İsrail'den Batı Şeria'da büyük toprak gaspı: Adım adım yok etmeye çalışıyorlar

Batı Şeria'daki yasa dışı yerleşim birimi inşaatlarına devam eden İsrail, Ürdün Vadisi'nde bin 270 hektarlık araziye el koyarak 1993 Oslo Anlaşmalarından bu yana Filistin topraklarında en büyük toprak gaspını gerçekleştirdi.

İsrail'den Batı Şeria'da büyük toprak gaspı: Adım adım yok etmeye çalışıyorlar

İsrail’in yerleşim faaliyetlerini izleyen Şalom Ahşav (Barış Şimdi) adlı insan hakları örgütünün açıklamasında, 2024’ün İsrail’in Batı Şeria’da toprak gaspı eylemlerinin zirve yılı olacağı ifade edildi.

İsrail’in topraklarda devlet mülkiyetinden sorumlu kurumu, 25 Haziran 2024’te Ürdün Vadisi’nde bin 270 hektarlık bir alanı devlet arazisi ilan etti… Devlet arazisi olarak ilan edilen alan, Oslo Anlaşmalarından bu yana en büyüğü olurken 2024, devlet arazisi beyan edilen toprak ölçeğine göre zirve yılı olacak. İsrail, 2024 başından bu yana Batı Şeria’da 2 bin 370 hektarlık alanı devlet arazisi olarak ilan etti.

Gasp edilen toprakları devlet arazisi ilan etme uygulamasının “işgal altındaki topraklar üzerinde kontrol sağlamak için İsrail devletinin başvurduğu ana yöntemlerden biri” olduğunu belirten örgüt, söz konusu son kararın 25 Haziran’da alındığına, ama resmi olarak 3 Temmuz’da yayınlandığına dikkat çekti.

Devlet arazisi ilan edilen topraklar artık Filistinlilerin özel mülkü olarak kabul edilmiyor. Filistinlilerin bu toprakları kullanımı engelleniyor. Dahası, İsrail devlet arazilerini sadece İsraillilere kiralıyor.

Gasp edilen bin 270 hektarlık alanın “daha önce askeri kullanım amacıyla doğa rezervi ve yangın bölgesi olarak belirlendiğini” anlatan Şalom Ahşav, bu toprakların devlet arazisi ilan edilmesiyle “İsrail’in işgal sürecini tamamladığını” kaydetti.

İsrail’in Batı Şeria’daki yerleşim faaliyeti, İsrail’in uluslararası toplum ve Filistin yönetimi ile ilişkilerinde ana sorunlardan birini teşkil ediyor. Dahası, bu adımlar, bu genişlemeyi İsrail’in işgal edilen topraklarda sağlamlaştırma politikası olarak gören Filistinlilerle barış arayışı önündeki engellerden biri olarak gösteriliyor.