Emperyalistlerin işgal ettiği ülkelerini savunmak için yola çıkan yoldaşlarımızın 28-29 Ocak 1921 tarihlerinde Karadeniz’de katledilmelerinin üzerinden bir yüzyıldan fazla zaman geçti.
Katledilmelerinin asıl nedeni ülkenin işgaline karşı yürütülen savaşla emekçilerin kurtuluşu için verilen savaşı sınıfsal bir perspektifle birlikte ele almaları, bağımsız bir Türkiye’nin ancak ve ancak sosyalist bir Türkiye kurulduğunda mümkün olacağına inanmaları, sosyalist Türkiye’yi kurmak için örgütlü bir mücadelenin zorunluluğunun bilincinde olmaları ve katledilmeden aylar önce 10 Eylül 1920’de Türkiye Komünist Partisi’ni kurmuş olmalarıdır.
Bugün ülkemizde farklı programlara sahip farklı düzen karşıtı sol siyasi partiler, örgütler bulunmaktadır. Fakat tüm bu siyasi öznelerin kökeninde 10 Eylül’le başlayan ve Mustafa Suphi’lerle özdeşleşen kuruluş bulunmaktadır.
İlk kuruluştan itibaren işçiler, emekçiler, yani üretim araçlarına sahip olmayanlar Türkiye devriminin gerçek gücü olarak görülmüş, siyasal mücadele ezilenlerin iktidarını kurmak hedefiyle yürütülmüştür
Savaş ve işgal koşullarında, emperyalistlerle mücadele içerisinde kurulan Parti ülkenin bağımsızlığını korumak ve emperyalizmin askeri, siyasal, ekonomik, kültürel tüm saldırılarına karşı durmak için ikirciksiz hareket etmiştir.
Saltanat ve hilafeti yıkarak kurulan cumhuriyeti tarihsel bir ilerleme ve insanların özgürleşmeleri yönünde bir adım olarak gören Parti, bu durumu hep daha ileri taşımaya çalışmış ve aksi yöndeki hareketlerin ve eylemlerin karşısında konumlanmıştır.
Bu kavganın karakterini yukarıda aktardıklarımız oluşturdu. 100 yıllık tarih boyunca işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin, kadınların, gençlerin sesi ve mücadele örgütü olmayı hedefleyen Parti, aynı zamanda yurtsever, bağımsızlıkçı, laik, eşitlikçi bir kimliği de temsil etti. Bugün de orak çekiçli mücadele bayrağının altında temsil etmeye devam ediyor.
(Bu yazı Yurtsever gazetesinin 4. sayısında yayımlanmıştır.)
Elektrik akımına kapılarak ağır yaralanan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek hayatını kaybetti.
İsrail Ordusu, Gazze Şeridi'ne insani yardım götüren 2'si Türk, 12 insan hakları savunucusu aktivistin bulunduğu…
Artık “kimsesizlerin kimsesi olan” bir cumhuriyet yok, yerine kurulan bu rejim bir bezirganlar rejimi. Kabullenilmesi…
KRT emekçilerinin uzun süredir devam eden çalışma koşullarının kötülüğü, ücretlerin ödenmemesi üzerine başlattığı iş görmekten…
Yönetimlerin dinci- mezhepçi, etnikçi politikalar uygulamaları, toplumda istikrarsızlığa yol açarlar. İnsan haklarının uygulanmaması toplumsal, kültürel…
Çekya Temsilciler Meclisi, Ceza Kanunu’nda yaptığı bir değişiklikle Nazizm ve Komünizmi ‘insan haklarını ve özgürlükleri…