RÖPORTAJ | Haliç Üniversitesi öğrencileri eski rektörleri Melih Bulu'yu anlattı

Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi’ne atanmadan önce Haliç Üniversitesi’nde rektörlük koltuğunda bulunuyordu. Bizler de Manifesto olarak Haliç Üniversitesi’nden üç öğrenci arkadaşımıza Melih Bulu’yu sorduk.

RÖPORTAJ | Haliç Üniversitesi öğrencileri eski rektörleri Melih Bulu'yu anlattı

AKP’li Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasına karşı tepkiler devam ediyor. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenlerinin tepkisi bütün ülkeye yayılmış durumda. Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi’ne atanmadan önce Haliç Üniversitesi’nde rektörlük koltuğunda bulunuyordu. Bizler de Manifesto olarak Haliç Üniversitesi’nden üç öğrenci arkadaşımıza Melih Bulu’yu sorduk.

Haliç Üniversitesi öğrencileri olarak eski rektörünüz Melih Bulu hakkında ne söylemek istersiniz?

Rüveyda K.:Boğaziçi Üniversitesi atanmış rektörü Melih Bulu’nun atanmadan önce rektörlüğünü yaptığı Haliç Üniversitesi öğrencisiyim. Melih Bulu atanmasına ilişkin yaptığı açıklamalarda sıklıkla “ben öğrencisini dinleyen çözüm odaklı bir rektörüm” imajı çizmeye çalışsa da Haliç Üniversitesi öğrencileri çok iyi biliyorlar ki, Melih Bulu çözüm odaklı bir rektör olmaktan çok uzakta, öğrencilerinin fikirlerini yok sayan, sosyal medya platformlarında öğrencilerini engelleyen, umursamaz bir rektördür. AKP iktidarının Türkiye’nin en önemli devlet üniversitelerinden bir olan Boğaziçi Üniversitesi’nin akademisyenlerinin ve öğrencilerinin fikirlerini göz ardı edip adeta bir güç gösterisinde bulunarak rektörlük koltuğuna oturttuğu Melih Bulu’nun Boğaziçili arkadaşlarımızın karşına geçip “ben de seçimi savunuyorum” demesi; zamanında Haliçli öğrencilerle dalga geçtiği gibi şimdi de hak arayışında olan Boğaziçili arkadaşlarımızın da aklıyla alay ettiğinin ispatıdır. Eğer gerçekten öğrencilerin tepki gösterdiğini haklı buluyorsa, Haliç Üniversitesi öğrencileri adına bir kez de ben kendisini istifa etmeye davet ediyorum.

Haliç Üniversitesinde yaşanan sınav gündemine değinebilir misiniz? Ne tür sıkıntılar yaşadınız Melih Bulu ile?

Ali T.: İlk vize döneminin başında, sınavlara yaklaşık bir hafta kala sınavların kameralı olacağı söylendi ve hocaların söylediği şey “kamera açacaksınız ve bulamıyorsanız komşunuzdan isteyin ve kamera açtıktan sonra önce bize odayı gezdireceksiniz ve telefonu uçak moduna aldığınızı gösterip bir yere koyduktan sonra, eliniz asla hareket etmeyecek ve kamerada öğretmen sizden herhangi bir şüpheli durup sezdiğinde tekrar odayı gezdireceksiniz”, şeklindeydi. Biz bunun üzerine sosyal medya üzerinden bir hastag çalışması yürüttük ve birçok tweet atılması üzerinden uzun bir zaman geçmesine rağmen rektörden bir yanıt alamadık. O zaman Melih Bulu Haliç Üniversitesi rektörüydü. Ben bunun üzerine Melih Bulu’ya sosyal medya üzerinden mesaj yazdım. “Twitter’daki bu gündeme hala cevap vermeyecek misiniz?” dedim. Bana orda dediğini tweet olarak da attı. Hatırladığım kadarıyla, yeni düzenin getirdiği zorunluluklar bunlar ve bu dünyanın birçok yerinde böyle gibi cevaplar vermişti. Altına yapılan yorumlara da bazı cevaplar vermişti. Ben verdiği cevapların aslında kimseyi tatmin etmediğini düşünüyorum, kendisi de bunu biliyor bence. Verdiği cevaplarla da, ben cevap verdim, sınavlar kameralı olacak, demiş oldu ve bunu tamamen bize dayattı. Ve ilk sınavlar mecburen kameralı oldu. Şimdi ikinci sınavlar olacak. Şöyle de bir durum var, elektrik kesintisini öğrenciler kontrol edemez, internet kesintisini öğrenciler kontrol edemez ama iki saniyelik bir kesinti olsa dahi bütün sınavın iptal olması gibi bir durum söz konusu. Yani öğrenciler bir dönem boyunca çalışıyor, bir yere getiriyorlar kendilerini ama sadece kırk dakikalık bir sınav esnasında iki saniye kesintiye uğrarsan senin sınavını iptal ediyorlar. Böyle rezillikler de var. Zaten online eğitimde kendi bölümüm adına konuşursam verim yok. Örneğin, hoca dersi anlatıyor herkesin anladığını düşünüyor, bize derse dair sorular soruyor ama hiç evde nasıl bir haldeyiz, herkes dinleyebiliyor mu, herkesin durumu eşit mi? Evde 5 kardeşi olan var, onlarla beraber derse giren var evde de tek bilgisayar olanları var…

