Sedat Peker’in itirafları ve skandal iddialar: Bölüm 4
Marina’nın eski sahibi Mübariz (Mansimov) Gurbanoğlu’nu Gülen’le tanıştırmakla, ancak darbe sonrasında onu FETÖ’cü ilan edip hapse attırmakla ve dahası mallarına çökmekle suçlanıyor Ağar.
Ülkücü mafya lideri Sedat Peker’in Mehmet Ağar hakkında en önemli iddiası uyuşturucu konusunda idi. Yalıkavak Marina bu iddialarda önemli bir adres olarak işaret edildi. Marina’nın eski sahibi Mübariz (Mansimov) Gurbanoğlu’nu Gülen’le tanıştırmakla, ancak darbe sonrasında onu FETÖ’cü ilan edip hapse attırmakla ve dahası mallarına çökmekle suçlanıyor Ağar, ilk iddia bu.
İkinci iddia, bu limanın kokain sevkiyatına ev sahipliği yaptığı şeklinde. Liman büyük sevkiyat gemilerinin giremeyeceği küçüklükte olsa da; zaten sevkiyat 40-50 metrelik gemilerle yapılıyor ve yine bu liman o bölgede bu gemilerin girebileceği tek liman.
Bu liman geçtiğimiz günlerde eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, emekli albay Korkut Eken, organize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş Alaattin Çakıcı ve eski MHP milletvekili ve emekli korgeneral Engin Alan’ın poz verip fotoğraf paylaştığı Yalıkavak Marina’dan başka bir yer değil.
Bodrum Yalıkavak Marina’nın Ağar’a geçmeden önce işletmesini yapan “Azeri işadamı” Mübariz (Mansimov) Gurbanoğlu Peker’in iddialarının tam göbeğinde.
Gurbanoğlu’nun hem Erdoğan’ın oğlu Necmettin Bilal Erdoğan’ın ve ‘muhteşem’ enişte Ziya İlgen’in ortak olduğu BMZ Denizcilik’ten hem de Erdoğan’ın kardeşi Mustafa Erdoğan ve kayınbiraderinin satın aldığı Tuzla Tankercilik Şirketi’nden tanker kiraladığı ve böyle büyüdüğü iddia ediliyor.
BMZ-Palmali ortaklığında inşa edilen gemilerin (gemicik değil, dev gemi) denize indirilme törenlerinde Erdoğan ailesiyle birlikte Mehmet Ağar ve Mansimov da katılıyor.
2015’te Azerbaycan basınında yer bulan haberlerde, Mübariz Mansimov’un inşa ettiği petrol tankerlerinin, Bilal Erdoğan ile Malta’da ortak kurdukları şirket üzerinden sattıkları ifade edildi.
2015’te Azerbaycan basınına dayanan şu haber olaylara biraz daha ışık tutacaktır:
“Maliye Hazinesi adına kayıtlı, Muğla İli, Bodrum İlçesi, Yalıkavak Mahallesi, Gökçebel Mevkisi, Tilkicik Koyu’ndaki, 400 bin metrekarelik yat limanı, turizm tesisi ve konut imarlı arazi, Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından geçen hafta ihaleye çıkarıldı. Biri yabancı iki şirketin katıldığı ihaleyi, Yönetim Kurulu Başkanı Mübariz Gurbanoğlu’nun (Mansimov) yaptığı Palmali Otelcilik Turizm ve Acentelik Şirketi, 370 milyon TL artı KDV ile kazandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, kardeşi Mustafa Erdoğan ve Eniştesi Ziya İlgen tarafından kurulan BMZ Group Denizcilik Şirketi, Palmali Denizcilik Şirketi tarafından Albaraka Türk Bankası’ndan sağladığı 180 milyon dolarlık kredi sayesinde 5 + 5 toplam 10 adet nehir tankeri siparişi verilmiş ve inşa edilen 2 gemi, BMZ Group Denizcilik tarafından yeniden Palmali Denizcilik Şirketine 10 yıllığına kiralanmıştı.”
