Reklam
Kategoriler: Köşe Yazıları

Başkanlık meselesini tartışmak

Reklam

Tabii, “Atatürk  ve  İnönü adlı adınca başkanlık yetkilerini kullanıyorlardı.”, “Seçimle gelmiyorlardı ama tahta geçen Hanedan üyelerini de bir tür  Başkan  saymak gerekiyor.” basitlikleri ile pek tartışacak bir şey yok.

Bir yandan her fırsatta cumhuriyeti küçümsemeye/küçültmeye çalışırken, bir yandan da her daim Osmanlı ile bir süreklilik arayışı içerisindeler. Onlar açısından anlaşılabilir bir durum.

Bunun yanında, bilinmeli ki, AKP cenahı yalnız yukarıdaki örneklerden ibaret değil. Esas olarak yaptıkları işin oldukça farkındalar. Soruyu doğru ve açık bir şekilde soranlar da bulunmakta.

Hüseyin Yayman idari reform ya da yönetimin yeniden düzenlenmesi olarak ifade edilen çalışmaları uzun zamandır devam eden “Türkiye’nin düzeni ne olmalı?” sorusu bağlamında ortaya çıkan bir arayışa bağlamakta ve bu çalışmaların son tahlilde politik bir tercihe işaret ettiğini belirtmekte*. Yayman bu arayışın somutlaşacağı yeri de işaret etmektedir: “Son 15 yılda (AKP) döneminde pek çok tekil düzenleme yapılmış olmasına rağmen bu reformların yeni bir anayasayla kurumsallaştırılması gerekmektedir.”

Var olan halin sürdürülebilir bir durum olmadığı açıktır. Bu tek başına 15 Temmuz darbe girişimi ile de ilgili değildir. Durum öncesinde de böyle idi. Sistem uzunca bir süredir “askıda.” 15 Temmuz sonrası ise yolun sonuna gelinmiştir. Parlamento çalışmamakta, memleket KHK’lar ile yönetilmektedir. Anayasa Mahkemesi üyeleri açısından dahi “hukuk güvenliği” bulunmamaktadır.

Sistemin kendini acil olarak “yenileyerek”, bu “askı” halinden bir an önce kurtulması ve yerleşmesi dışında bir seçeneği bulunmamaktadır. Anayasa, başkanlık, adalet, güvenlik, denetim… Tartışılan/tartıştırılan tüm başlıklar doğrudan sistemin yerleşmesi ile bağlantılıdır.

Devlet Bahçeli’nin geçen hafta içinde yaptığı çıkışı da bu tablonun içine yerleştirebiliriz. Evet, milliyetçi hareket her daim düzenin bekçisi olmuştur. Bugün için aldığı tutumda bu rolünden bağımsız değildir. Ancak, bu çıkış aynı zamanda “yeni” dönemin “kurucu” aktörlerinden biri olmaya aday oldukları üzerinden de okunabilir. Bu ikisi çelişmemekte, aksine örtüşmektedir. (Vatan Partisi’nde cisimleşen ulusalcı siyaset de dönemin “kurucu” aktörü olmak için can atmakla beraber AKP ile aralarındaki kan uyuşmazlığını bir türlü çözememektedir. Ancak çabaları devam etmektedir!)

Biz ise uzunca bir süredir AKP karşıtı mücadelenin yeni bir cumhuriyet çağrısı ile birlikte yürütülmesi gerektiğini dillendiriyoruz. Bu ikisinin birbirinden koparılmasının, “önce bir AKP gitsin” yaklaşımının ya da “önceki” cumhuriyete dönüş beklentilerinin eksikli ve sonuç alıcı olamayacağından bahsediyoruz.

Bu yaklaşımın solun kendi arasında ortaklaşmasını dışladığı, birlikte mücadele etmesinin yollarını tıkadığı sonucuna ise varılmamalıdır. Aksine ortaklaşmayı sağlıklı bir zemine taşımakta, birlikte mücadelenin yönünü göstermektedir: Sol bu ülkenin geleceğine dair ortaklaşmalı, bunun mücadelesini örmelidir. AKP karşıtı mücadele de ancak buradan yol alarak sonuç alıcı olabilecektir.

Evet, başkanlık tartışmalarının bam teli burasıdır: Türkiye’nin düzeni ne olmalı?

Tartışmaya buradan başlamış olalım.

(*) Hüseyin Yayman, Türkiye’de Devlet Reformu ve Başkanlık Sistemi, Doğan Kitap, Eylül 2016

Bu haber en son değiştirildi 18 Ekim 2016 18:08 18:08

Reklam

Önceki Haberler

Müdür yardımcısından öğretmenleri için eylem yapan öğrenciye: Bu okul sana acıdığı için sen hâlâ bu okuldasın

Beşiktaş Anadolu Lisesi'nde müdür yardımcısı eylem yapan öğrencilerden birine yönelik "Bu okul sana acıdığı için…

15 Nisan 2025 17:49

Oynadığı diziden çıkarılan Aybüke Pusat’ın oynadığı oyun da iptal edildi

CHP'nin boykot çağrısına destek verdiği gerekçesiyle TRT’de yayınlanan dizi kadrosundan çıkarılar Aybüke Pusat’ın rol aldığı…

15 Nisan 2025 17:06

Ankara Tabip Odası: Menenjit aşıları, ulusal aşı takvimine bir an önce eklenmelidir

Ankara Tabip Odası, menenjit aşılarının dar gelirli ailelerin bütçelerini zorladığını, bu sebeple devlet tarafından ücretsiz…

15 Nisan 2025 16:19

Eyleme katılan öğrenciler “örgüt üyesi” suçlamasıyla okuldan uzaklaştırıldı

Süleyman Nazif Anadolu Lisesi'nde eyleme katılan öğrencilerin ikisine "örgüt üyesi olmak” gerekçesiyle uzaklaştırma cezası verildi.

15 Nisan 2025 16:09

BES-AR’dan Nisan ayı araştırması: Açlık sınırı 34 bin 200 lira, yoksulluk sınırı 83 bin 434 lira

BES-AR’ın gıda madde fiyatları üzerinden yapılan hesaplamaya göre dört kişilik bir memur ailesinin sağlıklı beslenmesi…

15 Nisan 2025 15:52

Bakanlıktan ‘normal doğum’ açıklaması

Sivassporlu futbolcuların taşıdığı 'normal doğum' pankartının kamuoyunda tepkiye yol açmasının ardından Sağlık Bakanlığı'ndan açıklama geldi.…

15 Nisan 2025 15:31
Reklam