Sedat Peker’in itirafları ve skandal iddialar: Bölüm 3

“Siyaset ile, kirli uyuşturucu pazarının iç içe geçtiği iddiaları doğru olabilir mi?”, bu hengamede doğru soru biraz da bu.

Sedat Peker’in itirafları ve skandal iddialar: Bölüm 3

Sedat Peker’in iddiaları konuşulmaya, bizzat İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından cevaplanmaya devam ediyor.

Bir uyuşturucu trafiğinin ifşası ve eş zamanlı olarak kimi ‘göstermelik’ büyüklüklerde başarılı uyuşturucu operasyonları da Bakanlık tarafından açıklanıyor. Kim satıcı, kim aracı, kim liman sahibi, kim limandan malları alıp dağıtıcı, kim müptezel, kim sevkiyatçı, kim uyuşturucuları yakalattı diye devlet görevlilerini kızağa alıyor… İddialar bütün bu çekişmenin, bütün bu hırgürün tam da bu kirli pazarın yeniden organize edilme sancılarından doğduğunu gösteriyor. İddia kaldığından isimler açık açık konuşulmuyor bu bir.

İkincisi, haber portalımız “aile içi” kavgaları haberleştirdiği için sıkça sansüre uğradı. Reklam için bile kavga eden aile bireylerinden bahsediliyor. “Onun kanalına neden çok reklam gitti, bizimkilerin televizyonuna, gazetesine neden az reklam geldi” diye kavga ediliyor iddiası var ailede.

Bir başka hatırlatma, Binali Yıldırım İstanbul adaylığı için dillendirildiğinde ‘İstanbul grubunun’ bu adaylık açıklamasını onaylamadığı, dolayısıyla AKP’nin adayı Yıldırım için çalışılmayacağı, hatta mümkünse taş koyulacağı konuşuldu İmamoğlu ile Yıldırım’ın seçim yarışı esnasında.

Yargıda bile belirmişti bu İstanbul grubu, çok mühim iddialarla gündeme gelmişti; yeniden hatırlatacağız…

Siyaset – Yargı – Uyuşturucu – Mafya

“Siyaset ile kirli uyuşturucu pazarının iç içe geçtiği iddiaları doğru olabilir mi?”, bu hengamede doğru soru biraz da bu.

Avrupa’da uyuşturucu pazarının yıllık hacmi 30 milyar Avro. Bu inanılmaz bir rant. Yakın zamanda pek çok uyuşturucu baronu, veya uyuşturucuyla adı geçen pek çok isim öldü. Kimi kazayla, kimi ‘vadesi yeterek’.

Arada sırada, (bu ara biraz sıklıkla) uyuşturucu yakalanıyor. Yurtdışından Türkiye’ye gelmekte olduğu iddia edilen, Mersin ya da İzmir limanlarına ulaşacak yüklü miktardaki uyuşturucu yakalatmalarından bahsetmiyoruz yalnızca; bu baskınlardan hemen sonra hızla gelen Türkiye içi veya Akdeniz’deki operasyonlardan bahsediyoruz.

Peki bu operasyonlar sonrası araştırılması gereken “organizasyon şeması” yargının konusu olmuyor mu? Soruşturmalar yürütülüyor mu?

Akla ister istemez ansızın ölen Burhan Kuzu ile Zindaşti’nin ilişkisi geliyor. Kuzu’nun bir tek telefonuyla bırakıldığı iddia edilen Zindaşti.

Yine yargıda ‘FETÖ Borsası’ geçtiğimiz iki yılda sıkça konuşulmuştu. FETÖ’cü iş adamlarından hatrı sayılır bir bedel alarak dosyalarını kapatıp FETÖ’den aklayan yargı mensupları ve bazı siyasiler. “Hakkınızda dosya var” diye başlayan ve ardından uzatılan yardım eli, elini verenin kolunu ve gövdesini yutan bir karadelik.

Bütün bu kirliliğin üçüncü sacayağı da mafya olarak ortaya çıktı. Zor, çek-senet, tehdit ve gerekirse ortadan kaldırma için kullanılıyor kirli mafya, varoluş amacına uygun olarak. Zindaşti’nin de kızının mafya hesaplaşmasında öldürüldüğü iddia edilmişti örneğin, şoförüyle birlikte. Bu Zindaşti, Ergenekon davasında gizli tanık dersek belki siyasetle bu işlerin mesafesi akıllarımızda biraz daha kısalır.