MELİH BULU: DÜZENE AYAK UYDURAMIYORSANIZ, YARIŞIN DIŞINDA KALACAKSINIZ

Yani kamera ve bilgisayar erişimi olmayanlara komşunuzdan alın mı diyorlar?

Ezgi D. : Evet, ya da okula gelin dediler, okula gelin dedikleri dönemde günlük 15.000 hasta vardı. O zaman bizi okula çağırmıştı Melih Bulu. Hatta ilk sosyal medya paylaşımının sonunda “…düzene ayak uyduramıyorsanız, yarışın dışında kalacaksanız.” yazmıştı. Burada da aslında imalı olarak tepki gösteren arkadaşlara bir gönderme yapıyordu, sizin aleyhinize olur şeklinde. Zaten Türkiye şartlarında eğitimin eşitliğinden bahsedemiyoruz. Benim de yeğenim bize geliyordu ilk zamanlarda vize sınavlarından önce. Yeğenim ikinci sınıftı gelip bizde derse giriyordu. O zaman ben de kendi telefonumdan derse giriyordum. İnternet aynı wifi kullanıldığı için çok yavaş oluyordu. Buna rağmen bize o zaman okula gelin sınava girin diyebildi.

A: İlk sosyal medya paylaşımı “vize sınavları okulda yapılıyor, isteyenler kamera açarak evde girebiliyor” şeklindeydi. Yani asıl 15.000 hasta sayısı olduğu zamanlarda vizeler için okula çağırdı. Sonra, o zamanlar da 20 yaş altı sokağa çıkma kısıtlaması vardı ve ben de tekrar sosyal medya üzerinden hocaya yazarak “Hocam sokağa çıkma yasağı var ve sadece belirli zamanlarda sokağa çıkabiliyoruz ve onlar da sınav saatleri değil.” yazmıştım. O da sınava bir hafta kala “Onun için izin belgeleri halledilir, gelebilirsiniz.” demişti. Eğer böyle bir uygulama yapılacaksa ve sen köklü bir üniversite isen daha önceden belirlersin ve eğer okula gelmek isteyen varsa şu yönergeleri izleyerek okula gelebilir dersin. Sınava bir hafta kala, biz kamera açtıracağız, kamera açmayan okula gelsin denmez. Bir hafta kala gidip kamera alanlar oldu. Arkadaşlarımız gidiyor kamera alıyor ve sonra hoca diyor ki “Ben sınavı kamerasız yapacağım.” Yani aldığı kamera da boşa gitmiş oldu. Okulun iletişimsizliği çok yüksek. Sadece rektör o zamanlar bazılarımıza cevap verdi, bazılarımızı engelledi. Yani çözümü engellemekte buldu. Verdiği cevapların da sorduğumuz sorularla alakası yok zaten. Bir tıp öğrencisi diyor ki “Benim banka hesabımda şu kadar para var, ben 360 derece kamerayı nasıl alacağım. Melih Bulu da altına, “Bildiğime göre en yüksek ücreti tıp öğrencileri ödüyor, sen tam burslu musun?” diyor.

Yani öğrenci istediği kadar burssuz olsun ama mevzu o değil. 360 derece kamera ucuz bir şey değil ve sen bunu almaya mahkûm bırakılıyorsun, olmadı gel okulda sınav ol diyorsun. Online eğitimin getirdiği zorluklar var evet ama bizim üniversitemiz için online eğitimde hiç yardımcı olmadılar.

“BEN SADECE TROLL OLANLARI ENGELLİYORUM DEDİ KENDİSİ AKTROLL ÇIKTI”

O zaman genel olarak vakıf üniversitesinde okuyan öğrencilerin maddi durumunun yüksek, hepsinin zengin olduğu algısı sizin okulunuzda daha da hakim galiba?

