Sosyalistlerden 'mücadeleye devam' çağrısı

Seçim sonuçlarının netleşmesinin ardından sosyalist partilerden ‘mücadeleye devam’ açıklaması geldi.

Sosyalistlerden 'mücadeleye devam' çağrısı

Seçim sonuçlarının netleşmesinin ardından Sosyalist Güç Birliği bileşeni sosyalist partilerden ‘mücadeleye devam’ açıklamaları geldi.

DEVRİM HAREKETİ: AKP MUTLAKA GİDECEK

DEvrim Hareketi’nden yapılan açıklamada “Biz kazanacağımızdan eminiz. AKP’den kurtulacağız. Mücadeleye katılın. Türkiye’nin aydınlık geleceğini hep birlikte kuralım.” denilerek şunlar kaydedildi:

“Yıllardır AKP’yle mücadele ediyoruz.

Yoksulluğu büyüttüğü, gericiliğin önünü açtığı ve ülkemizin bağımlılığını pekiştirdiği için…

28 Mayıs seçimlerinin sonucu bu durumu değiştirmiyor.

Türkiye hala yoksul, hala bağımlı. Karanlık ağlar yerli yerinde duruyor.

Seçim sonuçları halkın bu durumdan memnun olduğunu değil, muhalefetin AKP’den kurtulma görevini yürütmekteki basiretsizliğini gösteriyor. Seçimlerden çıkacak ilk sonuç AKP’ye karşı mücadelenin AKP eskilerine bırakılamayacak kadar ciddi bir iş olduğudur.

Sağcılığı sağcılıkla yenme stratejisi çökmüştür. 2002 AKP’sini överek siyaset yapma planı kimseyi ikna edememiştir. Yobazlardan yobaz, özelleştirmecilerden özelleştirmeci, milliyetçilerden milliyetçi beğendirme yöntemi tutmamıştır. Her gelene koltuk vadeden, duruşunun ve fikrinin ne olduğu bir türlü anlaşılamayan muhalefet tarzı AKP’den kopmaya hazır kitleleri çekmek bir yana geri itmiştir.

Sanki iktidar yasalara saygılıymış, vatandaşlık satmamış, Anayasa’ya aykırı bir biçimde aday çıkarmamış gibi davranma hali iktidarı cesaretlendirmiş; her türlü hile yapılabilir hale gelmiştir. Yurttaşlarımızın oylarını korumak için ortaya koyduğu büyük özveri sahipsiz bırakılmıştır.

Başka bir yola girmenin zamanı geldi de geçiyor.

Halkın kendi çözümünü ortaya koyduğu Gezi direnişinin 10. yılındayız. Bu direnişin gücü ve kararlılığı yerine yönünü sağa dönen muhalefet anlayışı artık son bulmalıdır.

Bu halk Erdoğan’ı ve AKP’yi gönderebilir.

Yeter ki kendi gücüne güvensin.

Yeter ki örgütlü mücadeleye katılsın.

Yeter ki tarikatçılara, emperyalistlere, para babalarına karşı kendisini ortaya koysun.

Biz kazanacağımızdan eminiz. AKP’den kurtulacağız. Mücadeleye katılın. Türkiye’nin aydınlık geleceğini hep birlikte kuralım.”

SOL PARTİ: MUTLAKA BAŞARACAĞIZ

SOL Parti’den yapılan açıklamada, “Her tür baskıya, hile ve zorbalığa karşı durarak karanlığa karşı oy kullanan, sandıkları koruyan tüm yürekli insanlarımıza sonsuz teşekkür ediyoruz. Bir kez daha ifade ediyoruz ki aynı kararlılıkla mücadele edecek özgür, eşit, bağımsız bir ülke özlemimizden asla vazgeçmeyeceğiz” denildi. Açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı: “Seçim sonuçları da göstermiştir ki devletin tüm imkanlarını seferber etmesine, her tür hileye, montaja başvurmasına rağmen ülkenin yarısı bu rejimi reddetti. Seçimin diğer önemli bir sonucu da rejim krizinin tescillenmesidir. Halkın yarısının karşısında olduğu, asla istemediği ve mücadele verdiği böyle bir zihniyetle ülkenin yönetilemeyeceği açıktır. Mücadelemiz artık bu koşullarda devam edecek. Halkın insanca yaşam taleplerinin taşıyıcısı olacak toplumsal bir muhalefetin yaratılması için üzerimize düşen her sorumluluğu yerine getirmek için çalışmaya devam edeceğiz. Bu ucube rejimi yenmek için dünden daha büyük bir azim ve coşkuyla yolumuza devam edecek ve mutlaka başaracağız.”

TKH: ŞİMDİ ÖRGÜTLÜ HALK MÜCADELESİNİN ZAMANIDIR!

