Üçüncü kez toplanıyorlar: "Uyarıyoruz!"

Genel Sağlık- İş İzmir şubesi, aşı karşıtlarının, İstanbul ve Ankara'dan sonra İzmir'de de miting hazırlığına tepki gösterdi.

Üçüncü kez toplanıyorlar:

Genel Sağlık- İş İzmir şubesi, aşı karşıtlarının oluşturduğu ‘Büyük Uyanış Hareketi’nin, İstanbul ve Ankara’nın ardından İzmir’de miting düzenleme kararı üzerine yazılı bir tepki açıklaması yaptı.

Yapılan açıklamada, “Kendilerini ‘‘Büyük Uyanış Hareketi’ olarak adlandırsalar da ‘‘Aşı Karşıtı Gericilik’’ Hareketi 17 Ekim’ de İzmir’ de miting düzenleyeceği kamuoyunun bilgisine sunulmuş olup, sağlık emekçilerinin her türlü hak arama mücadelesinin karşısına dikilen, en son aile hekimlerinin haklı taleplerini bir mitingle dile getirmesini engelleyen AKP iktidarının, aşı karşıtlığı ve benzeri gerici her türlü etkinlik karşısında oldukça cömert bir tutum takındığı bir kez daha tescillenmiştir. Tüm kamu spotlarında aşı çağrısı yapan, yoğun bakımlardaki hasta istatistiklerini açıklarken ağır hasta grubunu aşı karşıtlarının oluşturduğunu ifade eden, yaş ortalamasının otuzlu yaşlara düştüğünü gösteren kara tabloları gözler önüne seren Sağlık Bakanlığı bu mitinge nasıl onay vermiştir? Toplumda aşıya karşı oluşan güvensizlik / tereddüt had safhaya ulaşmışken, bilim insanlarının aşının gerekliliğini vurgulayan açıklamalarına rağmen, bilimle uzaktan yakından ilgisi olmayan gerici çevrelerin açıklamalarına müsaade etmek de bizzat iktidarın gericiliği desteklediğinin bir göstergesi değil midir? Aşı karşıtı gericilik sayesinde AKP, aşılanma konusunda toplumu ikna etmedeki başarısızlığının üzerini örtmeye mi çalışmaktadır” ifadeleri yer aldı.

‘NEDEN GÖZ YUMULUYOR?’

“Geçmişten günümüze birçok aşı insanlığın hastalıklardan kurtuluşu olmuştur.” denilen açıklamada, “Çiçek hastalığı, çocuk felci kızamık, kabakulak, tetanoz ve kuduz aşısının insan ve toplum sağlığı açısından önemi gözler önünde olmasına rağmen ve aşı ile ilgili birçok başarılı örnek varken, toplum hangi saiklerle, bilimle alakası olmayan, bilgi sahibi olmaksızın, konuyla ilgili komplo teorisinden başka üretimi olmayan bu kişilerle muhatap edilmektedir? Komplo teorisi üreticilerinin aşı hakkında konuşmalarına, halkın tereddüt ve güvensiz yaklaşımını fırsat bilip, yanlış yönlendirmelerle alanlara çıkarıp galeyana getirmelerine, bilimin aşıyla ilgili olumlu yöndeki çalışma sonuçları da varken bilime karşı varsayımcıların konuşmalarına neden göz yumuluyor? Komplo teorilerini üretirken kullandıkları safsataların büyük çoğunluğu aşıya güvenmedikleri yönündedir. Bu yaklaşımı kırmanın ve aşıda dışarıya bağımlılığımızın son bulmasının tek yolunun bağımsız yapısıyla Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü’ nün ivedilikle açılması olduğu gerçeğini tekrar vurguluyoruz” ifadeleri kullanıldı.

‘UYARIYORUZ’

Açıklamada ayrıca, “Sağlık emekçileri olarak pandemi başlangıcından bugüne değin özveriyle çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz. Bilimle ve akılla alakası olmayan odakların, bugüne değin verilen emeği, boşa çıkarmasına çanak tutulmasını, toplum sağlığının riske atılmasını kabul etmiyoruz. Salgının yayılmasının önündeki yegane engel olan tüm bilimsel çalışmaları reddeden, amacı belli odaklar tarafından organize edilen ve 17 Ekim’de yapılmasına izin verilen mitingi, ‘’düşüncelerini ifade etme özgürlüğü’’ olarak değil, toplum sağlığına ve yaşam hakkına bir tehdit olarak görüyor ve İzmir valiliğinin mitinge izin vermemesi gerektiğini düşünüyor, tüm yetkililere toplum sağlığını korumakla sorumlu olduklarını hatırlatıyor ve sağlık emekçilerinin 2 yıllık emeğini yok etmemeleri yönünde uyarıyoruz” vurgusu yapıldı.