Sıcak kar
“Çok parlak bir ışık”
“Güneş heybetli doğmuş gibiydi. Birkaç saat sonra kızlar gökyüzüne bakmışlar ve beyaz kül yağıyormuş, kar sanmışlar. Soğuk değil sıcak. Kızlar bikinilerini giyip karda oynamak için bölgedeki dereye girmişler. Karı yüzlerine sürmüşler. Soğuk değil, sıcak. Bu kar niye sıcak, demişler. Yaz olduğu için sıcak olduğunu düşünmüşler.”
“ Sadece bir tanesi otuz yaşını görebildi.”
Bu sözler dans öğretmeni Karma Deane’e ait. Tanığı olduğu atom bombasının patlamasının, yataklarında uyuyan kızları ranzalarından düşürmesiyle başlarına gelenleri anlatıyor.
Bu izlenimler, 2024 ABD yapımı dokuz bölümlük “Dönüm Noktası” / Atom Bombası ve Soğuk Savaş adlı belgeselin birinci bölümünde yer alıyor. Açıklama : “II. Dünya savaşı sırasında ABD’nin üzerinde çalışmaya başladığı çok gizli bir proje, Japonya’ya atom bombası atılmasına ve onlarca yıl süren küresel bir çatışmaya neden olur.”
Kuşkusuz bir ABD yapımı olarak, diziden tarafsızlık beklenemez. Bu yazının konusu da dizideki karmaşık politik olaylar değil ; günümüze ışık tuttuğu için , dünyayı yöneten liderlerin aldığı kararların, toplumlar üzerindeki etkilerine dikkat çekmek.
İkinci Paylaşım Savaşı’nı hatırlayacak olursak, 7 Haziran 1941’de Japonlar Pearl Harbor baskınını düzenleyerek ABD’nin Pasifik Filosu’na ağır hasar verirler; böylece ABD de savaşa girmiş olur.
1945’te Hitler ölmüş ama Nazi ideolojisi hayattadır. ABD , Japonya’yı nasıl yeneriz, derdine düşmüştür. Yönetici elitin gözünde , Japonlar bir alt kültüre mensuptur, değersizdir. Japonya’ya yangın bombası atılır; seksen yedi bin kişi ölür ; siviller öldürülür. Ama Japonya’nın teslim olmaya nisüryeti yoktur. Okinawa Savaşı’nda ABD on iki bin askerini kaybeder.
Derken ABD başkanı Truman ( 1945- 1953), Manhatten Projesi’nin test edilmesi kararını alır ve test alanı olarak New Meksico çölünü seçer. Bilim adamları Los Alamus Laboratuvarında buluşurlar. Altı yüz bin kişi işe alınır, aralarında kadınlar da olmak üzere. Bu insanlar, dünyadan kopuk bir yerde, çölde , çok sayıda insanı öldürecek bir silah üzerine çalışacaklarını umursamaz görünürler. Bir yandan da yönetimin giderek yaygınlaşan , Almanlar erken davranıp dünyayı yok ederse propagandası ve hepimiz ölürüz, telkinleri altındadırlar. Başlarındaki kişi Oppenhimer’dir. Görevliler test alanını boş sanmışlardır. Oysa bombanın atılacağı yere 240 km. uzaklığında New Meksico, Teksas vardır, 1945’te Meksika’da oturan insan sayısı yarım milyondur. Test bölgesine 64 km. uzaklıkta yaşları 13 civarında olan kızların dans kampı tehlike altındadır. Mexico’lulara önceden haber verilmemiş, ne gam! Test başarılı olmuş ya, gerisi teferruattır.