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) tarafından yapılan açıklamada, “Bilinmelidir ki, bu karanlıktan ülkenin kurtulması sadece bir süre daha gecikmiştir.Unutmayalım, Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılına gericiler, faşistler, karşı devrimciler, emperyalizm işbirlikçileri ve haramilerin saltanatı değil emekçilerin tam bağımsız laik Cumhuriyet mücadelesi damgasını vuracaktır.” denilirken, açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimleri geride kalmıştır. Hile ve şaibelerinin havada uçuştuğu, seçmen listelerinin güvenirliliğinin bulunmadığı, mültecilere vatandaşlık verilerek oy devşirildiği ve bütün devlet olanaklarının devreye sokulduğu bir gerçeklikte seçimler yapılmıştır. Ortadaki sonuç, müesses düzenin halk iradesi üzerinde kurduğu tasallutun yansımasından başka bir şey değildir.

Ortadaki sonuç 64 milyon seçmenin çoğunluğunu temsil etmemektedir. Erdoğan’ın seçimleri önde bitirmesi, Erdoğan’ın meşruiyet sorununu çözmeye yetmemiş, ülkenin yarısından fazlasının onayını alamadığını göstermiştir. Bu sonuç, aynı zamanda, ülkenin karşı karşıya bulunduğu ekonomik, siyasi ve toplumsal sorunların çözümü açısından da sermaye düzeninin yaşadığı sıkışmanın aşılamayacağı anlamına gelmektedir. Bu tabloyu Türkiye’nin taşıması mümkün değildir.

Bugünkü tablo, düzen muhalefetinin yetersizliğini de ortaya koymuştur. Geliştirilen ‘sağa karşı sağ’ siyaseti, bir kez daha ülkeyi AKP’ye teslim etmiştir. Düzene ve istibdat rejimine karşı mücadelenin seçim ve sandık siyasetine sıkıştırılamayacağı bir kez daha görülmüştür. 5 yılda bir sandık başına gitmeyi vaaz eden düzen siyasetinin yolu değil örgütlü bir toplumsal mücadelenin tek yol olduğu ortaya çıkmıştır.

Emekçiler ve ülkenin ilericileri açısından en büyük tehlike, ortaya çıkan tabloya teslim olmaktır. Düzene ve istibdat rejimine milyonlar hayır demiştir. Bu ‘hayır’, Türkiye’yi karanlıktan çıkaracak büyük bir zemin ve potansiyeldir. Milyonların iradesi ancak ve ancak örgütlü mücadeleyle bu karanlığa er ya da geç set çekecektir.

Bilinmelidir ki, bu karanlıktan ülkenin kurtulması sadece bir süre daha gecikmiştir.

Unutmayalım, Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılına gericiler, faşistler, karşı devrimciler, emperyalizm işbirlikçileri ve haramilerin saltanatı değil emekçilerin tam bağımsız laik Cumhuriyet mücadelesi damgasını vuracaktır.

Şimdi örgütlü halk mücadelesinin zamanıdır!”

TKP: UMUT SANDIĞA SIĞMAZ

Türkiye Komünist Partisi’nden (TKP) yapılan yazılı açıklamada da umudun sandığa sığmayacağı kaydedilerek, açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bu halkın mücadelesini sandığa sıkıştırmaya çalışanlar artık sussun!

Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçim sonuçları büyük oranda netleşmiş bulunuyor. Türkiye’nin kaderini belirleyeceği söylenen seçimlerin sonunda ortaya çıkan tablonun aydınlık yarınlar için umut olduğu elbette söylenemez.

Ancak,

Bütün siyasal hakları budanmış,
Grev hakkı elinden alınmış,
Örgütlenme araçları gasp edilmiş,
Mücadele azmi iktidar ve muhalefetin el birliğiyle kırılmış,
Diğer bir deyişle silahsızlandırılmış bir halkın bu büyük karanlık karşısında başarı kazanabilmesi mümkün müydü?

20 yıldır iktidarını işçi sınıfı ve yoksullara dönük baskıyla, cumhuriyet değerlerine dönük saldırılarla sürdüren bir iktidara karşı, o iktidarın üzerinde yükseldiği kolonlara dokunmadan, laiklik demeden, bağımsızlık demeden, devletleştirme demeden zafer kazanılabilir miydi?

Erdoğan’ın yenilmesi gerçek bir ihtimaldi. Bu ihtimal hayat bulmadıysa sebebi Erdoğan’ın yenilmezliğinde değil muhalefetin Erdoğan karşıtlığını kişiliksizleştiren siyaset tarzında aranmalıdır. Yalnızca sandığa sıkıştırılarak kötürümleştirilmiş bir siyaset atmosferinde emekçiler zafer kazanamaz.

Umut sandığa sığmaz. Bu halkın mücadelesini sandığa sıkıştırmaya çalışanlar artık sussun!

Bilinsin ki Erdoğan zayıftır ve yenilmeye mahkumdur. Yeter ki halkımız bundan on yıl önceki gibi kendine güvensin ve ayağa kalksın.

Türkiye Komünist Partisi emekçi halkı laiklik, bağımsızlık ve sosyalizm için yalnızca AKP iktidarına karşı değil tüm düzen içi çözüm arayışlarına ve sahte muhalefete karşı da örgütlenmeye çağırmaktadır. Karamsarlığa asla yer yok.

Bu memleket bizim ve mutlaka kazanacağız.”