Almanya Büyükelçisi: Türkiye'nin Rusya ve Çin yönelimi fanteziden ibaret

Almanya Büyükelçisi Martin Erdmann, Türkiye'nin Almanya başta olmak üzere AB ülkeleriyle ticari ilişkilerine dikkat çekerek, "Diğer yönelimler fanteziden ibaret" dedi.

Almanya Büyükelçisi: Türkiye'nin Rusya ve Çin yönelimi fanteziden ibaret

Almanya Büyükelçisi Martin Erdmann, Türkiye’nin AB ülkeleriyle ticaret hacminin büyüklüğüne dikkat çekerek, “Rusya, Çin ve diğer rotalarla ilgili yönelimler ve tartışmalar aslında bir fanteziden ibaret.” dedi.

Gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle bir sohbet toplantısı gerçekleştiren Erdman, Almanya ve Türkiye arasındaki ilişkilere değinirken, “Almanya ve Türkiye coğrafi olarak birbirlerine uzak iki ülke. Kültürel alanda da çok yakın sayılmayız. Fakat buna rağmen dünyada başka iki ülke yok ki bu kadar yakın ilişki içinde olsun. Almanya’da 3.5 milyon Türk kökenli vatandaş yaşıyor.” ifadelerini kullandı.

“ALMAN OTOMOTİV SANAYİİ DURUR”

DÜNYA’dan Hakan Güldağ‘ın aktardığına göre Alman Büyükelçi, iki ülkenin ekonomideki ilişkilerinin ne kadar iç içe olduğunu vurgulamak için şu ifadeleri kullandı:

“Sizi şaşırtacak bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Bosch firmasını hepiniz biliyorsunuz. Türkiye’de faaliyet gösteren 7 bin 100 Alman firmasından biri. 17 bin istihdam sağlıyor. Yıllık cirosu 3.7 milyar euro. Bosch Türkiye’nin üretiminin yüzde 90’ı ihraç ediliyor. Sadece Bosch’un ihracatı Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 1.5’ine tekabül ediyor. Bosch Türkiye bir hafta çalışmasa Alman otomotiv sanayii anında durur. Bu örneği iki ülke ilişkilerinin ne kadar iç içe olduğunu göstermek için veriyorum.”

“BAŞKA PENCERE DOĞRU DEĞİL”

Büyükelçi Erdmann, Türkiye’nin AB ülkelerine alternatif olarak Rusya, Çin ve diğer ülkelerle giriştiği yeni ilişkiler için ise ‘fantezi’ ifadesini kullandı. Erdmann, “Almanya’da Türk sermayeli 90 bin işletme var. Dönerciden yüksek teknoloji şirketine kadar. Bu işletmeler yıllık 50 milyar euro ciroya sahip. Bu iki ülke arasında çok nadir görülecek bir başarı hikayesi. Diğer AB ülkeleriyle de öyle. Hollanda, Türkiye’ye en çok yabancı sermaye getiren ülke konumunda. Türkiye ihracatının ve dış ticaretinin yarısını AB ülkeleriyle yapıyor. Zaman zaman duyuyoruz Rusya, Çin ve diğer rotalarla ilgili yönelimler ve tartışmalar aslında bir fanteziden ibaret. AB ekonomisiyle Türkiye ekonomisi iç içedir. Başka bir çare, başka bir pencere aramak da doğru değil. Türkiye için Euro Atlantik Bölgesi dışında mantıklı bir alternatif olmadığına dikkatinizi çekerim. Bunu da Rusya ile Türkiye’nin nükleer bir santralin temelini birlikte attıkları bir günün ertesinde söylüyorum.” dedi.

CEMAAT KONUSU: ANLAMAKTA ZORLANDIK

Büyükelçi Erdmann, Almanya’daki FETÖ’cülerin iadesi konusundaki soru üzerine şöyle konuştu: “Biz Almanya ve de AB olarak 15 Temmuz’da FETÖ’nün nasıl bir etkisi olduğunu anlamakta çok zorlandık. Bireysel olarak Gülen’cilerin iadesiyle ilgili tutumumuz şöyle: Biz elbette bu harekette aktif olarak yer alan kişilerin cezalandırılmasıyla ilgili olarak Türk tarafı ile görüşmeye hazırız. Bir kişi ile ilgili bir suçlama getiriliyorsa bunun kanıtlanması gerekiyor. Bütün Avrupa’da bu böyle. Bireysel olarak bu suçu işlediğine dair bir belge, bir kanıt olması gerekiyor. Cep telefonuna belli bir haberleşme sistemi yüklenmiş olması, belli bir bankada hesabı olması, belli bir üniversite ya da okulda okumuş olması kanıt olarak yetmiyor.”

“BERABER HAREKET EDİYORDUNUZ”

Erdmann, Gülen hareketinin Almanya tarafından hala nasıl anlaşılamadığı yönündeki soruya da şu cevabı verdi:

“Fethullah Gülen ve hareketinin mevcut iktidarla birlikte yürüdüğü gerçeğini görmezlikten gelemeyiz. Uzun yıllar süren bir işbirliği var. O bakımdan biz yabancıları mazur görmeniz lazım. Birden bire birlikte hareket edilen bir ortağın terör örgütü haline getirilmesini idrak etmemiz beklenmemeli. Tekrar ediyorum Almanya’da bulunan sanıklarla ilgili bireysel kanıt sunulması gerekiyor. Geç anlamış olabiliriz, bu konudaki mevzuatımız hoşa gitmiyor olabilir fakat bu hala şüphe duyduğumuz anlamına da gelmesin. Ayrıca Fethullah Gülen şu anda ABD’de bulunuyor ve ABD bu kişiyle ilgili bir yaptırım kararı almış değil. Tekrarlıyorum, biz bu konuyu Türkiye ile görüşmeye son derece istekliyiz ve memnuniyet duyarız.”