Geçen yazıda kaldığımız yerden devam ediyorum. Molotov, partiden ihracına yönelik toplantılardaki savunmasında şimdiye dek gördüğümüz üzere oldukça düşük bir profil çiziyor. Ekim 1957’de Ekim Devriminin 40. yıldönümü vesilesiyle Pravda’ya gönderdiği yazısının yayımlanmadığını söylüyor. 1959 yılında yayımlanan yeni parti tarihi kitabında Lenin’in sosyalist devrim teorisinin çarpıtılması hakkında merkez komiteye yazıyor ve düzeltilmesini istiyor ancak hiçbir yanıt alamıyor. 1960 yılında Lenin’in 90. doğum yıldönümü vesilesiyle Kommunist dergisine gönderdiği yazı da yayımlanmıyor. Yine 1960 yılında MKye gönderdiği yazıda Stalin’in 1937’den beri SSCB’de “herkesten yeteneklerine göre, herkese emeğinin nitelik ve niceliğine göre” ilkesinin uygulandığı iddiasını sol sapma olarak eleştiriyor. 1961’deki SBKP 21. kongresinden sonra Molotov parti merkez komitesine gönderdiği yazıda Lenin’in 1920’lerde önerdiği Avrupa ve Asya sosyalist devletleri konfederasyonu fikrini canlandıralım diyor. Başka bir yazıda Hruşçov’un barış içinde bir arada yaşama ve silahsızlanma üzerine fikirlerini eleştiriyor.
Molotov, 1957’den beri birçok yayında kendisinin hatalarından söz edildiğini ancak kendisine savunma ve yanıt verme hakkının verilmediğini söylüyor. Şimdi de diyor Bakanlar Kurulu 3 numaralı parti örgütünün kararını okudum, benim partinin iç ve dış politikasına karşı çıktığımı söylüyorlar. Ben son üç yıldır Moğolistan büyükelçisiydim, konuşmalarım Moğol basınında yer aldı, iç ve dış politikada hep parti çizgisini savundum. Neye dayanarak bana parti politikasına karşı çıktığımı söylüyorlar? Ben MKne yazdığım yazılardan en yakınlarıma bile söz etmedim. MKne eleştirel notlar yazmak parti tüzüğüne aykırı değil. Olmayan hatalarımdan söz ediyorlar, olmuş ve mahkum hatalarımdan ise örneğin Yugoslavya meselesindeki hatamdan ise söz etmiyorlar.
Molotov savunmasını şöyle bitiriyor: “Molotov partide rastgele bir insan değildir. 56 yıldır partinin aktif bir üyesiydim. Pasif olduğum, işin uzağında bir yerde bulunduğum bir yıl olmadı. Yasal veya yasa dışı çalışmada, devrimden önce, devrim sırasında ve sosyalist kuruluş sırasında partinin kararlarını yerine getirmeye çalıştım. Herhangi bir muhalefete katılmadığıma inanıyorum, 50 yıl boyunca partimizin Leninist politikasını hayata geçirdim. Son 5 yıldır dogmatik, muhafazakar ve benzeri şeyler olduğumu iddia etmeye başladılar, ama ben yine de bazı hatalarımda iyi bir okul olan ve kesinlikle parti çizgisinde olan bir okuldan geçtim. Sonra Molotov’un partiden, milletten koptuğunu söylüyorlar. Parti insanı düzeltebilir. Ben gerçekten merkezde, en tepede çok bulundum. Ama neden illa partiden ihraç etmek gereksin? Bana alt kademe işlerini verin, reddetmiyorum. Yapabileceğim şeyler var, her ne kadar geçen gün 72 yaşımı doldurduysam da çalışabilir bir insanım. Yararlı olabilirim. İşte bu yüzden burada yaptığım yorumları dikkate almanın doğru olacağını düşünüyorum.”
Bunun üzerine Yoldaş İvanov, Molotov’a kitlesel baskılardaki rolünü nasıl değerlendirdiğini sorar. Molotov şöyle yanıt verir: “Yoldaş İvanov, bu yanlış eylemlere, bu hatalara, kişilik kültü döneminde yapılan çok üzücü hatalara katıldığım için kişisel suçumu inkar etmediğimi ve tamamen kabul ettiğimi söylemiştim. Politbüro’nun öteki üyeleriyle birlikte sorumluyum, ama sadece Politbüro’nun üyesi değil, aynı zamanda halk komiserleri kurulu başkanı (başbakan – CB) olarak, elbette sorumlu olmalıyım ve elbette partinin beni hangi dereceye kadar cezalandıracağına karar vermesi gerekiyor. Herhangi bir cezaya itiraz edemem, ancak şunu söylemeliyim ki, Merkez Komitenin 30 Haziran 1956 tarihli kararında bunların hepsi konuşuldu, değerlendirildi ve hangi koşullarda meydana geldiği belirtildi. Bu karar yeterli değil mi?”
İvanov: Parti Leninist normları, sosyalist hukuku yeniden kurmaya çalışırken siz antiparti gruba liderlik ettiniz…
Molotov: MK’nin Stalin’in kişi kültü dönemindeki hukuksuzlukları ortaya çıkarma çalışmasını tamamen destekledim…
Figurin: 1937 yılındaki kitlesel idamlardan sorumluluğunuzun derecesinin farkında değilsiniz… Bazı insanların itiraflarının samimi olup olmadığından emin değilim dediniz. Bunlar samimi olmayan değil işkenceyle alınmış itiraflar…
İvanov: Ölenlerin yakınları için o yaralar hala geçmiş değil.
