ÇEVİRİ ODASI | Britanya’da grevler işçi sınıfının geçim sorunlarını çözebilir mi?
"Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma Sendikası, daha iyi maaş ve çalışma koşulları için üyelerini harekete geçirip oy kullanmasına karşın hükümet, Yapılan girişimi yasa dışı ilan edip sendikayı ve üyelerini cezalandırmakla tehdit ediyor."
Çeviri: Ege Yıldırım
Owen Jones’un 24 Mayıs’ta The Guardian’da kaleme aldığı “Britanya’da grevler işçi sınıfının geçim sorunlarını çözebilir mi?” başlıklı yazısını Gazete Manifesto okurları için çevirdik.
Britanya’da azalmış olan grev kültürüyle, düşük ücretli bir ekonomi haline gelmesinde büyük bir korelasyon olduğu su götürmez bir gerçektir.İşyerlerinden başlayan yoksulluk rekor düzeyde olması özellikle grevlerin son dönemlerde ciddi azalmasında büyük pay sahibi. Bu durumun açıklanmasında en önemli sebebi 1980’lerde yapılan bir dizi yasa ve düzenlemelerle Britanya işçi sınıfı elindeki en güçlü savunma mekanizması olan sendikaların elindeki gücü kaybetmesinden kaynaklı bir savunmasızlık durumu teşkil etmekte.
İşte tüm bu sebepten görüldüğü üzere Boris Johnson çıkıp çalışmanın yoksulluğa bir çözüm olarak daha çok çalışmayı gösterip Britanya halkının aklıyla resmen dalga geçiyor. Britanya işçi sınıfı yoksulluk içinde ve yoksul halkın büyük bir kısmı halen en ağır koşullarda çalışmakta. Hükümet büyük istihdam oranlarıyla övüne dursun halkın büyük bir kısmı eşi benzeri görülmemiş bir enflasyon ve önüne geçilmez fiyat artışları karşısında halk ciddi sorunlar yaşarken Britanya’da ortaya koyulan iktisadi model ise bu duruma karşılık veremiyor.
Britanya işçilerin büyük kısmını saran derin yoksulluk ve düzgün yaşamdan olan mahrubiyet insanları örgütlenmeye ve daha iyi bir yaşam için mücadeleye girmeye çalışmaktayken Muhafazakarlar ise işçi sınıfının bu emellerini baltalayıp zaten güçlü bir örgütlenmeden mahrum bırakılan işçi sınıfının örgütlü mücadelesini daha da köreltme derdinde
Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma Sendikası, daha iyi maaş ve çalışma koşulları için üyelerini harekete geçirip oy kullanmasına karşın hükümet, Yapılan girişimi yasa dışı ilan edip sendikayı ve üyelerini cezalandırmakla tehdit ediyor. İstenilen şeyler ise oldukça makul ve kabul edilebilir isteklerdi. Ücretlerin dondurulması, veya maaşların kırk yılın en yüksek oranı olan yüzde dokuza uygun düzenlenmesi.
Eyleme veyahut hareket diyebileceğimiz bu girişime karşı çıkanların argüman olarak sunduğu tren Operatörlerinin ücretlerinin 20,000 ila 65,000 pound arasında değişen fahiş artışlara değiniyorlar. Bu karşıt kişiler aynı zamanda patronların maaşları sorgulandığında ‘’kıskançlık siyaseti’’ adı altında patronların maaşlarının sorgulanmasında kıskançça tepki vermekteler. Tren operatörlerinin maaşı grevden veyahut yapılmakta olan emek mücadelesine aleyhte bir sorun yaşatmamakla birlikte üstüne yaptıkları mücadele ile ücretlerinin yükselmesini sağladılar.
İşçilerin kendilerine dayatılan bir krize tepkisi, kaderlerini katı bir şekilde kabul etmek olmamalıdır. Ne yazık ki bunlardan çok fazla yaşadık. Yüksek Ödeme Merkezine göre, CEO’ya en düşük ücretli çalışandan 111 kat daha fazla ödeme yapılıyor. İşyerinde sosyal yardımlara yılda on milyarlarca sterlin harcıyoruz ve kişisel borç benzeri görülmemiş seviyelere fırladı.
Sendikalı işçiler %10 ile %15 arasında bir sözde “maaş priminden yararlanırken, sendikasız işçilerin ücretleri de sendikalar tarafından yukarıya çekilmekte. Hükümet, asgari ücret ve sosyal güvenlik haklarını artırmak gibi geçim krizinin maliyetini düzeltmek için araçlardan yoksun değildir buna karşın sendikaları güçlendirmek hiç de göründüğünden son derece zor bir süreç olacak Ne de olsa, İsveç gibi 10 işçiden dokuzunun toplu iş sözleşmesi kapsamında olduğu ve yaşam standartlarının bizimkinden önemli ölçüde yüksek olduğu ülkelerin ekonomik felaketler yasabildiğini hiç düşünebilir miyiz?
Sendikalara karşı yakın zamanda özellikle ana akımdan ciddi bir saldırı beklemeliyiz. Çünkü halkımız yani işçi sınıfı olarak oldukça zayıf ve yoksul bir konumda ki güya halkımıza umuttan ve kuvvetlerinden yoksun olduğunu söylense de refahı eşit bir şekilde paylaşmak istedikleri için medya uzun süreli bir taarruza hazırlandıklarını söylemeliyiz.
Medya keza grevlerin kötü ve hatalı bir girişim olduğunu söylemekte fakat faturasını, kirasını ödeyemeyen birinin yaşadığı durumla kaybolan bir iş gününün vicdanen mukayeseni yaptığımızda hangisi daha önemli durmakta ?
Britanya’daki tren operatörleri herkese örnek olmalıdır. Yaptıkları mücadele sayesinde ücretleri yükselmiş hayat standartları yükselmesini sağladı bu sebeptendir ki bakıldığında düşük ücret kesinlikle bir skandal hatta bir ulusal acil durumdur. İşçiler haklı olarak kendilerine ait olanı talep etme gücüne sahiplerse bu sorun ele alınabilir bir durum teşkil edecektir zira eğer tren operatörlerinin, enflasyonda ezilen ücreti reddetme cesaretine sahipse, o halde, çok uzun bir süre boyunca durgunluğa ve düşüşe boyun eğmiş bir işgücünün de kesinlikle öyle olması gerekir. Bu sebepten Sendikalara olan sorumluluk hiç olmadığı sürece artmakta
Owen Jones-The Guardian 24 Mayıs 2022