ÇİVİ YAZISI| ABD nere, Akdeniz nere? Ne işin var senin orada?

O meşhur uçak gemisi, Hamas-İsrail gerginliği ile başlayan ve tüm bölgeye sıçrama kabiliyetine sahip bir gerilimi İsrail lehine ‘yönetmek’ üzere Doğu Akdeniz’e ulaştı. Filistin’e, Lübnan’a, Suriye’ye, Mısır’a belki İran’a tehdit artık; “Akdeniz’in güvenliği” için Antalya’ya demirleyen ve burada Türk Ordusu ile tatbikat yapan o uçak gemisi.

ÇİVİ YAZISI| ABD nere, Akdeniz nere? Ne işin var senin orada?

Bir süredir Erdoğan sonrası post-AKP dönemi tartışılıyordu. Dönem dönem yapılır bu, bahsi geçen isimler de azımsanmayacak kadar çoktur. Hulusi Akar, Süleyman Soylu, Berat Albayrak. Hatta çok yakın geçmişte Binali Yıldırım, Numan Kurtulmuş, Abdülhamit Gül… Ancak Erdoğan adaylardan kimini “milletvekilli” olarak uğurladı, kimini MKYK’dan atarak. Bazı isimleri asansörden attığı bile iddia ediliyor.

Sonra bir ismin önce reklamı, sonra sureti belirdi. Küçük damat Selçuk Bayraktar. Tam da “kayınpederin izinden” mi; bir bakalım.

İlk ‘milli insansız savaş uçağı’nın mimarı olarak tanınan Selçuk Bayraktar, bölgedeki savaşlarda, Ukrayna’da, Azerbaycan’daki SİHA’ları ile dünya çapında da tanınır oldu. Bayraktar, SİHA’larının Karabağ’daki müdahaleleri sayesinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından Karabağ Nişanı ile ödüllendirildi.

Sonra Bayraktar, Türk donanmasının Sarayburnu’nda sergilenen TCG Anadolu’su ile ABD donanması tarafından gerçekleştirilen ortak tatbikatta, “davet üzerine” ABD’nin USS Gerald R. Ford uçak gemisini ziyaret etti. Onca Türk ve ABD’li askerin yanında davetle gelen ‘sivil’ Bayraktar, 25 Ağustos günü kendisini savaş gemisinde misafir eden heyete içten teşekkürlerini sundu.
Bünyesindeki iki adet nükleer reaktörden güç alan geminin yakıtsız olarak 20 yıl ayakta kalabileceği reklam edildi, gemideki en gelişmiş çift bantlı radar sisteminin bulunduğu; bu radar sistemi sayesinde birden fazla roketin izlenip, yine gemide bulunan iki farklı füze sistemi ile imha edilebileceği söylendi.

Savunması, füzesi, dakikada 3000-4500 mermi sıkabilen makineli silahlar ile tam bir savaş gemisi… Ve o meşhur uçak gemisi, Hamas-İsrail gerginliği ile başlayan ve tüm bölgeye sıçrama olasılığını taşıyan bir gerilimi İsrail lehine ‘yönetmek’ üzere Doğu Akdeniz’e ulaştı. Filistin’e, Lübnan’a, Suriye’ye, Mısır’a, belki İran’a tehdit artık; “Akdeniz’in güvenliği” için Antalya’ya demirleyen ve burada Türk Ordusu ile tatbikat yapan o uçak gemisi.

ABD savaşa müdahil oldu, Bayraktar da siyasete.

Bayraktar, Filistin meselesine dair Filistinli rap grubu Dam’in bir şarkısını paylaştı.

“Arap ruhuna tecavüz ettin

Hamile kaldı ve “terör saldırısı” adı verilen bir çocuk doğurdu

Sonra da bize terörist diyorsunuz. Öldürdün ve yağmaladın

Seni suçladığımda ayağa fırladın ve şöyle dedin:

“Siz de çocukların taş atmasına izin verdiniz

“Onları evde tutacak ebeveynleri yok mu?”

Ebeveynleri gömdüğünü unuttun mu?

Taşların altında kendi evleri var mı?

Şimdi de bana terörist mi diyorsun?”

