Eğitim-İş'ten İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde yaşanan taciz skandalı hakkında açıklama: Hesabını soracağız

Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde yaşanan taciz skandalı hakkında bir açıklama yayımladı. Yapılan açıklamada "- Çok daha küçük olaylarda müfettişleri seferber eden Bursa MEM’in bizzat kendi bünyesindeki bu olayda işi ağırdan alması, rezaleti içine sindirebildiğinin de kanıtıdır" denildi.

Eğitim-İş'ten İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde yaşanan taciz skandalı hakkında açıklama: Hesabını soracağız

Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy, Bursa İl Milli Müdürlüğü’nde yaşanan taciz skandalı sonrası bir açıklama yayımladı.

Yapılan açıklamada, bugüne kadar pek çok defa farklı skandallar ile gündeme gelen Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü “bu kez başka bir skandalla çalkalanmakta ve bunu örtbas etmeye çalışmaktadır” denildi.

“Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yaptığı resmi şikayetten bir sonuç alamayan K.A, bugün itibariyle hem savcılığa başvurmuş, hem de bu rezalet konusunda Eğitim-İş Bursa Şubesi olarak bizi bilgilendirmiştir. Bu sistemli tacize dair kanıt niteliğindeki tüm dokümanlar elimizdedir” denilen açıklamada “Kız çocuklarıyla yapılan bir etkinliğe dair fotoğrafı bile çocukların yüzlerini kapatarak paylaşan, her fırsatta “ahlak” dersi vermeye kalkan MEM’in, ahlaksızlığa ne kadar toleranslı olduğunun ispatıdır” ifadeleri kullanıldı.

Eğitim-İş’ten yapılan açıklama şu şekilde: 

Bugüne dek dernek maskesi takmış tarikatlarla kurduğu ilişkilerden, deprem zamanında meslek liseleri üzerinden yalan propaganda yapmak gibi birçok skandalla gündeme getirdiğimiz Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü, bu kez başka bir skandalla çalkalanmakta ve bunu örtbas etmeye çalışmaktadır.

Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde çalışan bir kadın memur, kendi amiri olmayan ancak şube müdürü sıfatı taşıyan bir şahıs tarafından defalarca sözlü ve fiziksel tacize maruz kalmıştır.

K.A. adlı bu kadın memura sosyal medya üzerinden birlikte olmak istediğini söyleyen mesajlar atan, her defasında aldığı “hayır” cevabını pişkinlikle yok sayan bu şahsın, sapıklık oranını müdürlük binası içinde kadın memura zorla fiziksel müdahaleye kadar vardırdığı şikâyete konu olmuştur.

Kendisine mesaj atmamasını söyleyen, defalarca sadece huzurlu biçimde çalışmak istediğini belirten, bu arsız şube müdürüne evli ve çocuklu bir adam olduğunu hatırlatan kadın memurumuz, “haftanın belli günlerinde kendisiyle de görüşebileceğini” söyleyecek kadar kendini şaşıran bu adamın taciz niteliğindeki ısrarlarına maruz kalmaya devam etmiştir.

Bu şube müdürü, 80 dönemi Yeşilçam filmlerindeki kötü adam karakterleri gibi, hem müdür sıfatı taşımanın güveniyle hem de K.A’nın boşanmış bir kadın olmasından hadsizce güç alarak tacizlerini uzun süre sürdürmüştür.

Bu tacizleri müdürlüğe anlatan kadın memurumuz, mesajlaşmaları ekran görüntüleriyle kanıtlayıp resmi olarak şikâyette bulunsa da müdürlük bu skandal konusunda gerekeni yapmak yerine kulağının üstüne yatmış, bu cezasızlık ise tacizci müdüre güç vermiştir.

Öyle ki bu alçakça ve sistematik şekilde yapılan taciz için, kadın memurun çocuğu dahi alet edilmeye çalışılmıştır. Bu yönetici, taciz ettiği ve kendisini artık mesaj atmamasını sağlamak için sosyal medyadan engelleyen kadın memurun çocuğunun 02.06.2024 tarihinde yapılan LGS’de girdiği okulda kendini görevli yaptırmış ve burada çocuğunu bekleyen kadın memura pişkince “sosyal medyadan engelleri kaldırması”nı söylemiştir.

