Dünyanın en büyük domates serasına sahip olduğunu söyleyen Bayburt Grup’a bağlı İzmir merkezli Agrobay Seracılık’ta işçiler, kötü çalışma koşulları, geç yatırılan maaşlar, ücretsiz izin dayatması, müdür ve mühendislerin yoğun baskısı ve kötü muamele uygulamaları ve daha birçok hak ihlali yaşanması üzerine sendikalaşma sürecine girdi.
Tarım-Sen’e üye olan 40 işçi “İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunmak” gibi gerekçeleri içeren “Kod 46” ile işten çıkarıldı.
1973 yılında kurulan ve özellikle AKP döneminde aldığı ihalelerle servetine servet katan ve Binali Yıldırım’a yakınlığı ile bilinen Bayburt Grup, baraj, otoyollar, havalimanı, metro, içme suyu ve sulama kanalları, gölet, demiryolları, tünel ve benzeri alt yapı işleri ile konut, idari ve mülki binalar, sosyal donatı, köprü, köprülü kavşak ve benzeri üst yapı işlerinde faaliyet yürütüyor.
Özellikle Binali Yıldırım’ın Ulaştırma Bakanlığı ve başbakanlığı döneminde iddialara göre yeterli yetki belgesi olmamasına rağmen devletten aldığı ihalelerle bir dönem gündeme gelen Bayburt Grup, şimdiye kadar 50 milyar dolarlık ihale işi aldı.
Bayburt Grup’un bünyesinde yer alan şirketler ise şöyle: Bayburt İnşaat, Bayburt Enerji, Bayburt Beton, Özgün Yapı, Şenbay Petrol, Agrobay Seracılık, Türkeli Seracılık, Hasanbey Çiftliği, Süt Kardeşler, Ankabay Sigorta.
Görüldüğü üzere inşaattan enerjiye, tarımdan sigortacılığa kadar şirketlerin sahibi olan grubun başkanlığını Abdurrahman Şentürk yapıyor, yönetim kurulu ise akrabalarından oluşuyor.
AKP döneminde yükselişe geçen ve devletten aldığı ihaleler ile palazlanan Bayburt Grup’un şu ana kadar tamamladığı ve güncel olarak yürüttüğü faaliyetler ise şöyle:
Trabzon-Aşkale köprü ve tünel işi
İzmit-Kandıra yol yapım işi
Viranşehir-Kızıltepe yol yapım işi
Kütahya-Simav yol yapım işi
Kızılkaya-Antalya devlet yolu yapım işi
Antalya kuzey çevre yolu yapım işi
Bakırköy-Bahçelievler-Kirazlı metro ihalesi
Gayrettepe-İstanbul Havalimanı metro ihale işi
Kartal-Kaynarca metro yapım işi
Dudullu-Bostancı metro yapım işi
Çukurova Bölgesel Havalimanı Altyapı Tesisleri Yapım İşi.
Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi Banaz-Eşme Kesimi
Türkiye-Gürcistan (Kars-Tiflis) Demiryolu Alt ve Üst Yapı İkmal İnşaatı Yapım İşi.
Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi, Doğançay Ripajı İlk Kısım Ali Fuat Paşa-Doğançay Arası
Filyos Limanı İnşaatı Yapım İşi.
Kütahya-Bozüyük Devlet Yolu
Bursa-İnegöl-Bozüyük Yolu
Ayvacık-Edremit- Havran Devlet Yolu
Kütahya-Afyon Devlet Yolu
Çankırı-Ankara Yolu
Kastamonu-Araç Yolu
Alaplı – Yığılca Yolu
Selim- Kars-Susuz (Kars Şehir Geçişi Yolları Dahil) Yolunda Toprak İşleri,
Samsun Şehir Geçişi Ve Samsun – Azot Ayr. – Ünye Yolları
Milyar dolarlık ihalelerin içerisinde yüzen böylesi bir firmanın kendi seracılık şirketinde çalışan 40 tane işçiyi işten atmasının ise işçi düşmanlığı dışında bir açıklaması bulunmuyor. Hatta öyle ki yukarıda sayılan ihalelere ek olarak Agrobay Şirketi, Rusya’ya yapılan domates ihracatında önde gelen firmalar arasında yer alıyor
2018 yılında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin(İBB), Ataköy-İkitelli metro hattında Yenibosna ve Çobançeşme metro durakları arasındaki şantiyesinde çalışan yaklaşık 700 işçi, 9 Ağustos’ta hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkarılmıştı. Bayburt Group firmasına bağlı olarak çalışan inşaat işçileri mesai başladığı saatte isimlerin okumasıyla işlerine son verildiğini öğrenmişti.
