Adnan Serdaroğlu: 2017 yeni bir sürecin başlangıcı olabilir

Gazete Manifesto olarak BMİS Başkanı Adnan Serdaroğlu ile metal işçilerinin örgütlenmesini ve metal patronlarına karşı mücadeleyi konuştuk.

Adnan Serdaroğlu: 2017 yeni bir sürecin başlangıcı olabilir

Metal sektöründe örgütlenen DİSK’e bağlı Birleşik Metal İş (BMİS) Sendikası Genel Başkanı ile, Metal Sanayicileri Sendikası’ndan (MESS) ayrılarak kurulan Elektromekanik Metal İşverenleri Sendikası (EMİS) ile verilen mücadeleyi, geçtiğimiz yıl gerçekleşen metal işçilerinin direnişini ve sonrası ile Türkiye’nin geleceğini konuştuk.

İki gün halinde yayınlayacağımız röportajın ilk gününde Serdaroğlu ile güncel gelişmeleri ve metal sektöründe patronların yeni örgütlenme arayışlarına işçi sınıfının verdiği yanıtları ele aldık.

Röportaj: Hanife Şahan

Gazete Manifesto: Geçtiğimiz dönem MESS grup toplu iş sözleşmesinde sendikanız greve gitti, grevin hükümet tarafında ertelenmesi sonucu iş yerlerinde başlayan direniş sonrası bir grup fabrika MESS’ ten ayrılıp EMİS’ i kurdular süreçle ilgili bilgi alabilir miyiz?

Adnan Serdaroğlu: Aslında geçen dönemki toplu sözleşmeden sonra ortaya çıkan gelişmeler 12-13 yıllık bir stratejimizin sonucuydu. BMİS’in yeni yönetimi 12 Eylül’den sonra ortaya çıkan işbirlikçi sömürü düzenini ortadan kaldırmak için kendine orta ve uzun vadeli bir hedef koydu. Bu hedefleri de uygulamaya çalıştı. 2010 yılında aslında bugünkü mücadelenin İlk göstergeleri başladı. 2010 yılında yine böyle fabrikaların bir kısmında yine toplu sözleşmelerinde sıkıntılar yaşandı.

“MESS içinde derin çatlaklar yaşandı”

Bazılarında işçi arkadaşlarımızın kabul etmesi sonrasında sözleşmeler imzalandı. Ama orada yaptığımız grevlerle birlikte bu zamana kadar MESS grubu kapsamı içerisinde hiçbir şekilde farklı imzalamadığımız toplu sözleşmeler 2010 yılında farklı bir şekilde imzalanmaya başlandı.

Tabii MESS kendi içerisinde de derin çatlaklar yaşandı. Genel sekreter ayrıldı, genel başkan ayrıldı. Yeni bir yönetim geldi. Bu yeni yönetim bizimle ilişkileri geliştirmek için çaba sarf etti. Biz de “Siz bu zamana kadar hep sarı sendika Türk Metal’i dikkate alarak yöntem izlediğinizden dolayı bizi geri plana ittiniz, bizi hep imzalanan sözleşmeyi imzalayacak bir sendika olarak gördünüz ki bunun acılarını hep beraber yaşadınız…” dedik.

Biz bundan sonra böyle olmasını istemiyoruz dedik. Ama düzeni değiştirmek çok kolay olmuyor tabii.

“Grevi ertelemek için hükümet üzerinden girişimde bulundular”

Yine 2014-2016 toplu sözleşmesinde de birlikte görüşmeleri sürdürelim mesajları verilmesine rağmen bizden önce gittiler gece Türk Metal ile sözleşmeyi imzaladılar, bize de biz böyle bir sözleşme imzalandı sizinle de imzalamak istiyoruz diyerek bildirimde bulundurlar. Tabii biz bunu daha önceki uyarılarımıza rağmen hem önemli bir tepki gösterdik, hem de biz bunu imzalamıyoruz, bu işletmeler greve çıkılacak diyerek gereken tepkiyi de ortaya koyduk. Onlar hükümet üzerinden bir takım girişimlerde bulundular grevi ertelemek konusunda.