1 Ocak 2021’e hangi haberle yeni yıla başladık biliyor musunuz?

“İranlı uyuşturucu kaçakçısı firari Naci Şerifi Zindaşti’nin kızı Arzu Zindaşti ve yeğeninin ölümünde ‘azmettirici’ olmakla suçlanan ve koronavirüs tanısı nedeniyle tutuklu bulunduğu cezaevinden izinli çıkan uluslararası uyuşturucu kaçakçısı Orhan Ünğan, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan yurt dışına kaçmaya çalışırken sahte pasaportla yakalandı. Ünğan, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.”

Mehmet Ağar’la Sedat Peker neyi paylaşamıyor?

Sedat Peker, videolarda önce tamamen Berat Albayrak’ı hedef aldı. İstanbul’da düzenlenen operasyonun onun emriyle gerçekleştiğini iddia ediyordu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İstanbul’un kontrolünün Albayrak’ta olduğunu söylediğini iddia etti. Dolayısıyla İstanbul’da düzenlenen gayr-ı resmi operasyon her ne idiyse Albayrak yönetiyordu.

Sonradan FETÖ’nün dolduruşuna geldiğini söyledi. Süleyman Soylu’dan kendisine sert bir yanıt gelince de, aslında Albayrak’ı hedef almasının sebebinin Soylu olduğunu ifade etti. İddiasına göre kabine değişecekti, gerisi bahardı ve Peker “iade-i itibar”la memlekete elini kolunu sallaya sallaya dönecekti. Belki mitinglerine kaldığı yerden devam edecekti, ‘söz verildi’ diye iddia ediyordu.

‘Dönüş biletim’ diye sesleniyordu İçişleri Bakanına.

Berat Albayrak’ı düşman bellemekten vazgeçse de ağabey Albayrak’a sallamaktan geri durmadı Peker. Savaştığı bir cenah Mehmet Ağar’sa diğer cenah Pelikancılardı, sonra Soylu’ya sardı Peker. Biz diğer iki cephesini ileriki yazıya sakladık. Biz emniyet kökenli, Emniyet Genel Müdürlüğü, Adalet ve İçişleri Bakanlığı yapan emekliliği beklenirken ise fiili siyasete soyunan Mehmet Ağar’a mercek tutacağız ilk olarak.

Ve Mehmet Ağar…

Tansu Çiller’in Doğru Yol Partisi, 2002 seçimlerinde baraj altı kalınca, DYP Mehmet Ağar’a kaldı ve Ağar, ANAP, DP gibi karındaş partilerinin kendisinin genel başkanlığı altındaki partide tek çatıda toplamak üzere kolları sıvadı. Ağar, bu partilerin kendilerini feshedip Demokrat Parti altında buluşmaları için çalıştı. Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu hariç diğer ekipleri toplamayı da başardı. Ağar’ın DP’si Çiller zamanını bile mumla aratarak 2007 Türkiye genel seçimlerinde %5.4 oy alınca Ağar da siyasetten tası tarağı topladı.

Sedat Peker’in Soylu’ya destek oldum dediği meşhur DP kongresinde halef-selef olan Mehmet Ağar ile Süleyman Soylu idi.

Soylu’nun Mehmet Ağar’ın DP’yi bırakmasının ardından Genel Başkanlığı almasını Peker şöyle anlatıyordu:

“Akrabam Reşat Hacıfazlıoğlu, senin bütün organizasyonlarını yapan. DYP’nin başına ulaşmak için, seni kongrelere almıyorlardı Eski arşivlerden çıkarın, olaylı kongreleri vardı çok eskiden, yanında kim var bakın, benim arkadaşlarım, onların tabiriyle adamlarım, benim akrabalarım. Sen oralara girerken onlar yanında değil miydi? “Doğru Yol’un başkanlığına çıkmak için uğraşırken kongrelere beni almıyorlardı, il gecelerinde bana sıkıntı çıkarıyorlardı, Sedat Peker’in yanımda akrabası da arkadaşı da yoktu” de…”

Ağar’la mücadele eden ve saf dışı kalan iki isimden birisi DP Genel Başkanlığı için Ağar’la yarışan İhsan Kesici, diğeri ise büyük ittifaka hayır diyen Erkan Mumcu idi. Mumcu, burada önemli tanıklıklar yaptı. Geçtiğimiz yıllarda kısa bir süre de olsa sesi yükseldi. Mumcu, 2007’de Fethullah Gülen hareketine karşı çıkan ve devleti uyaran Meclis konuşmalarıyla da hatırlanıyor.

