İktidarın yayın organlarından Star’ın yazarı ve eski AKP’li vekil Resul Tosun, Danıştay savcısının TSK’da türbanın laiklik ilkesine aykırılığı gerekçesiyle yürütmenin iptalini istemesini köşesine taşıdığı yazısında, açıkça laikliğin anayasadan çıkarılmasını savundu.
Anayasanın sözkonusu ikinci maddesi orada durduğu sürece laikliğin sorun kaynağı olacağını belirten Tosun, “Laiklik CHP’nin ilkelerinden biridir ve tek parti döneminde millete sorulmadan anayasaya monte edilmiştir.” dedi.
“Tek parti döneminde maalesef medeniyetimizin hoşgörü anlayışı yerine Fransa’nın baskıcı laiklik ilkesi alınarak kendi vatandaşımıza baskı uygulanmıştır.” ifadelerini kullanan Tosun, laikliğin bu nedenle “ne yerli ne de milli” olduğunu öne sürdü.
“Şunu söylüyorum ya bu laiklik ilkesi tartışma konusu olmaktan çıkacak şekilde tarif edilip anayasaya yerleştirilmeli ya da tamamen çıkartılmalıdır” diyen gerici yazar, kendi tercihini de “Ben çıkartılmasından ve medeniyetimizdeki hoşgörü anlayışının ikamesinden yanayım.” diyerek ilan etti.
Tosun’un yazısında bir bölüm şöyle:
“125 sene Fransızların işgaline maruz kalan Cezayir’de yerli halk kendi dillerini bile unutmuşlar Fransızca konuşur yazar hale gelmişlerken, 400 sene Osmanlı idaresinde yaşayan Libya, Mısır, ve Ortadoğu halkları kendi dillerini muhafaza etmiştir!
Aynı şekilde Balkanlar’da ki farklı dine ve dile mensup toplumlar asırlar süren Osmanlı idaresine rağmen dinlerini de dillerini de muhafaza etmişlerdir.
Medeniyetimizdeki ötekine müsamaha/hoşgörü esası, tartışmalara mahal bırakmamış farklı dinlerin muhafazasını da sağlamıştır.
Tek parti döneminde maalesef medeniyetimizin hoşgörü anlayışı yerineFransa’nın baskıcı laiklik ilkesi alınarak kendi vatandaşımıza baskı uygulanmıştır.
Dolayısıyla laiklik ne yerlidir ne de milli!
***
Şunu söylüyorum ya bu laiklik ilkesi tartışma konusu olmaktan çıkacak şekilde tarif edilip anayasaya yerleştirilmeli ya da tamamen çıkartılmalıdır, ki ben çıkartılmasından ve medeniyetimizdeki hoşgörü anlayışının ikamesinden yanayım.
Aksi takdirde yarın başka bir iktidar döneminde bu ilke sebebiyle yeni 28 Şubatlar yaşanmayacağının garantisi yoktur.
Antidemokratik olan önsözün zaten tamamıyla yenilenmesi gerekir.
Aslında anayasanın tamamıyla yeniden yazılması gerekir ama hiç değilse savcı ve hâkimlerimizi laiklik konusunda rahatlatacak bir düzenlemeye gidilmelidir.
Yoksa yarın bir başkasının aynı gerekçe ile yeni davalar açmasının önünde herhangi bir engel yoktur!”
Bu haber en son değiştirildi 11 Aralık 2018 14:51 14:51
Metro İstanbul’da Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde işveren tarafından herhangi bir teklif sunulmaması üzerine Demiryol-İş Sendikası'na…
Tutuklanan arkadaşlarının serbest bırakılmasını talep eden üniversite öğrencileri Kadıköy Festival Park'ta dayanışma sahnesi kurdular
Laiklik Meclisi İzleme Merkezi tarafından düzenli periyotlarla hazırlanan Laiklik İhlalleri Raporu'nun Şubat 2025 dönemine ait…
ABD Başkanı Donald Trump'ın Türkiye Büyükelçisi adayı Thomas Barrack, ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonunda yaptığı…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından süren eylemlere katılan…
İBB'ye yönelik operasyonların ardından başlayan protestolarda tutuklanan öğrencilerden birinin cezaevinde saldırıya uğradığı iddia edildi. Yaşananları…