TKH: Gerici provokasyonun arkasındaki zihniyet bellidir, laikliği sindirmek için atılan adımlara karşı duralım!
Türkiye Komünist Hareketi (TKH), Kadir Has Üniversitesi'nde yaşanan gerici provokasyon sonrası bir açıklama yayımladı.
Kadir Has Üniversitesi’nde yaşanan ibadethane-ayakkabı tartışmasının gericiler tarafından provokasyon haline dönüştürülmesinin ardından bugün, TÜGVA tarafından gerçekleştirilen eylemde “İslami hareket engellenemez” sloganları atılmıştı. Kadir Has Üniversitesi’nde yaşanan gerici provokasyon sonrası Türkiye Komünist Hareketi (TKH) bir açıklama yayımladı.
TKH tarafından yapılan açıklamada, “Provokasyon çıkartmak, mağdura yatmak, dini siyasete alet etmek ülkemizdeki yobazların en temel ezberidir. Buna benzer bir oyunu biz Kabataş yalanlarından hatırlıyoruz. Bu yaşananlar münferit bir olay olarak görülemez. Kadir Has Üniversitesi’nde ortaya çıkan bu durum, AKP iktidarının laikliğe dönük saldırıları ve önümüzdeki dönemde gerek toplumsal hayattan gerekse Anayasa’dan laikliğin tasfiye edilmesine dönük atacağı adımların bir belirteci olarak ele alınmalıdır” ifadelerine yer verildi.
“Gerici provokasyonun arkasındaki zihniyet bellidir. Laikliği sindirmek için atılan adımlara karşı duralım!” başlıklı açıklamanın tam metni şu şekilde:
“Kadir Has Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak görev yapan Zeliha Gizem Sayın’ın, ibadethaneye giden bazı öğrencilerin, odasının kapısının önüne ayakkabılarını bırakmasına dönük uyarısı sonrasında ortaya çıkan tablo ülkemizdeki yobaz zihniyetin gerçek bir göstergesidir.
Yaşananların videosu aracılığı ile sosyal medya üzerinden Zeliha Gizem Sayın’a dönük “kutsal değerlere saldırdı” denilerek düzenlenen linç kampanyasına, yandaş basın ve konuyla uzaktan yakından ilgisi olmamasına rağmen Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanları’ndan Oktay Saral da katılarak Sayın’ı hedef göstermiştir. Ortada bir provokasyon ve hedef gösterme olduğu açıktır. Son olarak Gizem Sayın emniyet tarafından konu ile ilgili ifadeye de çağırılmıştır.
Konu ile ilgili provokatif ve gerici açıklamalar kervanına TÜGVA’nın eklenmesi ve açıklamasında “Müslüman Türkiye Cumhuriyeti” ifadesinin kullanılması ise malumun ilamıdır. TÜGVA, din devleti istediğini ilan etmiştir.
Provokasyon çıkartmak, mağdura yatmak, dini siyasete alet etmek ülkemizdeki yobazların en temel ezberidir. Buna benzer bir oyunu biz Kabataş yalanlarından hatırlıyoruz.
Bu yaşananlar münferit bir olay olarak görülemez. Kadir Has Üniversitesi’nde ortaya çıkan bu durum, AKP iktidarının laikliğe dönük saldırıları ve önümüzdeki dönemde gerek toplumsal hayattan gerekse Anayasa’dan laikliğin tasfiye edilmesine dönük atacağı adımların bir belirteci olarak ele alınmalıdır.
Bugün “kutsalımıza saldırı var” diyerek ortalığı ayağa kaldıran ve bir kadın akademisyeni linç etmeye, soruşturmalarla korkutmaya ve toplumu sindirmeye çalışanlar önce geçmişteki yalanlarının hesabını vermelidir.
“ABD’ye kafa tutuyoruz” diyerek NATO’culuğun ve Amerikancılığın dibine vuranlar; her cümleye “Ey Netanyahu…” diye başlayıp çocukları ve yandaşlarının gemileri İsrail’e ihracat rekorları kıranlar; Gazze için timsah gözyaşları döküp “İsrail’le ters düşersek canımıza okurlar” diye vaaz verenler; “faiz lobisi”ne karşı mangalda kül bırakmayıp ülkemiz emekçilerini faizci rantiyeci kapitalist düzene ezdirenler ile bugün Kadir Has Üniversitesi’ndeki provokasyona imza atan yobazlar ve TÜGVA gibi gerici yapılanmalar aynı soydan ve boydandır.
Türkiye laik bir bir ülkedir ve din devleti olmayacaktır. İşte bunun için gericilerin laikliği ve ilerici düşünceden yana olanları sindirmek için attığı tüm adımlara karşı durmalıyız. Bu yüzden, Kadir Has Üniversitesi’nde gericiliğin hedefine oturtulan akademisyen Zeliha Gizem Sayın’ın yanındayız.
Laikliği kazanacağız!”