Laiklik Meclisi, Taliban gericiliğinin geldiği son noktaya dair bir açıklama yayımladı. Yapılan açıklamada laikliğin toplum yaşantısı için ne denli önemli olduğu vurgulandı.
“2016 yılında “Kendinizi laik, İslamcı, muhafazakâr… Nasıl tanımlarsınız?” sorusuna devlet kademesinin en üst noktasından “Ben her şeyden önce Müslümanım.” sözleriyle verilen yanıt bugün Taliban’la işbirliği yapan tarikat ve cemaatlerin nereden güç aldığını ortaya koymaktadır” denilen açıklamada “Emperyalizmin yüzyıllardır gericiliği besleyerek uyguladığı kanlı planlar ve bu planlara ortak olanlar ülkemizin yer aldığı coğrafyayı ve dünyayı adeta cehenneme çevirmekte, yüzyıllar öncesinin koşullarını insanlığa dayatmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
Ülkemizde devam eden karşı devrim süreciyle laikliğin tasfiyesi hedeflenmektedir. Toplumsal yaşamda dini kurallar dayatılırken, halkımız tarikat ve cemaatler tarafından kuşatılmakta, sokaklarda, adliyelerde şeriat çağrıları yapılmaktadır. Laikliğe dönük saldırılar karşısında mücadele edilmediği takdirde nelerle karşı karşıya kalacağımız bugün Afganistan’da yaşananlarla ortadadır.
Afganistan’da Taliban rejiminin uygulamalarına karşı seslerini duyurmaya çalışan başta kadınlar ve çocuklar orta çağ karanlığında hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Taliban yönetiminde kız çocuklarının ve kadınların eğitim hakkı gasp edilmektedir. Kadınların çalışması, yanlarında erkek olmadan sokağa çıkmaları, parklara gitmeleri, evlerinin dışında yüzlerini göstermeleri, toplum içinde duyulacak sesle konuşmaları yasaklanmaktadır.
Afgan kadınların temel insan haklarının yobazlar tarafından gasp edilmesi Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid tarafından “Kadınlarımız Müslümandır. Onlar da şeriat çerçevesinde yaşamaktan mutlu olacaklardır.” sözleriyle savunulurken, Türkiye’de “Taliban’la fikir ayrılığımız yok” diyerek “İslam’ın hayata dair kurallarının bütününü temsil eden şeriata düşmanlık esasında dinin bizatihi kendisine husumettir.” sözleriyle laikliği savunanlara gözdağı veren zihniyet nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
2016 yılında “Kendinizi laik, İslamcı, muhafazakâr… Nasıl tanımlarsınız?” sorusuna devlet kademesinin en üst noktasından “Ben her şeyden önce Müslümanım.” sözleriyle verilen yanıt bugün Taliban’la işbirliği yapan tarikat ve cemaatlerin nereden güç aldığını ortaya koymaktadır.
Emperyalizmin yüzyıllardır gericiliği besleyerek uyguladığı kanlı planlar ve bu planlara ortak olanlar ülkemizin yer aldığı coğrafyayı ve dünyayı adeta cehenneme çevirmekte, yüzyıllar öncesinin koşullarını insanlığa dayatmaktadır.
Başta kadınlar olmak üzere, toplumların ileri gidebilmesi, eşit ve özgürce yaşaması için vazgeçilmez zemin olan, dinin gerekleri değil, laikliktir. Laiklik yoksa dünyanın hiçbir yerinde özgür düşünce, eşitlik zemini ve kadın hakları yoktur.
Laiklik Meclisi olarak bize düşen şeriat kuralları altında ezilen Afgan kadınların sesini duymak, duyurmak, onlara destek olmak ve onlarla dayanışmaktır. Tüm yurttaşlarımızı bu dayanışmaya katılmaya ve laiklik mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz.
ABD'de Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma iznini vermesi sonrasında Cumhuriyetçilerden sert tepki geldi.…
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Kızılay’a satışı gerçekleştirilen ve değeri yaklaşık 100 Milyon TL olan…
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni kitabında Donald Trump’ın baş başa görüşmede Trump’ın kendisine Doğu…
İstifa çağrılarına yanıt veren Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı bahis suçlamasıyla tutuklu olan 5 sosyal medya fenomeni hakkında 1 yıldan…
Sinan Ateş Davası’nda abla Selma Ateş'e yönelik saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt'un, Ankara’da iki cinayet işlediği…