Bayraktar, daha sonra Avrupa Komisyonu Başkanı Alman siyasetçi Ursula von der Leyen’in Ukrayna-Rusya savaşında başka, İsrail-Filistin savaşındaki tutarsızlığına değinerek “ikiyüzlülüğün kusursuz bir resmi” diye yorumladı. İkiyüzlülük evet…

Ziyarette bulunduğu savaş gemisinin Filistinlilerin üzerine üzerine yürümesine bir yorumda bulunmadı henüz Bayraktar. O sırada bizim Bakanlık SİHA’sının kaybolduğunu duyurdu; ABD Savunma Bakanlığı ise geçtiğimiz perşembe günü Türkiye’ye ait bir SİHA’nın Suriye’nin kuzeyinde ABD F-16’sınca düşürüldüğü açıkladı.

Damat kayınpederin izinde mi?

Erdoğan, Filistin meselesine dair “Türkiye olarak bu sabah İsrail’de meydana gelen hadiseler ışığında tüm tarafları itidalle hareket etmeye, yerini daha da hızlandıracak fevri adımlardan uzak durmaya çağırıyoruz” değerlendirmesinde bulundu önce. Prof. Dr. herşeyolog Ersan Şen’den, Fatih Altaylı’ya; Altaylı’dan Fazıl Say’a; Erdoğan’ın bu serinkanlı tutumu ‘en sağlıklı tutum’ olarak ilan edildi.

Erdoğan Kabine toplantısı sonrası, gerçekten de kendisinden beklenmeyecek kadar serinkanlı karşıladı İsrail’in saldırılarını:

“Gazze’ye yönelik orantısız ve her türlü ahlaki temelden yoksun saldırıları, dünya kamuoyu nezdinde İsrail’i hiç beklemediği ve istenmeyen bir konuma itebilir. Sivil yerleşimleri bombalamak, sivil insanları kasten öldürmek, bölgeye insani yardım getiren araçları engellemek, üstelik bütün bunları maharet gibi sunmaya kalkmak, devlet değil ancak örgüt refleksi olabilir. İsrail, devlet gibi değil örgüt gibi davranırsa, sonunda örgüt gibi muamele görmeye başlayacağını unutmamalıdır.”

Gençlerle yaptığı görece ‘iç’ buluşmada ise Erdoğan, damadının ağırlandığı savaş gemisine de değinerek şöyle konuştu:

“Nerede Batı? ABD uçak gemisi gönderiyor. İkinci uçak gemisi de gelecek. ABD nere, Akdeniz nere? Ne işin var senin orada? ABD gibi bir ülkeye barışı tesis mi yakışır, yoksa oraya benzinle körükle gitmek mi yakışır?

Türkiye’ye ait Suriye’de bir SİHA’yı düşürecek kadar ferasetini kaybeden bir anlayış var. Biz seninle NATO’da beraber değil miyiz? Görmedim, bilmedim, farkında değilim, bunu nasıl söylersin? Tüm tarafları itidalle hareket etmeye çağırdık. 13 liderle bugüne kadar görüştüm. Neler yapabiliriz, bunun üzerinde duruyoruz. Tüm aktörleri gerilimi düşürmek için çaba göstermeye çağırıyoruz.”

ABD nere, Türkiye nere?

Son olarak bir konuya daha değinmekte fayda var.

Erdoğan, emperyalizmi çözümlüyor sanki: “ABD nere, Akdeniz nere? Ne işin var senin orada?”

Adana’da, Akdeniz’e 56 kilometre mesafede İncirlik Hava Üssü bulunuyor. ABD Hava Kuvvetleri 39. Ana Jet Üssü burada konuşlanıyor.

Ege Denizi’nin kalbinde, Çiğli Hava Üssü’nde ABD’nin askeri personeline ek olarak füze sistemleri de bulunuyor.

Dahası mı? Ankara, Konya, Malatya, Eskişehir, İzmir ve Balıkesir’de ABD’ye ait nükleer silah depoları yer alıyor. İstanbul’da Şile’deki üste Stinger füzeleri atış bekliyor.

NATO’yu tartışmayacak ve üslere muhtemelen tek laf etmeyecek Erdoğan şu sorusunda haklıdır:

ABD nere, Akdeniz nere? Ne işin var senin burada?