TRT'nin Mahir Çayan'ı andığı için işten attığı çalışanına göreve iade kararı

İstanbul 6. İdare Mahkemesi, Mahir Çayan ve 9 yoldaşını andığı için TRT'nin işten çıkardığı Deniz Salmanlı’nın göreve iadesine karar verdi.

TRT'nin Mahir Çayan'ı andığı için işten attığı çalışanına göreve iade kararı

68 kuşağı liderlerinden Mahir Çayan ve 9 yoldaşını andığı tweeti gerekçe gösterilerek “terör örgütüyle iltisaklı olmak” suçlamasıyla işten çıkarılan TRT’nin 22 yıllık çalışanı Deniz Salmanlı, mahkeme kararı ile görevine iade edildi.

İstanbul 6. İdare Mahkemesi, Salmanlı’nın kamu görevinden çıkarılmasının hukuk dışı olduğunu belirterek açtığı davada; söz konusu işten çıkarma işleminin iptaline ve göreve iadesine, işten çıkarılmasından bugüne kadarki özlük hakları ve maddi kayıplarının faiziyle ödenmesine hükmetti.

ANKA‘nın haberine göre mahkeme kararının gerekçesi şöyle:

“30 Mart 2021 tarihinde sosyal medya platformu Twitter üzerinden kamuoyunda ‘Kızıldere Olayı’ olarak bilinen eylemin yıl dönümü olması nedeniyle #Kızıldere etiketiyle açılan ve destek mesajlarının paylaşıldığı kampanyaya ‘(@DenizSalmanl1’ kullanıcı adıyla ‘Teslim Olmuyoruz! Mahir Çayan, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna, Saffet Alp’ şeklindeki paylaşımıyla destek verdiği, #Kızıldere etiketi ile 29-30 Mart 2021 tarihlerinde toplamda 10 bin paylaşımın yapıldığı ve bu paylaşımlar sayesinde #Kızıldere hashtaginin Trend Topic (TT) listesine girdiği, paylaşımda adı geçen Mahir Çayan’ın yasa dışı olarak kurulan Marksist-Leninist Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Cephesi kısaca THKP-C adıyla anılan örgütün lideri olduğu, Kızıldere olayının ise, 27 Mart 1972’de Ordu Ünye’deki NATO Üssünde görevli 3 yabancı radar teknisyeninin (Gordon Banner, Charles Turner ve John Law) rehine olarak kaçırılıp infaz edildiği ve uluslararası boyutu olan bir terör eylemi olduğu, söz konusu eylemin Mahir Çayan önderliğinde bahse konu paylaşımda adı geçen diğer çeşitli yasa dışı örgüt mensupları tarafından icra edildiği, yargı kararlarına göre, THKP- C halen terör örgütü olarak kabul edildiği, ancak davacının paylaşımının içeriğinin; anılan terör örgütü ile irtibat veya iltisaklı olduğunu gösterir mahiyette bir paylaşım olmadığı ve davacının üzerine atılı terör örgütüne irtibat ve iltisaklı olduğunu gösteren başkaca herhangi bir belgenin dosyaya sunulmadığı görülmektedir.”

“KUVVETLİ ŞÜPHE UNSURUNU İÇERMİYOR”

Mahkeme Salmanlı’nın THKP- C üyesi olduğunu gösterir bir delil olmadığına dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bu durumda davacı hakkındaki delillerin kapsamının kamu görevinden çıkartılması için gerekli olan kuvvetli şüphe unsurunu içermediği, başka bir ifade ile belirtilen hususların davacının terör örgütü ile irtibat veya iltisaklı olduğunun tespiti için yeterli olmadığı anlaşılmakla davacının kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Öte yandan, Anayasanın 125. maddesi ile düzenlenen, idarelerin her türlü işlem ve eylemlerinden doğan zararları tazminle yükümlü olduklarına yönelik kural uyarınca, yapılan yargılama ile hukuka aykırılığı saptanan işlem nedeniyle davacının mahrum kaldığı özlük haklarının yasal faizi ile davalı idare tarafından davacıya ödenmesi gerekmektedir.”