Molotov: Kararı halk komiserleri kurulu başkanı vermiyordu. Merkez Komite veriyordu ve orada bu konudaki kararlar oy birliğiyle alınıyordu. 1948 yılında karımı tutukladılar. Beş yıla yakın hapishanede kaldı, ancak Stalin’in ölümünden bir hafta sonra, 13 Mart 1953’te onu içeriden çıkarabildim. Bu yalnızca ona karşı değil bana karşı bir hamleydi. Yoldaş Hruşçov’un 20. kongrede dediği gibi, Stalin biraz daha yaşasaydı Molotov aramızda olmayacaktı.
İvanov: Prezidyum ve MK kişi kültü döneminin yaralarını sarmaya çalışırken siz neden hizipçilik yoluna saptınız?
Molotov: Farklılıklarımız o konuda o değildi. Benim Leninist parti normlarının yeniden hayata geçirilmesi ve kişi kültünün sonuçlarının ortadan kaldırılmasıyla hiçbir sorunum yok ve olamaz. Ben buna karşı çıkmadım…
İvanov: Öteki MK üyelerine karşı çıkınca sorumluluğunuz ortadan kalkıyor mu?
…
Bu noktadan sonra tekrarlar başlıyor. 35 kişilik parti hücre toplantısına katılan 30 üyeden 29u (Molotov hariç) Molotov’un partiden ihracını onaylıyor. Ardından parti iş yeri komitesi de ihraç kararını onaylıyor ve karar Sverdlov rayonu komitesine geliyor. Sverdlov rayon komitesi de kararı onaylayınca en son Molotov Moskova şehir komitesi önünde 21 Mart 1962’de savunma yapıyor. Burada Molotov aynı savunmayı yapıyor. Bunun üzerine Demiçev şöyle diyor:
Yoldaş Demiçev: Sizin de onayınızla binlerce suçsuz insan idam edildi. İdam edilenler arasında 15 de “halk düşmanının karısı” vardı, bunların çoğu siyasetle ilgisi olmayan ev kadınlarıydı, bunlar nitekim sonradan rehabilite edildi. Daha o zamandan bu kadınların suçsuz olduğu belliydi ama kararda Stalin ile sizin imzanız var: “kurşuna dizilsin”. Halk düşmanları diyorsunuz ama o kararı imzalarken bu insanların halk düşmanı olmadığını biliyordunuz.
Molotov: Yalnızca ben değil, öteki Politbüro üyeleri de imzaladılar.
Demiçev: Sizin şahsınıza soruyoruz: listeleri imzalayarak masum insanları neden ölüme gönderdiniz?
Molotov: Bunu hata sayıyorum.
Demiçev: Güvenlik organları idam istemiyor ama siz listenin üstüne “en yüksek ceza”, “idam” diye yazıyorsunuz.
Molotov: Üzerinde benim imzamın olmadığı çok sayıda belge de bulabilirsiniz. MK plenumu ve kongrenin MK kararlarını onayladığını biliyorsunuz.
… Benim karımı da hapse attılar. 1918’den beri parti üyesi olan karımı savunamadım.
Demiçev: O başka zamandı, Stalin’in güvenini yitirdiğiniz zaman. Burada sözü edilen dönem Stalin’in size güven duyduğu zaman… Siz yalnızca Stalin’in suç ortağı değil aynı zamanda birçok zulmün başlatıcısıydınız. Bizim hepimiz için açıktır ki bunlar sadece hata değil suçtur. Masum insanları ölüme göndermenizi vicdanlar kabul etmiyor. İki yıl içinde 700 bin insan kurşuna dizildi. Bu kadar halk düşmanı olamayacağını siz de anlıyordunuz.
Dıgay: 12 Kasım 1938 günü 3.167 kişilik idam listelerini imzaladınız. Sadece Stalin ve sizin imzanız var. 2 Aralık 1937’de 239 kişiyi idama gönderdiniz. Sadece Stalin ve sizin imzanız var. Kimdi bunlar? 49 MK üyesi, 28 MKK üyesi, 26 bakan ve yardımcısı, 12 oblast sekreteri, 149 büyük işletme müdürü. 97 Komsomol MK üyesinden 48’i idam edildi.
…
Molotov’a yönelik suçlamalar bunlardan ibaret değil ancak hem suçlamalarda hem de Molotov’un savunmasında tekrarlar olduğu için tamamını burada vermek mümkün değil. Molotov, sonuç olarak 1937’deki idamlarda suçsuz insanların ölüme gönderildiğini kabul ediyor, ama partinin oybirliğiyle aldığı kararlar olduğunu söylüyor. Burada trajikomik olan şu ki Molotov’a karşı 1962’de Hruşçov’u savunan bu Hruşçovcular iki yıl sonra Hruşçov’u da bütün görevlerinden alıp emekliye ayırdılar. Bütün bunlar olurken dünya komünist hareketi büyük zarar gördü. SSCB ile Doğu Avrupa, Arnavutluk ve Çin ilişkileri bozuldu. Kapitalist ülkelerdeki komünist partilerden ciddi kopuşlar oldu. Hruşçovcuların Stalin’e yönelik iddialarının çoğu yalan olsa bile Molotov’un kabul ettiği kısmıyla bakarsak her halükarda çok sayıda suçsuz insanın ve komünistin idam edildiği açıktır.
ABD'de Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma iznini vermesi sonrasında Cumhuriyetçilerden sert tepki geldi.…
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Kızılay’a satışı gerçekleştirilen ve değeri yaklaşık 100 Milyon TL olan…
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni kitabında Donald Trump’ın baş başa görüşmede Trump’ın kendisine Doğu…
İstifa çağrılarına yanıt veren Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı bahis suçlamasıyla tutuklu olan 5 sosyal medya fenomeni hakkında 1 yıldan…
Sinan Ateş Davası’nda abla Selma Ateş'e yönelik saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt'un, Ankara’da iki cinayet işlediği…