Gurbanoğlu, Bodrum Yalıkavak Marina’yı 2011’de satın alarak Palmali şirketine kayıt ettirdi. 3 yıl sonra, 2014’te Mehmet Ağar’ın oğlu Zülfü Tolga Ağar önce şubeye müdür ardından da Yönetim Kurulu üyesi oldu. 15 Temmuz 2015’te, İstanbul merkezdeki olağanüstü genel kurulda ana şirketin yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda başkanı oldu.
Mübariz, 2016’da Yalıkavak Marina’nın yüzde 50 hissesini Anar Alizade’ye ait RSR Holding’e sattı. RSR de marinayı Malta’da kurduğu Palmarina Holding’e devretti. Tam da bu satış ve devir sonrası kıyamet koptu. Mübariz, marinanın brüt ederinin 220 milyon dolar olduğunu söylerken; kendisine 31 milyon dolar ödeme yapıldığını ifade etti. Gurbanoğlu, görevlendirdiği yöneticilerinin beyanına güvendiği için dolandırıldığını iddia etti. Dolandıranlar ise kendisini FETÖ’cü diye suçlayacak isimlerden başkası değildi.
Tolga Ağar, 28 Haziran 2018’de AKP’den Elazığ Milletvekil, seçildi, bir ay sonra da 16 Ağustos 2018’de Tolga Ağar yetkilerini bıraktı; babası Mehmet Ağar Yönetim Kuruluna girdi ve bir yıllığına başkan seçildi. Ekim 2018’de yönetime yeni isimler girerken; Ağar’ın görevi de 2021’ye kadar uzatıldı.
Gurbanoğlu’nun Fethullahçı olmakla suçlanması ise 2017’ye kadar uzanıyor.
2017 Haziran’ında Mustafa Topuz isimli bir şahıs CİMER’e Gurbanoğlu hakkında şikayet başvurusunda bulunuyor ve Cumhuriyet Savcılığı soruşturma açıyor; delil bulunamadığından kapatılıyor. Mayıs 2019’da da Savcılık, kamu adına kavuşturmaya yer olmadığına karar veriyor.
Bu kararın ardından FETÖ sopası Gurbanoğlu’nun sırtından eksik edilmiyor. 2020’nin başında eski Palmali çalışanı dört kişi Mübariz Mansimov hakkında ihbarda bulunuyor ve Mübariz bu kez ‘FETÖ’cü bulunuyor.
Peker, o davaları ve Ağar’ın Yalıkavak Marina’ya çöküşünü şöyle anlatıyor:
“Doğru. Sen üstüne almadın. İkili anlaşmalarla senin yüzden garanti altına alındı, o Azerilerin üzerine yapıldı değil mi? Normal bir adamı nasıl FETÖ’cü yapıp mallarına çöktün. Hakimler dosyayı görüyor, ceza vermese olmaz, baskı var. 5 sene ceza verip 8 ay yatırıp tahliye ettiler”
“Polis ifadelerinde var. Fethullah Gülen’le sen tanıştırdın, adamı FETÖ’cü diye içeri attırıp mallarını aldın… Bu mahkeme kayıtlarında var, ‘Beni Gülen’le o tanıştırdı’ diye. Deliller var, ispatlar var, uçak bilgileri var, beraber gitmişler”
Marina’nın 29 milyon dolara alındığını söyleyen Ağar’a Peker, “Oranın peyzajı 29 milyon dolar tutar. Ama offshore’da. Bir tane adada şirket kurulumu, tabii burada değil, Tolga Ağar, hop, yazılı anlaşmalı ortak. Bileğimi keseceğim, yok mu iki müfettiş” diye yanıt veriyor.
İddia sahibi Peker’in ifadeleri şöyle:
“Guli, devlet deport etti, Edirne’de organize şube müdürlüğü ile girilen çatışmada bir polisimiz şehit oldu, bu kişinin adamları yaptı, elde delil olmadığı için dava açamıyoruz dediler. Organize şube polisini öldüren, öldürdüğü devletin resmi yazısında, deport kararında olan kişiyi deportu kaldırıp Türkiye’ye getirtti derin devletimizin başı.
Bunu Cumhurbaşkanı yapamaz, polis katili ya. Mehmet Ağar getirtti bunu. Niçin biliyor musunuz? Mansimov’u öldürmesi için. Oradaki yat limanının özelliğini biliyor musunuz, 40-50 metre büyüklüğündeki yatların yanaşabildiği o bölgedeki tek liman. Yani gemi büyüklüğünde yatlar. Yani 4 – 5 ton kokainlerin getirileceği limanlar. Ya Mübariz orada, yaşayan bir insan.