Ertesinde greve bir gün çıktık ve hemen sonrasında ertelendi. Ama grevin öncesinde ve sonrasında, grevin öncesinde yapılan eylemlerden ve grev korkusuyla birçok işveren MESS’ ten ayrıldı. Grev sonrası da bu devam etti çünkü biz fabrikalardaki direnişlerimizi, mücadelemizi sürdürdük. İşveren bizimle anlaşmaya zorlandı. Burada da önemli kazanımlar elde edildi. Aslında Danıştay süreci olsun, yüksek hakem süreci olsun, oralardan bir şey çıkmayacağını biliyorduk. Aslında bugün baktığınız zaman oralar da tamamen bir süre önce FETÖ’cü olarak adlandırılan yapıyla doldurulmuştu. Onlar da zaten hükümetin talimatı dışında hareket etmediler grevimizin ertelenmesi konusunda. Danıştay onayladı. Danıştay’da raportör hakim bizim lehimize bir karar çıkarmıştı. Sonrasında cumhurbaşkanı ataması sonrası gelen atamalarla biz kaybettik. Oralardan bir şey çıkmadı. Sonra anayasa mahkemesine gittik. Eğer oradan da bir şey çıkmazsa AİHM’e götüreceğiz meseleyi.

“EMİS bünyesinde dünyadaki büyük enerji firmaları var”

Şimdi buralarda ayrılan işletmelerin bir kısmı EMİS adı altında bir sendika kurdular. EMİS’e girmeyen, enerji sektöründe olmayanlar da 2 yıllık sözleşme yaptılar. Oralarda şu an münferit görüşmeler yapıyoruz. Bitirdiğimiz yerler oldu. Mesela İzmir MAHLE fabrikasını bitirdik, diğerlerinde devam ediyor. Ama EMİS adı altında bir sendika kurulması bizim açımızdan yeni bir mücadele alanının da ortaya çıkmasına neden oldu.

EMİS dünyadaki büyük enerji devleri firmaları bünyesinde barındıran bir sendika. Bunlar enerji sektöründe bir sendika kurunca biz müzakereleri bunun üzerinden yürüttük. Bunların ilk kez kurulması ile bazı acemice davranışları da oluyor. Biraz kendisini kabul ettirmek için geçmişte anlaşılan bazı maddelerin değiştirilmesi konusunda öneriler getirdiler. Fabrikalarda işçi arkadaşlarımızın hazırlamış olduğu taslağın çok altında ücret ve sosyal haklar teklifi verdiler. Bunlar kabul edilebilecek şeyler değildi. Uyuşmazlık tutuldu. Bu süreç içerisinde biz farklı iş yerlerinde eylemliliklere başladık.

Gazete Manifesto: EMİS ile sendikanızın ilk grup toplu iş sözleşmesi olacak ama tıkanmış gibi görünüyor sendikanın bundan sonraki stratejisi var mı neler düşünüyorsunuz?

Adnan Serdaroğlu: Önümüzdeki süreçte herhangi bir anlaşma sağlanamazsa arabulucu atanacak. Arabulucunun süresi yaklaşık 1-1,5 ay sürüyor. O da, eğer anlaşılamazsa bakanlığa bildiriliyor. Daha sonra yine anlaşılamazsa biz 60 günlük grev sürecini başlatıyoruz.

Şimdi bu aşama uyuşmazlık ve arabulucu aşamasında. Burada da işçi arkadaşlar yoğun bir şekilde fabrikalarda işvereni sıkıştırıyorlar. Ama emniyet de bizi rahat bırakmıyor. Hem fabrika dışı yürüyüşler, hem fabrika içi toplantılara izin verilmiyor. Mesela, özellikle Kocaeli Belediyesi bir genelge yayımlıyor, kapalı – açık alanda gösteri, toplantı yapmayı yasaklıyor. OHAL kapsamı içerisinde yasaklanmış denilerek uymazsanız gerekli işlemler yapılacaktır diye son derece tehditkar bir şekilde sendikamıza yazılar gönderiliyor.

Biz de İçişleri Bakanlığı’na valiliğin bu konuda tamamen bir baskıcı yöntem uygulandığına dair bir yazı yazacağız.

“Her yerde baskıcı bir yöntem var”

Daha önce Nakliyat İş sendikasına da yapmışlardı böyle bir baskıyı. Oradan gereken müdahalelerin yapılmasını isteyeceğiz. Çünkü burada valilik kastı aşan bir davranışa giriyor.

Valilik sendikanın işçiyi bilgilendirme toplantısına müdahale edemez, böyle bir hakkı olamaz. Her yerde baskıcı bir yöntem var. Kandıra’da işçi atıldı, toplantı yapacağız izin verilmiyor, bir örgütlenme yapacağız, Gebze’de salon toplantısı yapacağız, izin verilmiyor ve daha birçok işyerinde aynı şey karşımıza çıkıyor. Atılan arkadaşlarımızın fabrikanın önünde beklemeye ve içerdeki arkadaşlarımızın dışarı çıkmasına izin vermiyorlar. Ama başarılı olmadılar.

