Fişlemeci SETA direktöründen ‘Sputnik’ yorumu

"Daha önce "Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları" adlı bir rapor yayınlayan SETA’nın haklılığı bu işten çıkarmalarla bir kez daha gözler önüne serildi"

Fişlemeci SETA direktöründen ‘Sputnik’ yorumu

Gazetecileri ve muhalif medyaları fişleme raporu ile gündeme gelen SETA’nın Direktörü İsmail Çağlar, Sputnik ve RSFM’de yaşananları değerlendirdi

Sputnik’in RSFM’deki işten çıkarmaları SETA’nın fişleme raporlarını akıllara getirmişti. Çağlar, eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu ile program yapmalarının ardından çalıştıkları RSFM’den çıkarılan gazetecilerle ilgili sosyal medya hesabından paylaşım yaptı.

SETA’NIN HAKLILIĞI…

Daha önce “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” adlı bir rapor yayınlayan SETA’nın haklılığının bu işten çıkarmalarla bir kez daha gözler önüne serildiğini iddia eden Çağlar “Eski başbakanla program yapan gazetecilerin kovulması tam da #SETAraporu ile dikkat çekmeye çalıştığımız hakikate karşılık geliyor; hiçbir yabancı medya kuruluşu gazeteciler daha özgür çalışsın ve Türkler daha iyi haber alsın diye burada değil” diye yazdı.

Çağlar, uluslararası medya kuruluşlarının Türkiye uzantılarında çalışan gazetecilerin kendi perspektiflerinden özgür/tarafsız/eleştirel olabileceğini; ancak bu kuruluşların gazetecileri özgür/tarafsız/eleştirel oldukları için değil bu pozisyon kurumun işine geldiği için istihdam ettiğini bir nevi itiraf etti.

SETA Direktörü İsmail Çağlar’ın paylaşımları şöyle:

RUS UÇAĞI GÖNDERMESİ

“Eski başbakanla program yapan gazetecilerin kovulması tam da #SETAraporu ile dikkat çekmeye çalıştığımız hakikate karşılık geliyor; hiçbir yabancı medya kuruluşu gazeteciler daha özgür çalışsın ve Türkler daha iyi haber alsın diye burada değil. Buralarda çalışan gazeteciler kendi perspektiflerinden özgür/tarafsız/eleştirel olabilirler (önemli bir kısmı değil ama bu bahsi diğer). Yabancı medya kuruluşları bu gazetecileri özgür/tarafsız/eleştirel oldukları için değil bu pozisyon kurumun işine geldiği için istihdam eder. Aynı özgür/tarafsız/eleştirel(?) gazetecilik performansına devam eden gazeteciler kırmızı çizgiyi aştıkları an veya kurum pozisyon değiştirdiği an acı akıbetle karşılaşırlar.

Rus uçağının düşürülmesi talimatını ben verdim diyen eski başbakanla yayın yaparsan, o eski Başbakan ballandıra ballandıra Rusların ulusal onuru zedelenmesin diye neler yapıldığından bahsederse, üstelik tüm bunlar S-400 sevkiyatı başlamış, TR F-35 programından çıkartılmış, Ruslar kendi uçaklarının reklamını yapmaya başlamışken (2 gündür Sputnik TR bu konuyla ilgili kaç paylaşım yaptı?) olursa, programı Rus radyosunda değil başka mecrada yapsan bile Ruslar artık iş vermez.”

EKONOMİ-POLİTİK DERSİ(!)

“Ben hala anlamadım diyen Rus mecralarının uçak krizinden önce, sonra ve ilişkiler düzeltildikten sonraki yayınlarına baksın. Tarafsız/eleştirel/muhalif gazetecilik yapmalarına müsaade ettiğini zannettikleri eski işverenlerini belki o zaman tanırlar.

“Türkiye’deki tüm yabancı medyayı 5.kol faaliyeti olarak görüyorlar” diyerek aklınca eleştirdiğini zanneden “kullanışlı liberal” bilmez ama buna ekonomi-politik yaklaşım derler.”