Ceren Damar’ın babası Manifesto’ya konuştu: Yazık benim memleketime, benim insanıma

1.5 yıl önce öldürülen akademisyen Ceren Damar Şenel’in babası Mustafa Damar, Manifesto’ya yaptığı açıklamalarda, katil Hasan İsmail Büktel ve ailesinin tehditlerine ilişkin “Bunların ıslah olması mümkün değil. Ailesi de aynı şekilde. Bu kadar delile rağmen katilin annesine halen polislik yaptırılıyor. Yazık benim memleketime, benim insanıma.” İfadelerini kullandı.

Ceren Damar’ın babası Manifesto’ya konuştu: Yazık benim memleketime, benim insanıma

ALEV DOĞAN

Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Akademisyen Ceren Damar Şenel’in katledilmesinin ardından 1.5 yıl geçti. Yargılama sürecinde, katil Hasan İsmail Hikmet’in ‘avukat’lığını yapan Vahit Bıçak’ın skandal niteliğindeki savunması tepkilere neden olurken, son olarak da katil ve ailesinin, başta Ceren Damar Şenel’in babası olmak üzere, mahkeme heyetine, gazetecilere ve bir dizi isme yönelik tehditleri gündeme geldi. Ceren’in babası Mustafa Damar, geçtiğimiz günlerde Ankara Barosu’na avukat Vahit Bıçak hakkında ‘meslekten men edilmesi’ talebiyle şikayette bulunmuştu. Baba Mustafa Damar ile Ceren’in katilinin yargılanma sürecine ve
son yaşanan skandal gelişmelere ilişkin konuştuk.

Ceren Damar Şenel’in babası Mustafa Damar geçtiğimiz günlerde Ankara Barosu’na Vahit Bıçak hakkında ‘meslekten men edilmesi’ talebiyle şikayette bulunurken, kendisiyle yargılama sürecine ve yaşadıklarına ilişkin konuştuk.

“BUNLAR MI GÜVENLİĞİ SAĞLAYACAK?”

Sohbetimize, geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan, katil Hasan İsmail Hikmet ile babası Ömer Hikmet’in, 24 Şubat 2020’de cezaevinde yaptıkları görüşmenin tutanakları ve haklarında açılan soruşturma ile başladık. Baba Damar’a yönelik ölüm tehditlerinin de yer aldığı bu konuşmaya ilişkin şunları kaydetti Damar:

“Katil ile babası arasındaki görüşme içeriği suç teşkil ettiği için hapishane tarafından tutanak tutulmuş ve savcılık bunun üzerine soruşturma açmış. Medyaya yansıyan bilgilerden; katilin babasının beni tehdit edeceği, evime baskın düzenleyeceği nihayetinde beni öldüreceğine yönelik bilgiler var. Katil babasına diyor ki -beni kastederek- sen onu öldürmeyi bana bırak, çıkınca birkaç kişi daha var öldüreceğim diyor. Ama yine de sen evlerini gözetle, nasıl önlem almış tespit et diyor. Bununla da kalmıyor, mahkeme heyetine, sivil toplum örgütlerine, tarafsız avukatlara da benzer tehditlerde bulunuyorlar. İstinafta ve Yargıtay sürecinde adamlarının olduğunu, beraat ettireceklerini karşılıklı konuşuyorlar. Açıkçası katile verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yeterli gelmemiş ve ıslah olmaya da niyeti yok. Ailesi de katilden farklı değil. Çünkü katilin annesi sosyal medyadan beni öldüreceğine dair tehdit mesajı atmıştı. Bu kadın polis, elinde devletin silahı var, nasıl halen polis olarak görev yapıyor anlamış değilim, polisin görevi insanları ölümle tehdit etmek midir, bunlar mı devlet adına görev yapacak, bunlar mı güvenliği sağlayacak? Katil yetiştirdiler gördük, kendilerinin de ne olduğu yapıp ettikleriyle apaçık ortada. Kızıma yönelik iftiraları kamuoyunun bilgisi dahilinde ve mahkeme dosyasında.”

“YAPTIKLARININ AVUKATLIKLA HİÇBİR İLGİSİ YOK”

Hakkında Ankara Barosu’na suç duyurusunda bulunduğu sanık avukatı Vahit Bıçak’ın skandal niteliğindeki savunmasını sorduğumuzda ise yargılama sürecinde 4 duruşmanın gerçekleştiğini ve bu duruşmalarda Vahit Bıçak’ın asılsız, mesnetsiz, kurguya dayalı, hiçbir delil ortaya koymadan, iftiralardan ibaret sözde beyanlarda bulunduğunu ifade ederek sözlerine şöyle devam etti Mustafa Damar:

“Duruşmalardan sonra medya aracılığıyla bu iftiralarını ve kurgudan ibaret, somut gerçekten uzak yalanlarını ortaya atmaya devam etti. Ne bir delil, ne bir tanık hiçbir şey yok. Tamamen hukukilikten uzak. Desteksiz ve mesnetsiz iftiralar ortaya attı. Yetmedi, ölen kızımın hatırasına hakaret etti, iffetine dil uzattı. Bu da yetmedi, beni ve ailemi tehdit etti. Bunların hepsi kamuoyunun gözü önünde oldu ve medya aracılığıyla yapıldı, mahkeme kayıtlarına geçti. Vahit Bıçak avukat cübbesi altına gizlenerek, savunma diyerek bunları yaptı. Ama tüm kamuoyu ve hukuk otoriteleri bunların savunma olmadığını, belgeye bilgiye dayanmadığını, delil ortaya konmadığı ve kurgu olduğunu belirttiler. Yapılanların avukatlık olmadığını, şarlatanlık olduğunu, iftira olduğu ve suç işlediğini belirttiler. Zaten bunlar gerek avukatlık mesleği açısından gerekse ceza kanunun açısından apaçık suç olan hususlar.

