Yeni Suriye, Colani’nin saati ve bir takım elbisenin kerameti

Yalım Oktay

Cihatçı terör örgütü Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el Colani Türkiye’ye geldi. Kendisi her ne kadar sarığı cübbeyi çıkartıp takımları çekse de HTŞ lideri değil Suriye Geçici Hükümeti Cumhurbaşkanı sıfatını kullansa da kod adı yerine artık kendi ismi olan Ahmed Şara ile anılmak istese de o bizim için IŞİD eskisi Colani. Ama Suriye eskisi gibi değil. Bu Suriye, yeni Suriye. Siyasi partilerin kapatıldığı, Alevilerin katledildiği, Siyonist İsrail rejiminin her geçen gün bir karış toprağı daha bünyesine kattığı yeni Suriye.

Colani ülkemize geldi, ülkemizde resmî törenle karşılandı. Saray’da ağırlandı. Üzerinde takım elbisesi, kolunda 4.5 Milyon TL değerinde lüks saati vardı. “Esad Saray’da yaşıyor” türküsünü tutturan dinci-liberal korodan tek çıt çıkmadı.

Siz bakmayın lüks giyimine, saatine. Colani, ardılı diğer cihatçı figürlerden pek de farklı değil aslında. Misyon aynı misyon. O da Usame bin Ladin gibi, Bağdadi gibi, Zevahiri gibi ne istedi de vermedi ABD’ye. Bir dediğini iki mi etti? “İsrail’in güvenliğini sağlayacaksın” dedi de büyük patron, “Hayır” yanıtını mı verdi?

Colani İsrail için canla başla savaştı. Hakkında, doğrudan İsrail istihbaratının yetiştirmesi olduğu yönünde iddialar da var. Bunu zaman gösterecek. ABD emperyalizmi sever bu tarz oyunları. Kullanım süresi dolan cihatçılar hakkında kara kutuyu açıp “Bu adam aslında ajandı” dediğini çok duymuşuzdur. Tarih bunlarla dolu.

2021’in başında Amerikalı “gazeteci” Martin Smith, Colani henüz İdlib emiriyken bir röportaj gerçekleştirmişti kendisiyle. Takım elbiseleri ilk o vakitler görmüştük üzerinde. Colani’nin PR’ına 4 sene öncesinden başlamıştı emperyalizm.

Batılı ağabeylerini de hiç üzmedi bu süreçte kendisi. 10 bin kişilik silahlı militan grubuyla nasıl oldu da iktidarı aldı HTŞ, bu sorunun yanıtı o günlerde saklı aslında.

Boşuna demiyoruz Suriye’de gerçekleşen bir darbedir diye.

Geçtiğimiz günlerde Syria TV’ye yaptığı açıklamalarda emperyalistler ile ilişkisini gizlemeye beis görmeden iştahla şunları anlatmıştı kravatlı cihatçı:

“Rejimin devrilmesinden iki veya üç hafta sonra Batılı bir subayla görüşmemizde, subay diplomatik tavrı bir tarafa bırakarak ayağa kalktı ve şunları söyledi: ‘Savaş sürecini uydu ve insansız hava araçlarıyla izledim. Burada, askeri bilimler açısından büyük bir akademi var ve biz bu akademide öğrenci olmalıyız.’ Daha sonra göğsünden bir madalya çıkarıp bana hediye etti.”

Her şey ne kadar kolay değil mi bir cihatçı açısından. Kimseye bir şey kanıtlamak zorunda hissetmeden, sana emredilen ne ise onu yapıyorsun. Aldığın belli, verdiğin belli. Yeri gelir cübbeni giyersin, yeri gelir NATO yeşili üniformanı. Koşullar onu gerektirir takım elbiseleri de çekersin, milyonluk saati de takarsın koluna.
Sana Irak’ta yaptığın ve binlerce sivilin öldüğü katliamları sorarlar, sen sırıta sırıta “O zamanlar gençtim” yanıtını verirsin.

COLANİ’NİN STATÜSÜ

Devam edelim. Geçtiğimiz günlerde -malum kendisi bu aralar basında fazla yer alıyor- yine bir mülakat vermiş. Bu sefer The Economist’e. “Benim statüm Suriye’nin cumhurbaşkanı, HTŞ’nin değil” diye de uyarmış.

Peki HTŞ kadrolarını üst düzey görevlere atamasına ya da yabancı cihatçıları ordudaki görevlere getirmesine ne demeli?

Colani ve HTŞ için kullanılan “Suriye’nin öz evlatları” tezi nasıl da çöküverdi bir anda. Hani onlar “Baas zulmünden” kaçan masumlardı? Çeçen, Uygur, Özbek savaşçıların doldurduğu bir silahlı güçten bahsediyoruz burada.

Colani’nin rütbe verdiği isimlerden bazıları; Ömer Muhammed Çiftçi, Türk vatandaşı, Abdülrahman Hüseyin el Hatib, Ürdün vatandaşı, Abdül Ceşari, Arnavut cihatçıların silahlı örgütü Cemati Alban’ın lideri, Ala Muhammed Abdülbaki, Mısır vatandaşı.

Hani nerede öz be öz Suriyeliler? Suriyeli olmayan cihatçılara Esad’ı devirme konusundaki “katkıları” nedeniyle vatandaşlık verileceği bilgisini yazmaya gerek duymuyoruz bile.

Kendi kendine dilediğince statü dağıtabilir. Sabah akşam kendisine “Ben Suriye’nin cumhurbaşkanıyım” diye hatırlatabilir. Ama gerçek pek de öyle değil.

“Madem Suriye’nin cumhurbaşkanı olduğuna inanıyorsun o zaman bir zahmet İsrail’in fiili işgaline de ses çıkart” diyebilir birileri.

Ama dedik ya bir cihatçı için her şey çok kolay.

SONUÇ YERİNE

Colani imajını dilediğince parlatabilir. Ama o ambalajın altında yatan gerçek kimliğini ne yaparsa yapsın kapatamaz.

Kendisi emperyalizmin taşeronudur, aparatıdır. Eline binlerce sivilin kanı bulanmış Siyonist İsrail’in öz be öz evladıdır.