Suriye için yeni Viyana Bildirisi

Suriye'nin geleceği için yapılan 2. Viyana toplantısının sonuç bildirisi açıklandı.

Suriye için yeni Viyana Bildirisi

Dün 20 ülkenin katılımıyla Viyana’da yapılan Suriye konulu ikinci toplantının ardından 30 Ekim’de yapılan toplantının bildirisine atıflar yapan yeni bir açıklama yayınlandı.

Toplantı sonunda yayınlanan 2. Viyana açıklaması, Suriye’de 6 ay içerisinde bir geçiş hükümeti kurulmasını, yeni bir anayasa hazırlanmasını ve bu yeni anayasa doğrultusunda 18 ay içerisinde seçimler yapılmasını öngörüyor.

Yaklaşık bir ay içerisinde ateşkesin uygulanması ve siyasi sürecin başlamasına yönelik ilerlemeleri incelemek üzere yeniden bir araya gelinmesi de toplantının bir diğer sonucu oldu.

‘Uluslararası Suriye’ye Destek Grubu’nun ikinci toplantısı

Arap Birliği, Çin, Mısır, Avrupa Birliği, Fransa, Almanya, İran, Irak, İtalya, Ürdün, Lübnan, Umman, Katar, Rusya, Suudi Arabistan, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, İngiltere, Birleşmiş Milletler ve Amerika Birleşik Devletleri’nden oluşan “Uluslararası Suriye’ye Destek Grubu” üyeleri 14 Kasım 2015’te Suriye’de barışın sağlanması için Viyana’da bir kez daha toplandılar.

Toplantı, 13 Kasım’da Paris’te ve son dönemde Beyrut, Irak, Ankara ve Mısır’da düzenlenen korkunç terörist saldırılarda hayatını kaybeden kurbanlar için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.

Viyana’da yapılan görüşmeler sonucunda, yeni terör örgütleri listesi yapılması ve tüm Suriye’de ateşkes sağlanması için çaba gösterilmesi karara bağlandı.

Suriye’de ateşkes ve siyasi süreç birbirine paralel ilerleyecek

Uluslararası Suriye’ye Destek Grubu’nun görüş birliğine vardığı temel konu Suriye halkının acılarına, Suriye’nin fiziki tahribine, bölgedeki istikrarsızlığa ve Suriye’ye savaşmak için giden teröristlerin sayısının artmasına acilen son verilmesi gerektiği oldu. Toplantıda ateşkes ile 2012’deki Cenevre Bildirisine paralel siyasi sürecin yakından ilişkili olduğunu ve bu iki girişimin birlikte ilerletilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.

BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi, terörist grupların saldırı tehdidi altında olmayan bölgelerde BM’nin teyit ettiği ateşkese nezaret etmek üzere ülkenin çeşitli bölgelerine gönderilecek olan heyeti takviye etmek ve aynı şekilde Cenevre Bildirisi temelinde bir siyasi geçiş sürecini desteklemek için Güvenlik Konseyi’nden bir karar çıkarmayı taahhüt etti.

Grup, Cenevre Bildirisi temelinde ve BM gözetiminde siyasi geçiş doğrultusunda ilk adımlar atılır atılmaz, Suriye’de ulusal bir ateşkesin uygulanmasına yönelik çabaları destekleme konusunda anlaştı.

Herkes desteklediği grupları ateşkese ikna edecek

Suriye Destek Grubu’nun tüm üyeleri, ayrıca çatışan tarafların destekleyicisi ülkeler olarak destekledikleri ya da nüfuz kullanabildikleri kişi veya grupların ateşkese bağlı kalmasını sağlamak için mümkün olan tüm adımları atma taahhüdünde bulundu.

Uluslararası Suriye Destek Grubu, siyasi sürecin mümkün kılınmasına yardımcı olacak ve tüm ülkede ateşkesin sağlanmasına ulaşacak yolu açacak olan güven arttırıcı acil adımların atılması gerektiği ifade edilen toplantıda, bunun için tüm Suriye topraklarına acil insani yardımların ulaştırılması, Suriye içerisinde yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalanların ve mültecilerin durumunun çözüşmesine işaret edildi.