Mumcu, 2007’deki ittifak görüşmeleri için Mehmet Ağar’ı beklerken; Ağar’ın Fethullah Gülen’in meşhur ‘Türkçe Olimpiyatları’ piyesinde gezdiğini ifade etti. Mumcu’nun tanıklığı şöyle:

“Anavatan Partisi’nin, Demokrat Parti’ye katılma kararı almak amacı ile topladığı Genel Kurulu’na Mehmet Ağar gelecek ve o günkü -Demokrat Parti tüzel kişiliğinin yasal temsilcisi sıfatı ile- bu birleşmeye dair taahhütlerini ilan edecekti. Gelmedi. Peki, gelmeyip ne yaptı? Türkçe Olimpiyatları’na gidip Fetullah Gülen’e övgüler düzdü. Aynı saatlerde binlerce insan kongre salonunda Mehmet Ağar’ı söz verdiği gibi bir beyanda bulunması için beklerken, o gidip Fetullah Gülen’e övgüler düzen konuşmalar yaptı.” [1]

İddiaya göre, Mumcu’nun Gülen çıkışına Gülen çok üzülmüş, Mehmet Ağar da Gülen’in üzülmesine çok üzülmüş, derhal parti kurmaylarını af dilemeye ABD’ye Gülen’in yanına göndermişti.

Sedat Peker videosunda Ağar’ın bizzat Gülen’i ziyarete gittiğini söyledi. Peker, Fethullah Gülen’in kendisine yazdığı mektubu cezaevinde çerçeveletip astığını da anlattı. Ağar, Susurluk cinayetiyle ilgili hapiste olduğu zaman dilimi kastediliyor. Ağar, buradan 5 yıl hapis cezası almış; 4 yıl yatarak 2013’te tahliye olmuştu.

Ağar’ın oğlunun vekilliğine, Yalıkavak macerasına ve dolayısıyla Mansimov konusuna önümüzdeki yazıda değineceğiz.

Ağar, ”Pensilvanya’ya Mansimovla birkaç kere gittik. Devletin bilgisi vardı” dedi Peker’in iddialarına karşılık olarak.
Ağar’ın ziyaretlerinden devletin de haberinin olduğunu iddia ettiği ifadeleri şöyle:

“(Mubariz (Mansimov) Gurbanoğlu’nu kastederek) Şu kadar söyleyeyim, kapatacağım çünkü bir yerde ekmek tuz yemişsiniz geçmişte. Bugün de hapis hayatında cevap verme imkanı olmayan bir kişiye fazla bir şey söylemem. İleride cezasını bitirir nasip olursa o zaman her şey konuşulur. Ama şimdi şu kadarını söylemek zorundayım. kendisi defalarca oraya gitmiştir herkes bilir. Bir seferinde beraber gittik. Benim gidiş gelişimden devletin bilgisi vardır. Bu kadar söyleyeyim kapatalım” [2]

Dönelim Sedat Peker’in Ağar’lara dönük skandal iddialarına…

İddia: Yeldana Kaharman cinayeti

Elazığ’da yerel televizyon kanalında sunuculuk yapan, Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi 2’nci sınıf öğrencisi Kazakistan uyruklu Yeldana Kaharman’ın ölümüne dair Peker’in iddiaları:

“Tolga Ağar’ın bir kız arkadaşı var Kırgız ya da Kazak uyruklu. Bir gün kızcağız jandarmaya gidip ‘bana tecavüz edildi’ diyor. 18 yaşında. Kız şikayet ediyor, daha sonra helikopterle gelip bu kardeşi (Zülfü Tolga Ağar) babası (Mehmet Ağar) aldırıyor. Kız ertesi günü ölü bulunuyor. Ne kadar enteresan ve ne kadar acı değil mi? Kendi kızımız için dünyaları yakarız dedik ama orada bir garip öldü ve herkes biliyor. Kimse ağzını açmıyor. Hani kadın kuruluşları? Bir tane gördünüz mü bu olay için eylem yapan? E derin devletin başı. Adam ne istiyorsa o oluyor. Şimdi daha da derin oldu.”

