Reklam
Kategoriler: Gündem

Cem Tüzün olaylı görüşmeyi anlattı: Etrafındakiler Erdoğan’ı zor sakinleştirdi

Reklam

Gazeteci- Yazar Barış Terkoğlu Gezi Parkı Davası kararının ardından Taksim Dayanışması’ndan Cem Tüzün ile görüştü.

Tüzün, 2013’te dayanışmanın o dönemin başbakanı Erdoğan ile yaptığı görüşmeye dair konuşurken yaşanan bir tartışmaya değindi.

Tüzün, “Erdoğan, toplantıda “sinir krizi geçirdi.” ifadelerini kullandı.

Terkoğlu, 13 Haziran 2013’te yapılan görüşmeler hakkında Tüzün’ün de ifadelerine yer vererek şunları yazdı:

Dayanışma, Gezi eylemlerinden bir yıl önce, Taksim projesine karşı olan 200’e yakın parti ve toplum örgütü tarafından kurulmuştu. O dönem başbakan olan Erdoğan, eylemler başladıktan sonra, önce sanatçılarla görüşme yaptı. Ancak sanatçılar, eylemciler adına konuşamıyordu. Onların girişimleriyle 13 Haziran 2013 akşamı, Taksim Dayanışması’nın sekiz üyesi ve bir grup sanatçı, Erdoğan’la Çankaya’da görüştü.

Başbakanlık ile aralarındaki ilk sürtüşmeyi Tüzün şöyle anlatıyor:

“Onlar dediler ki sadece Cem Tüzün ve Eyüp Muhcu gelsin. İtiraz ettik. Dayanışma’yı temsilen dört kadın dört erkek geliriz dedik.” Sonraki temas, 13 Haziran’da oldu. Tüzün devamını anlatıyor: “Yavuz Bingöl arayıp ‘havaalanına gelin’ dedi. Gittiğimizde bizi VIP’e aldılar. 10-12 kişilik iki ayrı uçakla, sanatçı-yazarlarla birlikte gittik. İtiraz ettikleri arkadaşlar ikinci uçaktaydı.”

Tüzün, yol boyunca onların da getirildiklerinden emin olmaya çalışıldığını anlatıyor:

“Başbakan geldi. Gezi’deki eylemcileri şikâyet eden, polisin hazırladığı videolarla sunum yapmaya başladı. İnsanlar sitemkâr davranışlarda bulundu. Başbakan azarlar tonda konuşuyordu. ‘Biz buraya günlerdir dinlediğimiz konuşmaları dinlemeye gelmedik, taleplerimizi söyleyelim ve çözüm bulalım diye geldik’ dedim. ‘Altı arkadaşımız geldi, kapıda, gelmeyeceklerse ben de çıkıyorum’ dedim, çıktım.”

Sonrasını şöyle aktarıyor: “Peşimden Mahsun Kırmızıgül geldi, sakinleştirdi. Tekrar altı kişiyle birlikte bizi içeri aldılar.”

Erdoğan’ın o gergin anları şöyle anlatıyor:

“Benden sonra Arzu Çerkezoğlu söz istedi. O konuşurken Erdoğan bir anda sinirlendi. ‘Bana sosyoloji anlatma, ben ne kadar oy alıyorum, senin desteklediğin partiler ne kadar oy alıyor’ dedi. Sinirle ayağa kalktı. O kalkınca herkes de kalktı. Beyza Metin o sırada ‘Bir kadınla böyle konuşamazsınız, haddinizi bilin’ dedi. Erdoğan, bunu Arzu Çerkezoğlu söyledi sandı. Öfkeyle ona döndü. ‘Asıl siz haddinizi bilin’ dedi. Sanki kriz geçiriyordu. Kelimeleri birbirine giriyordu. Sümeyye Erdoğan ve partisindekiler araya girdi, onu götürdüler.”

