinin hükümranlık sürdüğü bu yağma düzeni kaderimiz değildir.
Milyonlarca emekçinin alın teri ile yaratılan ülke zenginliklerinin yağmalanmasına, büyük mücadeleler ile kazanılmış haklarımızın gasp edilmesine karşı ayağa kalkıyoruz.
İnsanca bir yaşam için haklarımızdan vazgeçmiyoruz.
- Çalışabilir durumdaki her yurttaş için çalışmak anayasal bir haktır
Anayasanın 49.maddesi “Çalışma herkesin hakkı ve ödevidir” demekte ve devlete “işsizliği engellemek için elverişli bir ortam sağlama yükümlülüğü” vermektedir. Kadınların aile ve ev içi rollere ve işsizliğe mahkum edilmesini reddediyoruz.
- İnsanca yaşayacak bir ücret hakkımızdır. Asgari ücret her türlü ihtiyacı karşılayacak ve insanca yaşanacak tutarda olmalıdır.
Anayasada “sosyal bir hukuk devleti” tanımı yapılarak, uluslararası sözleşmelerle insanca yaşama hakkı güvence altına alınmaktadır. Ancak bugün asgari ücret açlık sınırının altındadır. Kadınların büyük bir kısmı ise asgari ücrete dahi erişememektedir.
Salgın nedeniyle verilen izinlerin ücretli olması zorunlu kılınmalıdır.
Salgın ve kriz bahane edilerek uygulamaya konan kısa çalışma ödeneği iptal edilmeli, ödenmeyen ücretler devlet garantisi altına alınmalıdır.
- Güvenceli çalışma hakkımızdır. Sigortasız ve kayıt dışı çalışmaya son verilmelidir.
Uzaktan çalışma, esnek çalışma, parça başı çalışma gibi istihdam biçimlerinin kadınların ev ve iş yaşamını uyumlulaştırma adı altında meşrulaştırılmasını reddediyoruz.
Esnek çalışma dayatmasına son verilmeli, güvenceli çalışma esas alınmalıdır.
Kayıt dışı istihdama son verilmeli, bütün emekçilere iş güvencesi sağlanmalıdır.
Uzaktan çalışma biçimleri ile çalışma saatlerinin uzatılmasına son verilmeli, hak gasplarının önüne geçilmelidir.
- Eşit işe eşit ücret hakkımızdır. Ayrımcılık son bulmalıdır.
Anayasada ve yasalarda ayrımcılık yasaklanmıştır. Kadınların ucuz iş gücü olarak görülmesine ve her türlü ayrımcılığa son verilmelidir.
- Çocuklarımız için ücretsiz kreş hakkımızdır
Çalışan ebeveynler için kreş olanağı sağlanması yasalarda tanımlanmıştır. Bütün hijyen koşulları sağlanarak her mahalleye, her işyerine ücretsiz kreşler açılmalıdır.
- Güvenli çalışma ve ücretsiz sağlık hizmeti hakkımızdır
Tüm emekçilerin bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam iyilik halinin sağlanması yasal bir zorunluluktur. Emekçilerin pandemi koşullarında yaşamını ve sağlığını tehlikeye atacak şekilde çalışmaya zorlanmasına son verilmelidir.
Bütün özel sağlık kurumları kamulaştırılarak sağlık hizmetleri ve aşı bütün yurttaşlara ücretsiz sağlanmalıdır.
- Eşit, parasız, bilimsel eğitim hakkımızdır; uzaktan eğitime erişim eşitsizliğinin önüne geçilmelidir.
Eğitim ve öğretim anayasal bir haktır ve devlet tarafından ücretsiz eğitim hizmeti sunulması zorunludur. Pandemide uzaktan eğitime geçilmesiyle birlikte başta kız çocukları olmak üzere milyonlarca çocuk eğitim olanağından mahrum kalmıştır.
Bütün öğrenciler için eğitime erişim olanağı ile birlikte tablet ve internet ücretsiz olarak sağlanmalıdır.
Eğitim kurumları hijyen koşulları sağlandıktan sonra açılmalı, eğitim bilimsel ve parasız olmalıdır.
- Kadına yönelik şiddetin önlenmesi devletin sorumluluğundadır. İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline ilişkin karar geri alınmalı, Sözleşme uygulanmalıdır.
- Örgütlenmek hakkımızdır. Yağmaya, sömürüye ve her türlü ayrımcılığa dur demek için, haklarımız için örgütleniyoruz. İnsanca bir yaşam, eşitlikçi bir düzen mümkün. Kadınlar mücadeleye!”
19 Haziran Cumartesi
İstanbul, Kartal Meydanı, saat 17.00
İzmir, Kültürpark Fuar Alanı, Ahşap Sahne, 18:30