Bu duruma karşı İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası’nda örgütlenen ve direnişe geçen işçiler metro şantiyesinde eylemler yapmıştı. 14 Ağustos 2018 tarihinde “İnşaat işçileri kurbanlık koyun değildir” diyerek basın açıklaması düzenlenmiş, açıklamadan önce İYİ-SEN Genel Başkanı Ali Öztutan Bayburt Grup yetkilileri tarafından tehdit edilmişti.
Bayburt Grup’un inşaat sektöründeki vukuatları bununla da sınırlı değil. 2019 yılında, Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerini birbirine bağlayan 2 bin 409 rakımlı Kop Dağı Geçidi’nde yapımı devam eden Kop Dağı Tüneli’nde çalışan işçiler, ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş bıraktı. Yaklaşık 3 ay boyunca ücretleri ödenmeyen işçiler, çalıştıkları şantiyede yaptıkları açıklama ile greve başladıklarını duyurmuştu.
İYİ-SEN öncülüğünde harekete geçen işçiler, “Bizleri her seferinde oyalayan patronları uyarıyoruz. Hakkımız olanı alana kadar yasal hakkımızı kullanacağız. Bizleri ya ölünce ya da grevlerde hatırlayan tüm yetkilileri göreve davet ediyoruz” demişti.
2020 yılı Şubat ayında İstanbul’da Kirazlı-Bakırköy metro hattının yapımında Bayburt Group’un yüklenici firma olduğu projede, 40 işçi 3 aylık maaşları ödenmeden işten çıkarıldı. Taşeron firmanın zarar ettiği gerekçesiyle işten çekilmesi sebebiyle, işçiler kağıt üzerinde işten çıkarılarak istifa etmişler gibi gösterildi. Sigortaları da sonlandırılan işçiler, fazladan bir hafta daha çalıştırıldı. Hakları gasp edilen işçiler şantiyede greve başladı.
2019 yılında, Türkiye’nin en büyük çevre yatırımı projelerinden biri olduğu söylenen ve 3.7 milyar TL değerindeki Ergene nehrinin ıslah edilmesi projesi kapsamında yapılan tünel inşaatında çalışan taşeron işçiler üç ay boyunca ücretlerini alamadıkları gerekçesiyle iş bırakmıştı.
Bayburt Grup’un taşeronu E-Berg Mekanik A.Ş. bünyesinde çalıştıklarını söyleyen işçiler, bununla birlikte Özgün Mekanik adına iş yapıldığını ve onun da bir üst firma olarak Bayburt Group’a bağlı olduğunu ve bu yüzden ücretlerini talep ettikleri açıklamıştı.
Binali Yıldırım’ın temelini attığı, adı neredeyse AKP ile özdeşleşmiş Bayburt Grup’un inşa ettiği ve 11 işçinin feci şekilde yandığı olayın üstünün nasıl örtüldüğü Sayıştay raporunda ortaya çıktı. Tünel ve yol ihalesi 2011 yılında yapılıyor, ihaleyi Şenbay Madencilik ile Özgün İnşaat ortaklığı kazanıyor. Her iki şirket de yukarıda da ifade ettiğimiz üzere Bayburt Grup’a ait.
2012’de dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın törenle temelini attığı tünel inşaatında 24 Eylül 2020 günü bir bir patlama meydana geldi. Enkaz altında kalan işçiler saatler sonra çıkarıldı. 1 işçi yaşamını yitirirken, 10 işçi ağır şekilde yanarak yaralandı. Yetkililer kazanın gaz birikmesinden dolayı yaşandığını açıkladı.
