Erdoğan: Menderes'i darağacına gönderen zihniyetle 28 Şubat zihniyeti aynıdır

Erdoğan "28 Şubat post-modern darbesi, demokrasi için utançtır. Menderes'i darağacına gönderen zihniyetle 28 Şubat zihniyeti aynıdır. O kara günleri unutmadık, unutmayacağız. Allah ülkeyi faşist zihniyetin eline düşürmesin." dedi.

Erdoğan: Menderes'i darağacına gönderen zihniyetle 28 Şubat zihniyeti aynıdır

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Aydın mitinginde açuklamalarda bulundu. Konuşmasına “28 Şubat” mesajları vererek başlayan Erdoğan, ülkeyi yeniden darbe iklimine sokmak isteyenler olduğunu iddia etti.

“Sağda solda kendi kendilerine gelin güvey olan varsa, Aydın’dan hepsini ikaz ediyorum” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Hayalinizde 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat gibi bir darbe veya cunta girişimi varsa, karşılaşacakları gerçek en hafif tabirle 15 Temmuz olacaktır.” diyen Erdoğan şunları kaydetti:

“Adnan Menderes ülkesine ve milletine yaptığı hizmetlerin bedelini canını dar ağacında vererek ödedi. Türkiye’nin demokrasi adımları her kargaşada ne yazık ki kesintiye uğradı. Bu defa durum farklı. Kendi iç meselelerimizle uğraşırken bizimle aynı seviyede olan ülkeler aldı başını gitti.

Ülkemizin darbeler zincirinin önemli halkalarından biri de 28 Şubat postmodern darbesiydi. 28 Şubat postmodern darbesi, öncesi ve sonrasıyla ülkemiz demokrasi tarihinin utanç verici sayfalarından biridir. 28 Şubat’ta kılık kıyafetinden dolayı kadınların okuma hakkı fasp edildi.

28 Şubat post-modern darbesi, demokrasi için utançtır. Menderes’i darağacına gönderen zihniyetle 28 Şubat zihniyeti aynıdır. O kara günleri unutmadık, unutmayacağız. Allah ülkeyi faşist zihniyetin eline düşürmesin.

Kendi siyasi serencamımızda darbecilerle sık sık yüz yüze geldik. Partimizi kurup başbakanlık görevini üstlendikten sonra sürekli darbeci zihniyetin oyunlarıyla boğuştuk. Cumhuriyetimize, milli iradeye, demokrasiye kast eden tuzaklarla, karanlık cinayetlerle karşılaştık. Ardından uyduruk gazete kupürleriyle, internet haberleriyle partimizi kapatmaya kalktılar. Bu badireleri aştıkça önümüze yeni yeni engeller çıkardılar.

Gezi olayları, FETÖ’nün emniyet/yargı darbe girişimi, PKK ile vatan topraklarını parçalamaya, 15 Temmuz’da milletimize silah çektiler. Teröristlerle vatan topraklarına kast ettiler. Hiçbirinde başarılı olamayınca işi ekonomimizi mahvetme tehditlerine kadar vardırdılar. Saldırıların gerisinde Türkiye’yi istedikleri gibi yönetmek isteyen emperyalist güçler olduğunu biliyoruz. Asıl büyük kavgayı bunlara karşı verdik.

Lafarge Türkiye’ye geldi, teröristlere mağara yaptılar. Fransa terörün baş destekçisi oldu. Kuzey Suriye’deki Laferge’ın bütün barınaklarını gömdük.

Ülkemizi siyasetiyle, diplomasisiyle, üretimiyle, ihracatıyla, savunma sanayiyle güçlendirkçe bize karşı kurulan tuzakların çapı da büyüdü. Covid-19 ve Rusya-Ukrayna savaşıyla kendi canlarının peşine düşmeseler daha neler yaparlardı, Allah bilir…

En büyük başarımız ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasında tutmak olmuştur. Bugün de milletimizi yılgınlığa sürükleyerek, ülkemizi yeniden darbe iklimine sokmayla yanıp tutuşanlar olduğunu biliyoruz. Artık işleri daha zor, Türkiye eski Türkiye değil. Bambaşka bir Türkiye, devlet var.

Sağda solda kendi kendilerine gelin güvey olan varsa, Aydın’dan hepsini ikaz ediyorum. Hayalinizde 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat gibi bir darbe veya cunta girişimi varsa, karşılaşacakları gerçek en hafif tabirle 15 Temmuz olacaktır.

Sıkıntılarımızı, ülkemizi demokrasi hazımsızlarının, kalkınma düşmanlarının eline teslim ederek değil daha çok mücadele vererek, alın teri dökerek çözeceğiz. Bugün de çözmemiz gereken sıkıntılar var.

Bunları milli irade hırsızlarının, demokrasi hazımsızlarının eline teslim ederek değil, daha çok mücadele vererek, daha çok alınteri dökerek çözeceğiz. Çalışarak, üreterek, alınteri dökerek, tehditlere direnerek büyütmeyi sizlere taahhüt ediyoruz.”