Üstelik şahsın bu sözleri de K.A’nın okul bahçesinde yaptığı gizli çekim sayesinde video kaydıyla ispatlıdır.

Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yaptığı resmi şikayetten bir sonuç alamayan K.A, bugün itibariyle hem savcılığa başvurmuş, hem de bu rezalet konusunda Eğitim-İş Bursa Şubesi olarak bizi bilgilendirmiştir. Bu sistemli tacize dair kanıt niteliğindeki tüm dokümanlar elimizdedir.

Eğitim-İş Bursa Şubesi olarak altını özellikle çizmek istiyoruz ki bu skandal, aynı zamanda büyük resmi anlamak adına da önem taşımaktadır.

Bu skandal;

– MEB’in adeta imbikten damıtır gibi mülakat marifetiyle seçtiği bu yandaş kadroların, kendilerini yetiştiren tarikat ve cemaatlerden öğrendiklerinin tacizden ibaret olması, bu ve benzeri yöneticilerin bulunduğu kurumlarda yetişkinlerin de güvende olmadığının göstergesidir. Üstelik bu şube müdürü okul yöneticisi belirleme mülakatlarında defalarca da seçici komisyon görevi almıştır. Bu skandal mülakatın niteliksizliği ve yandaşlığı ölçerken milli eğitim yöneticileri ve yandaş sendikalarının dillerinden düşürmedikleri “manevi değerler” söyleminin de yalnızca taraftar toplamak için kullanılan bir slogan olduğunun göstergesidir.

– Çok daha küçük olaylarda müfettişleri seferber eden Bursa MEM’in bizzat kendi bünyesindeki bu olayda işi ağırdan alması, rezaleti içine sindirebildiğinin de kanıtıdır.

– Kız çocuklarıyla yapılan bir etkinliğe dair fotoğrafı bile çocukların yüzlerini kapatarak paylaşan, her fırsatta “ahlak” dersi vermeye kalkan MEM’in, ahlaksızlığa ne kadar toleranslı olduğunun ispatıdır. Çünkü ahlak, en çok onu dilinden düşürmeyenlerin elinde bir vitrin malzemesine dönüşür.

– Bursa Valisi Sayın Mahmut Demirtaş valilik binasıyla aynı bahçe içindeki Bursa İl MEM binasında yaşanan bu tacizi ve bir kadın emekçinin yardım çığlıklarını henüz duymadıysa Bursa’da hiçbir kadın güvende değildir. Duyduğu halde tacizi engellemek için gerekli önlemleri almadıysa, tacizci şube müdürünün bu cesareti nereden aldığı anlaşılmaktadır.

– Kadına evden başka bir yerde yaşam alanı tanımayan, iş hayatında onu istemeyen, Kemal Tahir romanlarındaki gibi kadının bekar ya da dul olmasının kendisine arsızlık hakkı verdiğini sanan zihniyetin, Türkiye’nin dördüncü büyükşehrinde bile bir kadını, üstelik devlet dairesinde, rahat bırakmadığının en güncel örneğidir.

Biz bunları öğrendik, ezber ettik. Şimdi onlar da öğrenecekler ki; bu skandal yanlarına kalmayacak. Tacize karşı mücadele eden bu güçlü kadın, asla yalnız yürümeyecek, yanında her zaman Eğitim-İş ailesinin maddi ve manevi kuvvetini bulacak. Hem taciz hem de görevi kötüye kullanma suçunu işleyen bu şahsın, kanıtlarla bezeli resmi bir şikayet sonrasında bile açığa alınmamasının peşine düşeceğiz.

İlan ediyoruz: Konunun takipçisiyiz. Tacizci müdür kadar buna göz yuman, görmezden gelen, normalleştirmeye çalışan tüm MEM yöneticileri de soruşturulana kadar konuyu gündemde tutacak; her gelişmeyi kamuoyuyla paylaşacağız.

Bizim işimiz ders vermektir: ahlaksız ahlakçılara ‘ahlak’ ve hukuk dersi vereceğiz! SÖZ!