Şirketleri Zoom üzerinden yönetiyor
Kara para aklama suçundan yargılanan SBK Holding'in sahibi Sezgin Baran Korkmaz'ın, Avusturya'daki cezaevi yaşamının ayrıntıları ortaya çıktı.
ABD’nin “vergi kaçırma, evrakta sahtecilik, yalan beyan” gibi suçlarla Avusturya’da 19 Haziran 2021’de tutuklattığı ve 225 yıl hapsini talep ettiği SBK Holding’in patronu Sezgin Baran Korkmaz’ın iade süreciyle ilgili son viraja girilirken, Sözcü’den Ali Gülen, Korkmaz’ın cezaevi hayatının ayrıntılarına ulaştı.
Wels Mahkemesi’nin kararını bozan ve “ABD’nin iade başvurusunda esasa girilmesine gerek yoktur. Dosya ile ilgili kararı Adalet Bakanlığı verecek“ kararını veren Linz Eyalet Mahkemesi, dosyayı Adalet Bakanlığı’na iletmişti. Şimdi ise ABD ile ek yazışmalar yapılmaya başlandı.
Avusturya’daki cezaevi hayatı yakında bitecek olan Sezgin Baran Korkmaz, Türkiye ile ABD arasında adeta satranç oynuyor.
Mahkeme, Türkiye’nin iade talebini hukuka uygun bulmuştu ama Linz Mahkemesi’nin son kararı bunu da kaldırdı ve Avusturya Adalet Bakanlığı’nın elini tamamen serbest bıraktı.
Sezgin Baran Korkmaz ise, sözlü olarak “Türkiye’ye gidebileceğini” söylemesine rağmen, resmen bunu kabul ettiğini hiçbir zaman açıklamadı. Yani durum halen belirsizliğini koruyor. İki hafta içinde durumun netleşmesi beklenirken, Türkiye ise Adalet Bakanlığı nezdinde lobi yapmaya çalışıyor.
Öte yandan Sezgin Baran Korkmaz, Lüksemburg’daki şirket merkezi ile haftada iki kez Zoom üzeri görüşme hakkı da kazandı. Korkmaz’ın Avusturya ve Avrupa’nın çeşitli yerlerindeki otellerini, yatırımlarını böyle idare etmeye çalıştığı ortaya çıktı.
Korkmaz’ın tutuklu kaldığı yerde dikkat çeken gelişmeler de yaşanıyor.
SBK’yı Avusturya’da kara para, resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlamaları nedeniyle tutuklatan ABD’li Savcılar, iki kez Wels Başsavclığı’na başvurdu ve Sezgin Baran Korkmaz ile görüşmek istedi. Ancak bu talepleri reddeden Kor ve “Şu aşamada hiçbir ABD’li yetkili ile görüşmeyeceğim“ cevabını verdi.
Yaklaşık bir yıldır Wels’te gözaltında tutulan Korkmaz ile 319 kişi kendisiyle görüşmek için başvurdu. Ancak birinci derece yakınları ve avukatlarının dışında sadece 14 kişi ile görüşmeyi kabul etti. İsimleri bilinmiyor ama aralarında Türkiye’den de bazı temsilcilerinin olduğu düşünülüyor.