Şu anda EMİS uyuşmazlık aşamasında. Arada da önemli farklılıklar var, hem ücret, hem de idari anlayış açısından farklar var. Buralarda eğer işveren bu tutumundan vazgeçmezse muhtemelen Aralık’ın sonuna doğru bir grev süreci başlatma durumu var.

“Biz işçilerin kararlılığı, mücadelesi ile devam ediyoruz”

İşverenler arasında da önemli bir direnç var. Sanki MESS’ten ayrıldıktan sonra sendika ile sanki hiçbir sorun yaşamayacaklarını düşünüyorlar. Teklifler çok kayda değer değil. Bu açıdan da münferit sözleşme yapılan yerlerde de bir direniş yaşanacağını düşünüyoruz.

Tabii bunların hepsi biraz da 2017 MESS sürecine teşkil edecek süreçler. Bir RENO örgütlenmemiz var, oraya dair bir sözleşme yapılması gerekiyor. Türk Metal orayı takip ediyor, MESS takip ediyor.

Her halükarda bizi buralarda başarısız çıkartmak için elbirliği içerisindeler. Biz de işçilerin kararlılığı, mücadelesi ile devam ediyoruz.

Gazete Manifesto: EMİS’le yapılacak sözleşme 2017 MESS grup sözleşmesine etkisi nasıl olur ve 2017 MESS grup sözleşmesi için tavrınız ne olacak? Sarı sendika Türk Metal’in tavrı ne olacak?

Adnan Serdaroğlu: Geçenlerde sarı sendika Türk Metal’in Bursa’da kongresi vardı. Bu muhtemelen MESS organizasyonuydu ve orada sürekli genel başkanlara mesaj verildi. İşte biz Ereğli’de başladık, sizden daha iyi yapacağız… Biz de buna karşılık şunu sadece şunu öneriyoruz, 2017 sözleşmesini siz imzalamayın diyoruz, bize bırakın. Yaparlar yapmazlar bilemiyorum, yapmayacaklarını biz tabii biliyoruz. 2017 MESS sözleşmesi aslında Türkiye işçi sınıfı için çok önemli. Biliyorsunuz Bursa’da geçen sene hareketlilik ortaya çıkmış ve diğer işletmelere yansımıştı. 40 bin işçi Türk Metal’den istifa etti. Tabii büyük bir baskı ile karşı karşıya kaldı. Şimdi buradaki insanların tamamı 2017 Mayıs ayında tekrar yetki isteyecek. Bu yetki önemli. Yani EMİS sözleşmesinin başarısı 2017 MESS sözleşmesine etki edecek. İnsanlar şu an sinmiş durumda ama Mayıs’a kadar 7-8 ay var. Aslında 2017 sadece metal işçilerinin değil, tüm işçilerin geleceği ile ilgili pozitif bir durumu ortaya koyacak.

MESS göstergedir. MESS’te ne yaparsanız diğer iş kolları bunu dikkate alırlar. O yüzden başarılı bir sözleşme farklı sektörlerde çalışan işçileri de etkileyecek. Bunu Türk Metal de biliyor, MESS de biliyor, hükümet de biliyor. Onun için mesela RENO’yu bizden almak için ellerinden geleni yapacaklar. Yani dediler ki biz Türkiye’de düzenin değişmesini istemiyoruz.

Bunun için eski çalışma bakanı da çıktı bütün RENO yöneticilerini tehdit etti ve kesinlikle orada BMİS ile herhangi bir sözleşme yapılmaması için gerekli desteğin verilmesi konusunda işverene mesajlar verdi.

Bu anlamda 2017 Mayıs’ındaki o güne kadar başarılı bir sözleşme olursa Türkiye’de işçi sınıfının kaderini değiştirecek yeni bir sürecin başlangıcı olacaktır.

YARIN: GEÇTİĞİMİZ YIL YAŞANAN METAL İŞÇİLERİ DİRENİŞİ SONRASI METAL İŞÇİLERİNİN ÖRGÜTLENMESİ NE DURUMDA? OHAL-KHK REJİMİ SINIF ÖRGÜTLENMESİ VE GÜNCEL MÜCADELEYİ NASIL ETKİLİYOR? ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM METAL ÖRGÜTLENMESİ NASIL OLMALI?