Jeffrey: Washington SDG’ye desteğini kesmez

Jeffrey yaptığı açıklamada "Öncelikle bizim Türkiye’yle yaptığımız anlaşma “Barış Pınarı Harekâtı” bölgesi için geçerli. M4 Otoyoluna kadar 30 KM’lik bir alan için yapıldı. Buradaki SDG güçlerinin çekilmesini sağladık. Sorun burada değil. Açıkçası sorun Türkiye’nin Soçi’de Rusya’yla imzaladığı anlaşmada." dedi.

Jeffrey: Washington SDG’ye desteğini kesmez

ABD’nin eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, CNN Türk’ten Hilken Doğaç Boran’a açıklamalarda bulundu. Jeffrey, Türkiye’nin olası kara harekatına ilişkin şunları kaydetti:

“Türkiye bunu yapar mı yapmaz mı bilmiyorum. Bir defa bunlar Ankara’nın alma hakkı olan ulusal güvenlik kararlarıdır. Bu sorgulanamaz. Egemenlik ve öz savunma kapsamına girer. Buradaki soru şu: harekat, Türkiye’nin Suriye’de koyduğu hedeflere ulaşmasına katkıda bulunacak mı? ABD’nin, yani bizim, endişemiz durumun bölgedeki istikrarı daha da bozması. PKK ya da IŞİD tehdidini ortadan kaldırmayacak olması. Türkiye ve ABD’nin hem IŞİD hem de Rusya, İran ve Esad Rejimi’nden Türkiye’ye yönelik tehditlere karşı iş birliği imkanlarını azaltacak.”

Jeffrey, ABD yönetiminin Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) yönelik desteğine ilişkin ise şunları kaydetti:

“Evet sürdürmeli. Ama ABD bunu yaparken, bu durumun Türkiye’de tartışmaya yol açtığının tamamen farkında olmalı. YPG ya da diğer adıyla SDG’nin PKK’ya bağlı bir unsur olduğunu ve gizli bir tehlike teşkil ettiğini kabul etmeli. Öte yandan, Ekim 2019’da Ankara’da imzaladığımız anlaşmadan sonra 3 yıl boyunca Suriye’den Türkiye’ye yönelik IŞİD, SDG ya da YPG’den saldırı gelmedi. Türkiye, ABD ile iş birliği yaparak güney sınırını saldırılara karşı 3 sene koruyabildi. İstanbul ve Gaziantep saldırıları tabii ki oldukça trajik. Ama 3 yıl içinde IŞİD ve Suriye’deki PKK unsurları tarafından düzenlenen ilk saldırıydı. Bu önemli bir detay. Diğer bir husussa, ABD Suriye’de bir yerel ortak olmadan faaliyet yürütemez. YPG/SDG neredeyse sekiz yıldır bu ortak görevinde. Eğer ABD Suriye’den çekilirse IŞİD operasyonlarını derhal genişletir. Onlara karşı önemli bir faktörüz. Daha da önemlisi Rusya, Esad ve İran biz çekilirsek inanılmaz sevinir. Türkiye ve açıkçası İsrail’in öz savunmalarına yönelik Suriye’deki operasyonları çok daha büyük baskı altında kalır. Bu da mutlaka hesaba katılmalı.

Öncelikle bizim Türkiye’yle yaptığımız anlaşma ‘Barış Pınarı Harekâtı’ bölgesi için geçerli. M4 Otoyoluna kadar 30 KM’lik bir alan için yapıldı. Buradaki SDG güçlerinin çekilmesini sağladık. Sorun burada değil. Açıkçası sorun Türkiye’nin Soçi’de Rusya’yla imzaladığı anlaşmada. Burada Suriye Demokratik Güçleri adına konuşamam. Ekim 2019’da Barış Pınarı bölgesinden çekildiler. Türkiye’yle imzalanan anlaşmalar kapsamında 2019 yazında başka bölgelerden de çekildiler. Ayrıca Münbiç’ten de çekilmeler oldu. Yani defalarca geri çekildiler ve belli bir noktaya kadar da bunu yaptılar. Bunu da hesaba katmak gerek.

Washington’ın SDG’ye desteği keseceğini ön görmüyorum. Ancak Trump döneminde iki kere şunu gördük. Washington çatışma bölgesinin çok kaotik olduğuna hükmetti ve askerlerini oradan çekti. Bu yine olacak demiyorum, ama iki kere yaşandı bu. Washington Suriye’nin Kuzeydoğusundan ve güneyinden askerlerini çekerse o zaman DAEŞ, Rusya, Esad ve İran’ın Türkiye için hassasiyete sahip bölgelerdeki nüfuzu misliyle artar. Bunu da düşünmek gerek.”