Birleşmiş Milletler Kararları’na atıflar yeterli mi?

Sonuç bildirisinde, meskun bölgelerde veya insanların bulunduğu yerlerde rastgele hedef alan silah kullanılması, teröristlerin gelir elde etmesine sebep olan yasadışı petrol ve antika ticareti ve rehin almalar gibi başlıklarda alınan BM Güvenlik Konseyi kararlarına atıflar yapılırken bu kararların bugüne kadar uygulanmamasından doğrudan sorumlu ülkelerin tekrar bu kararlara atıfta bulunması da dikkat çekti.

Benzer şekilde mültecilere ev sahipliği yapan ülkelerin çıkarlarının göz önünde bulundurulmasının gerektiği ifadesi, mülteciler üzerinden 3. ülkelerin Suriye’ye müdahale imkanını açması nedeniyle uzlaşının ne denli çözüme yönelik olabileceği konusunda soru işaretleri yaratıyor.

Esad-muhalefet görüşmeleri için 1 Ocak hedefi

2012’deki Cenevre Bildirisi, 30 Ekim Viyana Bildirisi ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2118 sayılı kararını hatırlatan Uluslararası Suriye’ye Destek Grubu, Suriye hükümeti ile muhaliflerin temsilcilerinin BM gözetimi altındaki müzakerelerinin 1 Ocak tarihi hedef alınarak mümkün olan en kısa sürede başlatılmasını istediklerini vurguladılar.

Görüşmeler için çizilen çerçevede ise müzakerelerdeki temsilcilerine karar veren ve müzakerelerdeki tutumlarını belirlemiş olan çeşitli muhalif grupların mümkün olabilen en kapsamlı şekilde bir araya gelebilmelerini sağlama hedefi ve Suriye’nin birliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne, grupçu olmayan karakterine, devlet kurumlarına dokunulmamasına ve etnik ya da mezhebi mensubiyeti gözetilmeksizin tüm Suriyelilerin haklarının korunmasına yapılan vurgu dikkat çekti.

18 ayda yeni anayasa ve seçimler hedefi

Uluslararası Suriye Destek Grubu, ikinci Viyana toplantısı sonucunda ateşkes sağlanarak Suriyelilerin liderliğinde 6 ay olarak hedeflenen geçiş sürecinde muteber, kapsamlı ve grupçu olmayan bir yönetim kurulmasını, yeni bir anayasa yazılması süreci için takvim belirlenmesini ve 18 ay içerisinde bu yeni anayasaya göre serbest ve adil seçimler yapılmasını istediklerini açıkladılar.

Seçimlerin ise, yönetimin rızası doğrultusunda BM’nin gözetiminde şeffaflık ve hesap vericilik bakımından en yüksek uluslararası standartlarda ve yurt dışındakiler de dahil olmak üzere tüm Suriyelilerin katılabilmesini mümkün kılacak şekilde yapılmasını istediler.

Terörle mücadele siyasi sürece bağlandı

Öte yandan, Paris’te yaşanan katliama rağmen Viyana’daki görüşmelerden terörle mücadele ile ilgili olarak sağlıklı bir kararın çıkmadığı görüldü.  Hala her ülkenin desteklediği gruplar üzerinden terör örgütü tarifi yapılmaya çalışılması dikkat çekti.

Önceki toplantı sonucunda yayınlanan bildiriye atıfla, Uluslararası Suriye’ye Destek Grubu, BM tarafından terör örgütü olarak tanınan IŞİD ve Nusra Cephesi gibi grupları terörist olarak kabul edip bunların yenilmesi gerektiğini vurguladı.

Ancak bu listenin yenilenmesi gerektiği konusunda uzlaşan tarafların bunun için siyasi süreçle ilişkilendirilen bir takvim belirlenmesi ve Ürdün’ün bu konuda yardımcı olmayı kabul ettiğinin ayrıca vurgulanması Suriye’de sınırları pek de belirli olmayan cihatçı çetelerle diğer küçük grupların arasındaki ayrımın yine 3. ülkelerin çıkarları doğrultusunda yapılacağı endişesini yarattı. Bu durumun, terörle mücadelede gerçek adımların atılmasının önüne geçeceği öngörülebilir.