Guli’ye ne oldu biliyor musunuz? “Ben Türkiye’de çok güçlüyüm, Mehmet Ağar’la aram iyiydi” diyordu, ne oldu biliyor musunuz? Öldü. Bodrum’daki bu limanı küçümsemeyin. Değerinin bir milyar dolar olması önemli değil. 5 ton her gemi de gelse her biri bir yat limanı alır. Mübariz dişli çıktı, uğraşıyor geri alacağım diye.”
“Aradı, ‘ben’ dedi, ‘Türkiye’ye gidiyorum’. Türkiye’de biraz kalıp çıkmıştı. ‘Gitme’ dedim, ‘ben orada yokum, sıkıntı yaşayabilirsin’. Dedi, ‘ben güçlüyüm, Mehmet abiyle aram çok iyi’ dedi. Geldi, haftası dolmadan öldürüldü.”
Ağar’ın Mubariz’i öldürtmek için Türkiye’ye getirildiği söylenen Azerbaycanlı Nadir Salifov (lakabı Lotu Quli, Guli) Temmuz 2020’de Antalya Serik’teki Boğazkent Mahallesinde bir otelin restoranında yemek yediği bir erkek arkadaşı tarafından başından tek kurşunla silahla vuruldu ve öldü. Kaçan cinayet şüphelisi ise Denizli – Antalya karayolunda yakalandı, ismi ise sır gibi saklandı.
Peker devam ediyor:
“Mansimov’u öldürtebilseydin her şey bitecekti değil mi? Ölmedi. Zaten adamın parasını, pulunu her şeyini komple aldılar. Derin Mehmet yattığı cezaevinde, Fethullah Gülen kendisine mektup yolluyor, onu çerçeveletip duvara asıyor, şimdi Tayyip beye yakınım diye şekil yapıp koparıyor ya milleti, o zaman da Fethullah Gülen’in yakınıyım diye koparıyordu milleti.
400 ton kokain, İzmir’e gelecek olan… Mehmet Ağar’ın İzmir Limanı’nda, İzmir Emniyeti’nde ne kadar etkili olduğun bilmeyen mi var? İstanbul’u hiç sayma, adamın zaten tapulu malı İzmir, Muğla… Mersin de var… O Mübariz’in yeri vardı ya şimdi Mehmet Ağar’ın, oraya gidiyorsunuz ya gazeteciler, 10 bin liralık yemeğe 200-300 lira veriyorsunuz ya, masa ayrılıyor ya size orada, sizin maaş kadar da değil namusunuz, Mehmet Ağar’ın indirim yaptırttığı kadar namusunuz.
Daha dur o Ataşehir’deki uyuşturucu satıcısının nasıl öldüğünü anlatacağız. Masa kurmuştunuz ya 50 milyon euro, ölenin çocuğu cesaretlenip dolaşmaya başlamış, sağda solda anlatıyor bak sana söyleyeyim.”
Peker, iddialarının rahatlıkla kanıtlanabileceğini de şöyle ifade ediyor:
“Rus voroskoy sistemi, yani kanun dışı insanların oluşturduğu yapının bir grubunun başında olan Nadir Salifov (lakabı Guli), Türkiye’de gözaltına alınıp, polis cinayetine karıştığı için deport edildi mi? Organize şubede bu kişinin deport tutanağında polis katili olduğu yönünde yazı var mı? Ayrıca böyle bir evrak organize şubede var mı?