Tayyip ve Sümeyye Erdoğan dışındakiler bir süre sonra salona döndü. AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik söze girdi. Önerilerini söyledi:

“Biz mahkeme kararını bekleyeceğiz, olumsuz bir karar çıkarsa Topçu Kışlası’ndan vazgeçeceğiz, dedi. Tersi çıkarsa da halka sorarız, referandum yaparız.” dedi.

Dayanışma’dakiler bunu olumlu bulmakla birlikte taleplerini sıraladılar. Mahkemeden hükümet lehine karar çıkarsa üniversitelere, meslek kuruluşlarına sorulmasını istiyorlardı. Öte yandan sivil halka şiddet uygulayarak ölümlere neden olan görevliler hakkında soruşturma açılmasını, gözaltındakilerin bırakılmasını istiyorlardı.

“Erdoğan’dan hükümetin görevi bırakması talebiniz oldu mu” diye sordum.
“Asla” dedikten sonra çok ilginç bir şey anlattı:

“Taksim Dayanışması içinde siyasi partiler olabilir. Ama Dayanışma siyasi bir organ değil. Dayanışma, sadece kent ve meydanla ilgili meseleleri konuşuyordu. Numan Kurtulmuş’un HAS Partisi de Taksim Dayanışması’nın bileşeniydi. Toplantılara temsilcileri katılıyordu.”

Tüzün’ün ifadelerinden sonra Terkoğlu, şöyle yorumladı:

“Belli ki sonrasında AKP’ye katılmaya karar veren HAS Parti ve Kurtulmuş, Dayanışma’dan çekilmişti. Kurtulmuş, bugün Erdoğan’ın yardımcısı. O gece belki de her şey çözümlenebilirdi. Ancak Erdoğan’ın uzlaşmaz tutumu imkânsız kıldı. Sert açıklamalarını sürdürdü. Sonrasında, FETÖ’den yargılanan polislerin şiddet gösterisi de devam etti. Kısacası hükümetin istifa etmesini talep etmek demokratik bir hak olmakla birlikte, eylemleri düzenleyenlerin talebi bu olmamıştı. Haliyle pazartesi verilen kararda, düğme başından yanlış iliklenmişti. Tarihçiler tarihi yazıyor. Eylemleriyle yön verenlerse tarihi yapıyor. Mahkemelerle tarihi kurmaya çalışanların kazandığını hiç gören oldu mu?” dedi.

Reklam

Önceki Haberler

Gençlik beş ilde laiklik buluşmaları düzenliyor: Karanlığa teslim olmayacağız!

TKH Gençliği ve Sosyalist Liseliler Türkiye'nin farklı noktalarında "Laiklik Özgürlüktür" başlıklı etkinlikler düzenliyor.

11 Mayıs 2024 12:00

Laiklik Meclisi’nden “Emperyalizm ve Laiklik” konulu video: Konuşmacı Dr. Alper Akçam

Laiklik Meclisi üyesi Dr. Alper Akçam'ın "Emperyalizm ve Laiklik" başlıklı bir videosu yayımlandı.

11 Mayıs 2024 11:30

Filistin’in BM’ye üyeliği ile ilgili karar: Gözlemcilikten bir adım ilerisine geçildi

BM Genel Kurulu, Filistin'in BM üyeliğinin BMGK'de tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin'e bazı…

11 Mayıs 2024 10:55

Yargıtay Başkanlığı seçiminde gelişme: Muhsin Şentürk adaylıktan çekildi

AYM'nin Can Atalay kararını tanımayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk, 35 tur boyunca…

11 Mayıs 2024 10:28

9. Yargı Paketi taslağı ortaya çıktı: Etki ajanlığı ve kadınların soyadı konuları öne çıkıyor

9. Yargı Paketi taslağına göre 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 339’uncu maddesinden sonra gelmek üzere…

11 Mayıs 2024 09:47

İsrail, Refah’a dönük operasyonu genişletiyor

İsrail basınında Refah'a dönük operasyonun genişletileceğine dair bilgiler yer aldı.

11 Mayıs 2024 09:05
Reklam