Sayıştay’ın, Karayolları Genel Müdürlüğü’ne ait 2020 yılı denetim raporunun 47’inci sayfasından başlayarak anlatılanlara göre Sayıştay, “idarenin”, 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu çerçevesindeki yükümlülükleri yerine getirmediği için “yüklenici firma”ya gerekli yaptırımları uygulamadığından dolayı Karayolları’nı kusurlu buluyor. Bununla birlikte şirket yasalara aykırı davrandığı için, sözleşmenin de feshedilmesi gerektiğini vurguluyor. Ancak tüm bunlara rağmen sürecin bütününde gerekli önlemlerin alınmadığı, patlamanın bu yüzden olduğu, ölüm ve yaralanmalarında bunun sonucunda ortaya çıktığı görülüyor. Sonrası ise malum…
Bu durumu en iyi anlatan sözler ise patlamadan kurtulan bir işçi tarafından ifade edilmiştir:
“Günde 12 saat çalışıyorduk. Tünelin her tarafından su geliyordu. Sık sık göçük oluyordu. Havalandırmalar zaten berbattı, çalışmıyordu havalandırmalar. Biz uyarılarımıza rağmen şantiye şeflerine sözümüzü dinletemedik. Toprağı sıkılaştırmaya yarayan şaptirik dediğimiz beton vardı. Biz şaptirik önlemi alalım diyorduk, dinleyen olmuyordu. Gelen şaptirik adi oluyordu, işe yarar olmuyordu. Şimdi de böyle bir olay yaşandı, bir arkadaşımız ölmüş, çok üzgünüm.”
Yer İstanbul. Yine bir metro şantiyesi. Adres bu sefer Bakırköy. 2020 yılında pandeminin etkilerinin yeni ortaya çıktığı Mart ayında, Bakırköy Meydan metro şantiyesinde çalışan Bedirhan Aslan kendilerine öğlen yemeği olarak dağıtılan ekmek arası ıspanağı sosyal medyadan paylaştığı için ertesi gün işten atılmıştı. Aslan, o gün yaşadıklarını şu şekilde ifade ediyordu:
“Virüsten dolayı yemekhaneyi kapatmışlardı. Bundan üç gün önce şantiyeye bir torba geldi, baktık ekmek arası, streçlemişler. Bir açtık, ekmek arası ıspanak çıktı. Ben çok sinirlendim, ‘Bizi sabah 08.00’den akşam 19:00’a kadar çalıştırmasını biliyorlar’ dedim. ‘Çok ağır koşullar altında çalıştırmasını biliyorlar. Şirkette milyonlarca veya milyarlarca (liralık) iş dönüyor. Biz bu işi yapıyoruz. Bize bunu mu layık gördüler?’ dedim ve bunu sosyal medyada paylaştım. İnsanlar sesime ses oldu. Ertesi gün muhasebeden beni aradılar, iş sözleşmemin feshi verildi. Savunmamı yazdım. ‘Ben gurbetçi bir insanım, eve gidecek param yok şimdi, yatacak yerim yok, nasıl olacak?’ diye sordum. ‘Bedirhan biz burada doğruları tartışamayız, büyükler böyle karar vermiş’ dediler. Aynı gün şantiyeyi terk etmemi istediler.”
Bu haber en son değiştirildi 4 Ekim 2023 13:30 13:30
ABD'de Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma iznini vermesi sonrasında Cumhuriyetçilerden sert tepki geldi.…
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Kızılay’a satışı gerçekleştirilen ve değeri yaklaşık 100 Milyon TL olan…
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni kitabında Donald Trump’ın baş başa görüşmede Trump’ın kendisine Doğu…
İstifa çağrılarına yanıt veren Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı bahis suçlamasıyla tutuklu olan 5 sosyal medya fenomeni hakkında 1 yıldan…
Sinan Ateş Davası’nda abla Selma Ateş'e yönelik saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt'un, Ankara’da iki cinayet işlediği…