Sedat Peker’in açıklamalarında bahsettiği Nadir Salifov tekrardan Türkiye’ye giriş yapabilmiş mi? Giriş yapmışsa hangi birimin, hangi mahkemenin vermiş olduğu kararla Türkiye’ye gelebilmiş ve deportu kaldırılmış…”
Ağar’ın yanıtları ise şöyle:
“Beni gündeme getirmelerinin asıl nedeni bizi buradan uzaklaştırmak. Uzaklaştırınca yapılacak olan da belli: Buraya mafya çökecek. Bugün eğer mafya buraya giremiyorsa bizim burada olmamızdandır”
Ağar, Soylu’nun yanıtından hoşlanmaması üzerine şöyle çark ediyor:
“Bütün eleştirilere hak veriyorum. Olayın kızgınlığından ve sinirliliğinden burada bir sürç-i lisan söz konusu. Organize suç örgütlerine nefes aldırmıyorlar. Bu tabiri kullanmam fevkalade yanlıştır. Kalbi olarak özür diliyorum”
Ağar, Marina’daki yöneticilik görevine dair de “Cumhurbaşkanımızla Azerbaycan Devlet Başkanı arasında kardeşliğe yakın bir ilişki var. Üç dört sene önce marina sahiplerinin ricası üzerine ben bu görevi kabul ettim. Türkiye ile Azerbaycan kardeşliğinin pekişmesi amacıyla bu görevi kabul ettim” diyor.
Ağar bu konudaki iddialarını netleştiriyor, Savcılara da yol gösteriyor:
“Mübariz Mansimov’a ait olan ve Sedat Peker’in açıklamalarında Mehmet Ağarlar tarafından gasp edildiği söylenen 1 milyar dolar değerindeki yat limanı gerçekten 29 milyon dolara alınmış mı? Yine bahsi geçen yat limanını alan kişiler, offshore hesaplarında bir şirket kurmuş mudur, bu şirketin içinde gizli bir ortaklık mevcut mudur?
Mansimov’un konuyla ilgili ifadesi alınacak mıdır?
Ayrıca Mansimov ile Mehmet Ağar ABD’ye birlikte Fethullah Gülen’i ziyarete gitmiş midir? İlgili bakanlığa yazı yazılarak uçuş kayıtlarının istenmesine… Yine ayrıyeten Mehmet Ağar yapmış olduğu açıklamada devletin bilgisi dahilinde gitmiş olduğu yanıtından bahisle, devletin hangi birimi tarafından gönderilmiştir? Elinde bu yönde yazılı bir emir var mıdır? Eğer yoksa, devlet geleneğinde suç örgütü, terör örgütü olarak bilinen kişiye sözlü talimatla insan yollanır mı? Bununla ilgili kurumlara sorulmasına…”
Gelelim Mübariz (Mansimov) Gurbanoğlu’na…
Mübariz Mansimov instagram sayfasında bütün bu iddiaları zaten açıklıyor. Açıklamasında, SOCAR Başkanı Rövneg Abdullayev ve SOCAR’ın ortağı Anar Alizade tarafından, dört eski Palmali çalışanının eliyle kendisine tuzak kurulduğunu, eski bakanlardan Mehmet Ağar’ın (Mübariz, M.A. diye kodluyor) Mehmet Ağar) bu işte onlara destek olduğunu iddia ediyor. Palmali, Gurbanoğlu’nun Türkiye’de kurduğu ve hızla zenginleştiği şirket. Palmali, ortaklık değiştirdikten sonra Yalıkavak Holding Limited oluveriyor.
Ve 23 Mayıs 2021’de Peker’in uyuşturucu trafiğinde dair çok önemli iddialarını barındıran video Youtube’a verildi:
Nasıl başlamıştı, bak nasıl bitti…
2014 yılına ait bir video ortaya çıktı geçtiğimiz hafta. Gurbanoğlu’nun Azerbaycan’da annesinin doğum günü vesilesiyle düzenlediği partiye Türkiye’den de dostları katılıyordu. Mehmet Ağar, ağır misafir ve Mübariz’in biricik dostu olarak masada. Mahsun Kırmızıgül ve Sibel Can da. Mübariz, Sibel Can şarkı söylerken onu dansa kaldırıyor. Hürriyet gazetesinin başyazarı Osman Müftüoğlu da masada.
Peker, ikinci videosunda Mehmet Ağar’ın yattığı cezaevinin boşaltıldığını, koruma polislerin Ağar’la birlikte cezaevinde yattığını, Mübariz Masimov’un Ağar için cezaevine jakuzini ve helikopter pisti yaptırdığını, iş adamlarını helikopteriyle devamlı yanına taşıdığını da iddia etmişti.
Devam edecek…
Yazı dizisinin önceki bölümleri için: