ANALİZ | Diplomalı işsizler Tunus'u sallıyor

Arap Baharı’nın beşinci yılında Tunus’ta yine işsizlik ve ekonomik problemlerden kaynaklanan ayaklanma sürecine girildi.

ANALİZ | Diplomalı işsizler Tunus'u sallıyor

Arap Baharı’nın beşinci yılında Tunus’ta yine işsizlik ve ekonomik problemlerden kaynaklanan ayaklanma sürecine girildi. 17 Aralık 2010’da bir diplomalı işsiz olan Muhammed Buazizi’nin kendini yakmasıyla başlayan protestolar tüm Arap coğrafyasına yansımış, ülkede Bin Ali’nin düşüşüne neden olmuştu.

Aradan geçen beş senede yeni bir anayasaya kavuşan Tunus’ta ekonomik sorunların bir türlü çözülememesi ve yaratılmak istenen yeni rejimin yerleşememesi yeni bir isyan dalgasını tetikledi. Bu sefer yer Kasrin, Tunus’un orta-batı bölgesi. Aynı Buazizi gibi bir diplomalı işsiz olan Ridha Yahyoui’nin 16 Ocak’taki intiharı önce Kasrin’de sonra da Tunus’un 16 vilayetinde iş ve daha iyi bir yaşam talepli eylemlere yol açtı.

Değişmeyen tek şey işsizlik

Bin Ali’nin devrilmesinden sonra yeni bir siyasi düzene ve sınırlı demokratik reformlara kavuşan Tunus için bu beş yılda değişmeyen tek şey ekonominin kritik durumu. 2011’den beri Orta gelir düzeyindeki vatandaşların alım gücünün %40 azaldığı Tunus’ta bugün işsizlik %15,3 seviyesinde. Arap Baharı zamanında isyanın etkili şehirleri olan Kasrin, SidiBuzid, Kef ve Gafsa’da ise işsizlik %25’e dayanmış durumda.

2011’deki süreçte olduğu gibi bugünkü isyan dalgasının da merkezinde diplomalı işsizler var. Bu sorun da halen değişimin bir türlü uğramadığı alanlardan biri. Ülke genelinde diplomalı işsizlerin sayısı %30’u bulurken bu sayı Kasrin gibi Tunus’un ortam kısımlarında %50’yi buluyor. Sayısal veriler Tunus halkı açısından bu kadar kritik bir tabloyu önümüze koyarken Kasrin’den başlayan eylemliliklerin merkezinde diplomalı işsizler ve somut ekonomik talepler olması şaşırtıcı olmasa gerek. Eylemlerin bir diğer aktörü ise kadınlar. Özellikle Jebiniana’da eylemlerin ön saflarında hep kadınlar görülüyor.

Öfkeyi kabartan açıklamalar

İsyanın giderek yayılmasını ve kitlenin öfkesini artırmasına sebep olan şeylerden biri de resmi yetkililerin acemi ve dalga geçer gibi açıklamaları. Devlet başkanı Beji Kaid Essebsi’nin partisi Nida Tunus’ta parti lideri Merzuk’un istifası sonrası yaşanan deprem, Essebsi’nin olaya müdahalesini sınırladı. Devlet başkanı parti içindeki çatlakla uğraşırken öne çıkan siyasi aktör daha çok Başbakan Habip Essid oldu.

Olayların ilk günlerinde Hükümet sözcüsü Halid Şuket Kastinlilere, ilk etapta 5 bin olmak üzere 6 bin 200 kişilik istihdam alanı açacaklarını söyledi. Bu açıklamadan saatler sonra Ekonomi Bakanı Salim Şaker “Elimizde sihirli değnek yok” diyerek kitlelerin öfkesini daha da artırdı.

Eylemler 16 vilayete sıçrayınca bu sefer sazı eline Tunus Başbakanı Essid aldı. Önce Tunus’un önde gelen siyasi aktörleriyle bir görüşme yapan Essid, toplantı sonrasında itidal çağrısı yaptı. Cuma günü parlamentoda ülkenin “öfkelilerine” seslenen Başbakan, medyaya “Essid’in Marshall Planı” olarak yansıyan, yeni işsizliği giderme projesini açıkladı. 2016-2020 arasında ilk etapta 23 bin işsize iş bulacaklarını taahhüt eden Essid bu planla dört senede diplomalı işsiz sayısını azaltmayı hedeflediklerini belirtti.

Ne olacak?

İş isteyen diplomalı işsizlerin tetiklediği isyan bir yandan da kendi kendini örgütlüyor. Kasrin, Kef ve Jebiniana gibi şehirlerde halk meclisleri kuruldu bile. Ancak bu tabloda ekonomik bilinci siyasi bilince, ekonomik talepleri de siyasi taleplere dönüştürecek bir sol yapının eksikliği net bir şekilde görülüyor.

Arap Baharında Bin Ali’nin düşüşünden sonra kazandıkları legal görünüm sayesinde rahatlayan ve işinin bittiğini düşünen Tunus soluna bu eylemlilik sürecinde önemli bir görev düşüyor. Hele ki Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) işverenler birliği UTİCA’yla yeni anlaştığı ve planlanan grevleri iptal ettiği bu dönemde, Halk Cephesi ve diğer sol örgütlerin sahneye çıkması kritik önem arz etmekte. Öfkeli kitlelerin düzen içine mi dahil edilip edilemeyeceği ya da isyanın büyüyerek devam edip etmeyeceğini izlenilen stratejiler belirleyecek.