Gazze saldırısı ve İsrail terörü

Gazze saldırısı ve İsrail terörü

18-10-2023 18:10

Filistinlilerin üzerinde yaşayacağı ufacık bir toprağa dahi tahammülü olmayan İsrail’in durması için emperyalizmin ve siyonizmin Ortadoğu’dan silinmesi şart.

Alev Doğan

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, kabinede alınan savaş kararının ardından Gazze’ye başlatılacak hava operasyonu öncesi Gazze sakinlerine “bölgeyi terk etme” çağrısında bulunmuştu. Kuzeyinden güneyine yürüyerek 8 saatte ulaşılabilecek, 360 kilometre karelik alanda yaklaşık 2 milyon insanın yaşadığı, biri Mısır’ın diğeri de İsrail’in kontrolünde iki sınır kapısına sahip ve -bakın burası çok önemli- tamamen abluka altında olan Gazze’nin sakinlerine “bölgeyi terk edin” çağrısı yapmak insanın aklıyla alay etmektir. İşte İsrail budur. İsrail, tanrının o toprakları Yahudi kavmine verdiğini iddia eden Şeriatçı Siyonistler tarafından yönetilen bir terör devletidir. İsrail halkının tamamının mevcut yönetimlerle paralel düşündüğünü, bu katliamları onayladığını söylersek haksızlık etmiş oluruz. İsrail’de halkın önemlice bir kısmı bu terör politikalarından yılmış ve iki devletli çözüm için sesini yükseltmektedir.

Gazze günlerdir eşi benzeri az görünür nitelikte bir saldırı altında. Hava saldırısı başlamadan önce elektriği ve suyu kesilen bölgede, İsrail ordusunca fosfor bombası kullanıldığına dair vahim iddialar var. Kaldı ki askeri uzmanlar iddiaların doğru olduğu görüşünde. Saldırılardan yaralı kurtulanlar ise elektrik olmadığı için kaldırıldıkları hastanelerde ölümle burun buruna. Avrupa Birliği emperyalist ikiyüzlülüğünü bütün dünyaya ilan edercesine Gazze’ye yönelik yardımları daha saldırının başında durdurdu. Kısacası Gazze halkı bu dünyada cehennemi yaşıyor dersek abartmış olmayız.

Netanyahu hükümeti İsrail tarihinin gördüğü en sağcı hükümet olarak biliniyor. Elbette ki daha önceki hükümetlerin ‘barış elçisi’ olduğunu da söyleyemeyiz. Bu aşırı sağcı hükümet yılbaşında göreve gelmesinden beri bölgedeki gerilimi tırmandıracak açıklamalardan ve uygulamalardan geri durmuyor. Hükümette bulunan iki bakanın ismini anmazsak olmaz. Maliye Bakanı olan Dini Siyonizm Partisi lideri Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı olan Yahudi Gücü Partisi’nin lideri Itamar Ben-Gvir. “Filistinlilerin köylerini yakalım” içerikli açıklamalardan geri durmayan bu iki isimden Ben-Gvir hatırlanacaktır 27 Temmuz’da beraberindeki yüzlerce fanatik Yahudi yerleşimci ile, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’ya İsrail polisi denetiminde baskın gerçekleştirmişti.

Gazze’ye yönelik ablukaya ve Batı Şeria’daki ilhak politikalarına arttırarak devam eden hükümetin böylesi bir saldırı ile deyim yerindeyse Gazze’de bir soykırıma soyunması ABD’nin başını çektiği emperyalist bloğunda alkışlarını ve desteğini aldı. Almanya’sından Fransa’sına bir dizi ülke İsrail’e destek için kentlerinin meydanlarını İsrail bayrakları ile donatırken, Ukrayna’daki neo-Nazi yanlısı iktidar İsrail’e desteğini daha ilk günden açıklamıştı. Sağcılık tam olarak budur işte. Ancak bir sağcı kendisine soykırım yapan onulmaz yaralar açan bir ideoloji ile bugün kol kola girebilir.

Saldırıların birinci haftasında kaçacak yerleri olmadığını bildikleri halde Gazze sakinlerine 24 saat mühlet veren İsrail ordusu, kara operasyonu için hazırlıklara başladı.

Bu yazı kaleme alındığı sırada Gazze’deki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 2 bin 778’e yükseldi, 10 binden fazla kişi de yaralandı. Maalesef ve hiç kuşku yok ki ölü ve yaralı sayısının artacağı Gazze’de, İsrail savaş uçakları yerinden edilmiş Filistinlilerin oluşturduğu konvoyu ve Durra Çocuk Hastanesi’ni vurmaktan çekinmedi. Son olarak da el-Ehli Baptist Hastanesi’ne saldırdı ve en az 500 Filistinli hayatını kaybetti.

Bir de BM Sözcüsü Stephane Dujarric’in açıklamalarına kulak verelim.

Dujarric yaptığı açıklamada gıda güvenliğinin tehlike altında olduğuna işaret ederek, BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansından (UNRWA) bir arkadaşıyla yaptığı görüşmede, “Arkadaşım bölgeye 6 gündür bir damla su sokamadıklarını söyledi. Durum kötünün de kötüsü.” dediğini aktardı.

Güncel rakamlara göre Gazze’de 423 bin kişinin yerinden edildiği bilgisini paylaşan Dujarric, sayıların gerçekte çok daha yüksek olabileceğini söyledi.

Gazze’de aynı zamanda 50 bin hamile kadının da bulunduğunu aktaran Dujarric, bazılarının gelecek aylarda doğum yapacağını ve temel sağlık hizmetine erişimleri olmadığını ifade etti.

Sonuç yerine

Netanyahu’nun ülkesine gelen askeri yardımla abluka altındaki Gazze Şeridi’ndeki saldırılarının devam edeceğini belirterek “bunun sadece başlangıç olduğunu” söylemesi durumun vahametini göstermesi açısından ibretlik.

Açıklamalar, yaşananlar, bölgeden aktarılanlar ortada. Filistinlilerin üzerinde yaşayacağı ufacık bir toprağa dahi tahammülü olmayan İsrail’in durması için emperyalizmin ve siyonizmin Ortadoğu’dan silinmesi şart.