Ekranda Hiroşima’nın 1945 yılı öncesini görürüz. Askeri üs değil, basbayağı bir kent! Bombardımandan sağ kurtulanların anlattıkları tüyler ürperticidir: “Kaçamayıp diri diri yanan onca insan”, “ diri diri gömülenler“ , yanan canlıların kokusu”. Bir saat içinde yetmiş bin kişi ölür. Çevreyi dümdüz etmiştir bomba. (6 Ağustos 1945)
Japonya teslim olmaz. 9 Ağustos 1945’te, (Hiroşima’dan üç gün sonra) bombardıman yeniden başlar; Nagazaki’nin kent merkezi ve sanayi bölgeleri bombalanır. Taş taş üstüne kalmamış; kalıntılar küle döndüğü için toplanamamıştır. Seksen binin üzerinde ölü. Tarihi kilisede dua edenlerle birlikte çoğu kadın 8 bin hıristiyan da yaşamını yitirmiştir..
İkinci Paylaşım Savaşı’nda yaklaşık altmış beş bin kişinin ölmüş olduğu söylenir. Ancak insanlık bundan ders çıkarmaz. ABD kendi çıkarları gereği, Manhatten Projesi’ni SSCB ile paylaşmamıştır. Bilim adamlarıyla politikacılar el ele vererek etki gücü daha da yüksek silahlar üretirler. “Kızıl Tehlike” korkusu yaratılıp Amerikan halkına yönelik anti- komünist propagandalar hızlandırılır. Bir kadın tanık, o günleri şöyle anlatıyor: “ Okullarda nükleer savaşa karşı tatbikat yapılırdı. Ders sırasında aniden siren sesi duyulurdu. Korku büyüktü. Çocuklar yerlerde (iki büklüm) saatlerce aynı pozisyonda tutulurdu. Boyunlarında metal künye taşırlardı, ölürlerse bulunabilinsinler diye.”
Bir test sırasında (1954) testin yapıldığı adadaki yerliler radyasyondan etkilenirler. Hidrojen bombasının yıkıcı gücü korkunçtur; “bebekler kafalarının arkası açık doğarlar, beyinleri görünür.” Bir bilim adamından itiraf gelir: “ Nükleer bomba yeni bir teknolojiydi ve biz kullanmayı bilmiyorduk. “
Dizi dokuzuncu bölümde Ukrayna – Rus savaşıyla sona eriyor.
Kıssadan hisse: “Anlatılan senin hikayendir.” Güç zehirlenmesiyle malûl dünya liderleri, nükleer silahlarla savaş oyunlarını, üstelik yurttaşlarından onay da alarak günümüze kadar sürdürmüşlerdir. Nükleer saldırıların bedelini masum insanlar ödemiştir. Günümüzde internet ve medya sayesinde dünya kamuoyunu manipüle etmek, nükleer savaş tehditleriyle korkutmak kolaylaşmıştır. Savaş teknolojinin gelişmesi, bilimsel çalışmalar olmadan gerçekleşemeyeceğine göre, siyasetçilerle el birliği içindeki bilim adamlarına nasıl güveneceğiz, gelecek için umudumuzu nasıl koruyacağız? Dünyada bir silahlanma yarışıdır gidiyor. ABD yönetimi, sömürü düzenini sürdürmek için yeni arayışlara (!) girmekten medet umuyor.
Ama yakınmakla da bir yere varılamıyor. Bir yandan da ‘kalk borusu’ çalıyor! İnternet egemenlerin tekelinde değildir; kurulu düzene karşı güçlü bir muhalefet oluşturmak için örgütlenmeler artıyor, çeşitleniyor. İnsanlık uyanıyor!
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın gözaltına alınması sonrası yaptığı…
Sabah erken saatlerde gözaltına alınan TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’a “casusluk” iddiası yöneltildi. Yanardağ’ın…
CHP’nin iki kurultayının iptali istemiyle açılan davanın reddedilmesine dair CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, “Gündemimiz…
YouTube’daki 'Soğuk Savaş' programında bir hadis üzerinden şaka yaptıkları iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında "halkı kin…
CHP'nin 39. Olağan İstanbul İl Kongresi’nde yeniden İl Başkanı seçilen Özgür Çelik, Bahçelievler İlçe Seçim…
TÜİK’in 2024 yılı Yükseköğretim Beyin Göçü İstatistikleri raporu, gençlerin yurt dışında gelecek arama eğiliminin devam…