Demircioğlu bir değil!

Emperyalizme karşı verilen bu ketum savaş bugünün devrimci gençlerinin yolunu açmaktadır. Vedat’ın katledilmesi Harunları, Denizleri nasıl sindiremediyse bugünün devrimci gençlerini sindirememiş; aksine bağımsızlık ve anti-emperyalizm mücadelesinin önemini ve düzeni nasıl tehdit ettiğini göstermiştir.

Melis Özpiriççi

Demircioğlu Vedat’ı

Coplarla öldürdüler…

Coplarla yumruklarla

Vurdular öldürdüler…

Kurtuluş savaşında

Belki siz de gördünüz

Demircioğlu bir değil

Halkımız gibi çoğul

Geliyor çağıl çağıl

Geliyor çağıl çağıl”

Vedat Demircioğlu 1953 yılında Konya’nın Taşkent ilçesinde doğdu. Ailesi onu İmam Hatip Lisesi’ ne vermek istese de Vefa Lisesi’nde okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisiydi. İTÜ Gümüşsuyu Yurdunda kalıyordu. Üniversite döneminde Türkiye İşçi Partisi ve ona bağlı olan Fikir Kulüpleri Federasyonu üyesiydi. 68 kuşağıyla beraber devrimci ve anti-emperyalist mücadelenin içerisinde bulunmuştu.

6. Filo 1968 yılının Temmuz ayında Dolmabahçe’ye demir attı. Dönemin başbakanı Süleyman Demirel, Amerikan askerlerinin rahat etmesi için elinden geleni yapıyordu. Kolluk kuvvetleri bazı caddeleri tutmuş, denetlemeye başlamıştı. Amerikan askerleri yurdumuzda rahat rahat gezebilsin diye yurttaşlar engellenmeye çalışılıyordu. Bu olaylar gençlikte büyük bir tepkiyle karşılandı. Gençlik anti- emperyalist bildiriler dağıtıyor, sloganlar atıyor, emperyalizme karşı örgütleniyordu.

16 Temmuz akşamı devrimci gençlerin toplantıları vardı. Toplantı geç vakitlere kadar uzayınca öğrencilerin karnı acıkmış ve Beyoğlu’na çorba içmeye gitmeye karar vermişlerdi. Çorba içmeye giderken polisler tarafından durdurulan öğrencilerin bir kısmı haksız yere tutuklandı. Bu bardağı taşıran son damla olmuştu.

Ertesi gün polisler İstanbul Teknik Üniversitesi yurdunun önünde beklemeye ve caddede gördükleri öğrencileri gözaltına almaya başladı. Sabaha karşı polisler yurdu bastı. Harun Karadeniz bu saldırıdan ‘’Ben hayatımda o kadar dehşet verici bir saldırı görmemiştim.’’ diye bahsedecekti. Yurt tamamen sarılmıştı. Polisler coplarla öğrenci dövüyordu. Kendilerini korumak için üst kata kaçan öğrencilerden biri olan Vedat Demircioğlu İTÜ Gümüşsuyu Yurdunun 2. katından polis tarafından camdan atıldı. Camdan atılmakla kalmayıp düştüğü yerde yine polisler tarafından tekmelendi. 8 gün komada kalan Vedat Demircioğlu 24 Temmuz 1968’de aramızdan ayrıldı. 1960 sonrası öğrenci hareketlerinde yitirdiğimiz ilk can Vedat oldu.

Bu yazının amacı yalnızca Vedat Demircioğlu’nun kısa biyografisini hatırlatmak değildir. Her 24 Temmuz’da İTÜ’nün duvarlarından sarkıtılan “6. Filo defol! Vedat Demircioğlu’nu unutmadık!” yazılı pankartı hatırlamak ve Demircioğlu’nun da ’68 hareketleri içerisinde yitirdiklerimizin de bizlere bıraktıkları mirası unutmamak, unutturmamaktır.

Amerikan askerlerinin rahat rahat sokaklarda yürüyebilmesi için anti-emperyalizm mücadelesi veren, yurtsever ve devrimci bir genç hayattan koparılmıştır. Elbette mesele yalnızca Amerikan askerlerinin memlekette rahat rahat gezmesi değildir. Emperyalizmin askerlerinin kılına zarar gelmesi, hükümetin emperyalizmle sıkıştığı elin kopmasına sebep olacaktır. Dünden bugüne burjuva iktidara kalan miras ise ilerici gençleri yok etme gayesi olmuştur. Memleketin geleceğini yalnızca aldıkları politik kararlarla değil, memlekete sahip çıkan gençleri katlederek de belirlemeye çalışmışlardır.

Tüm bu gözdağlarının beyhude bir çabadan ibaret olduğu ise ’68 in devrimci gençleri göstermiştir. Baskı(n)lar 6. Filo’ya karşı olan protestoları durduramamıştır. İstanbul Teknik Üniversitesinden Harun Karadeniz, İstanbul Üniversitesinden Deniz Gezmiş ve arkadaşları; 18 Temmuz’da Taksim’den yürüyüşe geçerek Dolmabahçe’de 6. Filo’yu denize dökmüşlerdir.

Emperyalizme karşı verilen bu ketum savaş bugünün devrimci gençlerinin yolunu açmaktadır. Vedat’ın katledilmesi Harunları, Denizleri nasıl sindiremediyse bugünün devrimci gençlerini sindirememiş; aksine bağımsızlık ve anti-emperyalizm mücadelesinin önemini ve düzeni nasıl tehdit ettiğini göstermiştir.

68 Kuşağı’nın anti- emperyalizm mücadelesi bugün de günceldir ve bizim mücadelemize ışık tutmaktadır. Bugün emperyalizmin ülkemizi ve dünya halklarını ne hale getirdiği ortadadır. Bizler de zamanında 68 kuşağının yaptığı gibi ülkemizin satılmasına, gericileştirilmesine, eğitimin piyasacılaştırılmasına ve yurdumuzun yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekilmesine karşı çıkmalıyız.

Unutmamalıyız ki dün 6. Filo’yu kendilerine kıble yapanlar, bugün iktidarda olanlardır. 1968’den 2023’e emperyalizme karşı, paranın saltanatına karşı mücadelemiz değişmemiştir. Ülkemiz hala bir avuç para babasının ayakları altında çiğnenmekte, ülkemiz emperyalizmin çıkarlarına hizmet etmektedir. Halkımız ise büyük bir ekonomik krizle cebelleşmekte, artan gerici politikalarla birlikte laikliğin bertaraf edilmesinin tehdidi altındadır. Emperyalist saldırılara, gericiliğe, piyasacılığa karşı durmak her geçen gün ciddiyetini arttırmaktadır. Memleketimizi satanlara, yurttaşlığımızı, öğrenciliğimizi, temel haklarımızı çiğnemeye çalışanlara karşı durmak için ‘68 in mücadelesi sırtlanmak gerekmektedir.

Demircioğlu bir değildir. Unutulmamalıdır ki Demircioğlu’nu ve mücadelesini unutmayan, unutturmayacak olan nice genç vardır ve Demircioğlu’nu bağımsız, sosyalist Türkiye mücadelesinde yaşatacaktır.

Bize düşen ‘’Okumuş insan emekçi halkına karşı sorumludur.’’ diyenlerin, Vedatların mücadele bayrağını yere düşürmemek, bu mücadeleyi devrimle taçlandırmaktır.