“Bu haberi ilk yazan gazeteciye korkudan Elazığ’ı terk ettirdiniz. Rahmetli kızcağız Jandarma’ya gidiyor, ‘Tolga Ağar’a röportaj yapmaya gittim, bana tecavüzde bulundu’ diyor. ‘Hanımefendi şikayetinizi aldık, siz doktora gidip konuyla ilgili yarın bir rapor alın’. Ertesi gün 18 yaşındaki kız öldü, kendiliğinden! Cıvıl cıvıl, hayat dolu kız nasıl ölür? 1 gün evvel şikayet eden kız 1 gün sonra öldü”

İddia: Oğul Ağar kokain kullandı

Haberlere de yansıyan Emir Sarıgül’ün evinden gelen silah sesleri ve Peker’in kokain iddiası:

“Nusret diye bir kardeşimiz var etçi. Konunun diğer kahramanı Mehmet Ağar Bey’in oğlu Tolga Ağar. Yanında kız arkadaşı, Emir Sarıgül’ün evine geliyorlar Beykoz Konakları’nda. Onun bir alt sokağında da Mehmet Ağar Bey’in evi var. Ağar’ın yanında da Sezgin Baran Korkmaz var. Sarıgül’ün evinde birlikte kokain içiyorlar. Tolga Ağar Nusret’e telefon ediyor, “Akıllı ol” diyor. Nusret de küfür etmeye başlıyor. Ardından Tolga Ağar öfkelenerek ateş ediyor. Sesi duyan Mustafa Sarıgül ve Sezgin Baran Korkmaz yukarı geliyorlar. Sarıgül “Gereğini yapın” diyor. O gün orada ayrıca İl Emniyet Müdür Yardımcısı Cevdet Hürol var. Sururi Saydam, Beykoz’dan sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı. Sunay Balıklıkaya, C Bölge Müdürü, şu an emekli. Bu müdürlerimiz de orada. İl Emniyet Müdürü işlem yapacağız diyor. Mehmet Ağar ve Tolga Ağar engelliyor. Sonucunda Emir Sarıgül’ün şoförüne tek el ateş ettiriliyor ve arkadaş cezaevine gidiyor.” [3]

İddia: Ağar ve uyuşturucu

Peker’in Ağar’a ilişkin kurduğu uyuşturucu ticareti iddiaları şöyle:

“Lütfen internete gidin bakın Kolombiya Limanı’nında 4 ton 900 kilo kokain yakaladılar. Açıklama yaptılar, “Bunlar Türkiye’ye gidecekti” diye. İzmir Limanına bir kimya firmasına. Türkiye’de bu kokainleri teslim alacak yerle ilgili hiçbir operasyon yok. Hiç kimseye. Biz 4 ton bulgur getirsek bizi alır faturayı eksik yazdık diye gelir nezarete atarsınız. Uyuşturucunun geldiği adres belli. Sehemin başı Mehmet Ağar. Eski bir milletvekili daha… Eski yardımcısı bunun. İki üç tane de mafyatik tip.”

“Uyuşturucunun nerede olduğunu herkes biliyor. Önemli olan onu yakalamak. Dünyada en çok uyuşturucu kullanılan ikinci il İstanbul. İmanlı nesil yetiştirecektik, uyuşturucu bağımlısı nesiller yetiştirdik. Devlet derin devletçilik oynayanların oyununa gelmez. Bu uyuşturucunun geldiği yer belli. Sahibi Mehmet Ağar”

Devamı gelecek…

Yalıkavak Marina iddiaları ve Ağar

Mübariz Mansimov kimdir, kimin dostudur?

Ağar-AKP yakınlaşması

1. bölüm:

2. bölüm:

[1] https://www.indyturk.com/node/359346/siyaset/mehmet-a%C4%9Far-celal-adan%C4%B1-fetullah-g%C3%BClene-g%C3%B6nderdi%C4%9Fini-s%C3%B6yledi-diyen-erkan-mumcuya

[2] https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/mehmet-agar-sozcu-tv-canli-yayininda-6428923/

[3] https://gazetemanifesto.com/2020/sarigulun-evindeki-partiden-silah-sesleri-yukseldi-iddiasi-349368/