Ali T. : Evet, bütün okula aynı çizgide görüyorlar.

Ezgi D. : Aynı olsa dahi, ben de mesela para veriyorum %75 bursluyum. Benim dönemimden sonrakilerde %75 burs hakkı ÖSYM tarafından kaldırıldı. Sadece %50 bursla ya da tam bursla girebiliyorlar. Böyle olsa bile, aileler ne şartlarda bu kişileri yetiştiriyorlar ve okula ne şartlarda para veriyorlar? Son senesinde, pandemi sebebiyle ailesi işte çıkarılan kendisi de iş bulup çalışamayan ve okulu bırakmak zorunda kalan arkadaşlarımız var. Hiç kimse elinden tutayım demedi. Biz de yardımcı olamadık. Çünkü bizim de durumumuz malum. Birde öğrencileri engelleme konusunda ben şöyle bir şey hatırlıyorum. Melih Bulu’ya yine sosyal medya üzerinden şu soru sorulmıştu “Öğrencileri neden engelliyorsunuz?”. Bizim tek amacımız bir çözüm ya da işi kolaylaştırmaktı. Melih Bulu ise “Ben sadece troll olanları engelliyorum.” yazmıştı. Yani hak arayan öğrencileri troll olarak ilan etmişti. Geçenlerde Melih Bulu’nun AKP’deki bir görevi daha ortaya çıktı. Kendisi akıncıların başındaymış, sosyal medya ekibinin yani. Böyle birisinin bize çıkıp, sırf hak aradığımız için, sınavlarımız kameralı olmasın dediğimiz için bize troll demesi de komik.

Peki, Boğaziçi öğrencilerinin direnişleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Devam etmeliler mi, destekliyor musunuz? Veya buradan onlara söylemek istediğiniz bir mesaj var mı?

Rüveyda K. : Bizce çok güzel bir şeye öncülük ediyorlar şu an. Sadece Boğaziçi sınırları içerisinde bakmamak lazım bu olaya. Türkiye genelinde AKP’nin üniversitelere saldırılarından sadece biri olmasına rağmen şuandan itibaren kendini aşıp memleket gündemi haline gelmiştir. Aslında bu kazanılırsa birçok şeye öncülük edilmiş olacak. Birçok mücadele kazanılmış olacak diye düşünüyorum atanmış rektörlere karşı.

Peki, Melih Bulu Haliç Üniversitesi rektörü iken akademisyenlerin tavrı ne yöndeydi. Şu an Boğaziçi’nde rektörü reddeden, rektöre sırtını dönen akademisyenleri gördük. Sizin okulda böyle bir tepki var mıydı?

Ali T. : Bizim okulda belirli bir düzen var bizim yanımızda duran bir hoca olmadığı gibi, herhangi bir karşı tavır veya ters bir söylem de görmedik. Çünkü özel okul rahat bir şekilde kovulabilir hocalar ve işe alınacak hocalarda yandaş olabilir.

Ek olarak şu an Boğaziçi direnişini takdir ediyoruz. Biz o zaman sınav sorunu ve kamera sorunu yaşadığımızda bunlar ciddi meseleler olmasına rağmen biz okul olarak belirli bir etki yaratamadık, aynı çizgide duramadık. Bu çalışmaya ister istemez biz katılıyoruz ama herkes destek verse belki de biz kazanmıştık. O gün rektör geri adım atmıştı. Bu sebeple Boğaziçi öğrencilerine destek vermek gerektiğini düşünüyoruz ve en önemlisi öğrencilerin birlik olması.

“MELİH BULU İSTİFA ETMELİDİR, TEKRAR HALİÇ ÜNİVERSİTESİ’NE GELMEYİ DÜŞÜNMESİN, AYNI TEPKİYİ VERİRİZ”

Peki, bunun sebebi ne, neden örgütlü bir mücadele yürütemediniz?

Ali T. : Süreç tamamen online devam ettiği için çok etkileşime geçebildiğimiz insan yok. Okulumuzun toplam öğrenci sayısı da görece az. Zaten beraber olduklarımızla da sosyal medya sayesinde beraber olduk. Bence bundan dolayıydı. Okuldayken böyle bir şey olsa ben daha büyük bir tepki olacağını düşünüyorum. Biz yapamadık onlar yapsın istiyorum. Şu an Boğaziçi’den ayrılmak için istifa etmesi gerekiyor. Tekrar Haliç’e de dönmeyi düşünmesin bizde aynı tepkiyi veririz. Ek olarak öğrenciler korkuyordu. Çünkü hastag çalışmasından sonra sınav notlarımız nedense beklediğimizden düşük gelmişti.