Gericilik demek sömürücülük demektir

Samet Yılmaz

Ülkemizde eğitim sisteminin bir ağı olan “MESEM” Mesleki Eğitim Merkezleri adı altında öğrencilerin eğitim haklarının yok sayıldığı, öğrencilere öğrenci gibi davranılmadığı, öğrencileri sömürmeye eğitim yıllarında başlayan bir eğitim sistemin karanlığı içerisinde gençlerimiz hapis olmuş durumda. Buna dur demenin vakti geldi ve geçiyor bile. Basit bir hesapla bir mesem öğrencisinin asla geçinemeyeceğini görüyoruz. Öncelikle Mesem öğrencilerinin maaşları asgari ücretin 3’te 1’i olacak dendi ancak 1833 TL yerine 1650 TL ödeme yapılıyor. Çoğu işletme öğrencilere öğle yemeği vermiyor. Yol parası vermiyor. Kendi maaşı ile karşılamasını söylüyor.

Ancak gel gelelim  öğrenci aldığı maaş ile geçinebilir mi?

Günlük yol parasını 6.5 TL den hesaplarsak gidiş ve dönüş 13 TL yapar bu da ayda 390 TL ye tekabül eder. Öğrencinin maaşından yol parasını alalım. Geriye ne kaldı? 1260 TL

Kendi yaptığım gözlemler üzerinden hesaplarsam öğrenci kahvaltı yapmazsa sadece öğle yemeği olarak tabldot yer ise günlük 40 liradan 1200 TL para yapar.

Öğrenciye ne kaldı 60 TL.

Şimdi sormamız gereken sorular şunlardır;

60 TL ile soğuk kış aylarında kendisine bir bot alabilir mi?

60 TL ile soğuk kış günlerinde üşümeden işe gelip gidebilmek için kendisine mont alabilir mi?

60 TL ile birikim yapabilir mi?

60 TL ile bir genç gezebilir mi? Yeni yerler keşif edebilir mi? Bu ve bunun benzeri gibi bir sürü soru var ve hepsinin cevabı çok net belli.

HAYIR!

Peki bu duruma karşı AKP iktidarı ne yapıyor?

Tabii ki öğrenciyi, genci, emekçiyi değil; sermayedarları düşünüyor, patronları düşünüyor.

Öğrencilere öğle yemeği verilmesi hakkında hiçbir kural yok.

Öğrencinin yol parasının verilmesi hakkında hiçbir kural yok

Öğrencinin iş kıyafetleri hakkında hiçbir denetleme yok.

Öğrencinin kaderini patronların ellerine bırakmış durumda olan bir eğitim sisteminden bahsediyoruz. Bu eğitim sistemi kesinlikle gençlere gelecek vaad etmiyor. Gençleri karamsarlığa düşürüyor.

Ancak AKP iktidarı asla bunları görmüyor.

Daha doğrusu görmezden geliyor.

20 Yıllık AKP iktidarında açılan imam hatip okullarının sayısı 1251!

Biz buradan ne anlamalıyız?

AKP iktidarı aydın, yetenekli gençleri görmezden gelip hatta ve hatta onları harcayıp geleceklerini elinden alıp imam hatip liselerinde öğrencilere yobazlığı, gericiliği, biat kültürünü aşılamaya çalışıyorlar. Milli Eğitim Bakanı’nın ağzından çıkan kelimeler amaçlarını çok net ifade ediyor: “Biz dinini bilen vali istiyoruz, biz dinini bilen kaymakam istiyoruz”. Bu cümleler laikliği ayaklar altına alıyor.

Laiklik devlet kurumlarına din ve gerici hiçbir unsurun karışmaması demektir. Ancak yaptıkları ve daha fazlasını yapmaya çalıştıkları şey kesinlikle laiklik karşıtı bir harekettir ki kendileri de bunu onlarca kez söylemişlerdir.

Erdoğan’ın bir mitinginde ağzından çıkan iki cümle bunu çok güzel kanıtlar :Ya laik olacaksın ya da Müslüman olacaksın. İkisi bir arada olmaz

Gençler korkmadan haklarını savunmalıdır!

Haklarını öğrenmelidir.

Örgütlenerek mücadele edip geleceklerini AKP iktidarı ve patronlardan söküp almalıdırlar.

Bunun ise tek bir yolu var:

Örgütlü mücadele!

Tüm gençleri tüm öğrencileri örgütlü mücadeleye ses çıkarmaya tek yumruk olmaya davet ediyorum.