Bu süreçte açıkça kamuoyu ile paylaştım, delilleriyle birlikte. Vahit Bıçak’ın yaptığı başlangıçta psikolojik şiddet dedim. Sonraki aşamada yine medya üzerinden tehdite başladı. Bunun ikinci aşama olduğu açıkladım. Üçüncü aşamanın ise eylem safhası olduğunu ve beni öldüreceklerini belirttim. Medyada çıkan hapishane tutanakları bunu açık bir şekilde ortaya koydu. Yine medya aracılığıyla dile getirdim: Benim ve ailemin herhangi bir zarar görmesi halinde bunun sorumlularının Vahit Bıçak ve katilin ailesi olacağını ya da bunların azmettirdiği kişiler olacağını mahkeme sürecinde söyledim. Şimdi bu tutanaklar apaçık bunları ispat ediyor.  Vahit Bıçak ile katilin anne ve babasının tehditleri işledikleri suçlar somut delillere dayanan ve kamuoyunda infial yaratan şeyler. İşledikleri suçlarda apaçık ortada. Şimdi hapishane tutanakları bu işin tuzu biberi oldu. İlgililer ve yargının gereğini yapacağını düşünüyorum. Zaten Vahit Bıçak’ın avukatlık mesleğinden men edilmesi için Ankara Barosu’na da şikayetimi yaptım. Böyle bir kişinin avukatlık yapıyor olması, toplumun avukatlara bakış açısını ve güvenini temelden sarsar. Avukatlara çok kötü bir rol model olur. Buna Barolar ve avukatlar, yargı izin mi verecek. Yaptıklarının avukatlıkla hiçbir ilgisi yok. Vahit Bıçak ve katilin ailesine hak ettikleri ceza verilmediği müddetçe toplumda bu suçların azalması mümkün değil. Aksi takdirde hukuksuzluk baş gösterir, orman kanunları devreye girer. Medyaya yansıyan hapishane tutanaklarından apaçık anlaşılıyor: Vahit Bıçak’ın kızıma yönelik iftiraları, asılsız, mesnetsiz, dayanaksız iddiaları tamamen reklam ve ticari itibar içinmiş. Katil ile babasının konuşmaları ve Vahit Bıçak’tan aktardıkları sözler bunu gösteriyor. Şimdi Baro, namusuyla çalışan avukatlar, Adalet Bakanlığı böyle yapan bir kişiye halen avukatlık yaptıracak mı? Yaptıracaksa bu rol model olur, buna benzer avukat sayısı artar.  Yetkilileri göreve davet ediyorum.”

“ZAMANINDA CEZASI VERİLSEYDİ KIZIMIN BAŞINA BU İŞ GELMEYECEKTİ”

Katilin daha önce suç işleyip işlemediğini sorduğumuzda ise şu bilgileri paylaşıyor bizimle Damar;

“Katilin geçmişte suç makinası olduğunu, sahte belgelerle başka bir kızın hayatını kararttığını ve kızın yurtdışına kaçarak kendini kurtardığını belgeleriyle medyada paylaştım. Mahkeme 2015 yılından itibaren halen devam ediyor. Zamanında cezası verilseydi, kızımın başına bu iş gelmeyecekti. Başkaca suçları var, ruhsatsız silah bulundurma vs. tam bir suç makinası, katil. Şimdi de hapisten kaçıp, tekrar beni ve başkalarını öldürme planları yapıyor. Bunların ıslah olması mümkün değil. Ailesi de aynı şekilde. Bu kadar delile rağmen katilin annesine halen polislik yaptırılıyor. Yazık benim memleketime, benim insanıma.”

“KATİL ISLAH OLDU DİYEBİLİR MİSİNİZ?”

Konu Hasan İsmail Hikmet’e verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasına geldiğinde ise Damar cezaların caydırıcı özelliği olması gerektiğini savunarak şunları kaydediyor:

“İdam cezası ülkemizde kaldırıldığı için Mahkeme katile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Fiiliyatta böyle bir ceza yok. Bunun karşılığı yatacağı süre 30 yıl. İdam cezasına karşılık son düzenleme ile yatacağı süre 30 yıl. İşlenen suç ile verilen ceza denk değil. Bu şekilde adalet sağlanmaz. Katiller bu şekilde ıslah olmaz. Cezaların caydırıcı özelliği olmalı. Katil ve babasıyla ilgili ortaya çıkan hapishane tutanakları beni tamamen doğruladı. Halen suç işleme, insan öldürme planları yapıyorlar, çok açık ve net bir şekilde. Şimdi adalet sağlandı diyebilir misiniz? Bundan sonra bu katil ıslah oldu diyebilir misiniz? Katilin ailesi akıllandı diyebilir misiniz? Avukat Vahit Bıçak, yapıp ettiklerinin karşılığını buldu, attığı iftiralar, tehditler karşılıksız kalmadı diyebilir misiniz? Ne ben ne de başkaları bu sorulara olumlu cevap veremez. O zaman senin yargılamaların suçu önlemeye dönük bir sonuç doğurmuyor.

Katilin ve ailesinin yaptıkları her şey ortada ve medyanın gözü önünde oldu. Beni tehdit eden katilin annesi halen polis olarak görev yapıyor. Avukat Vahit Bıçak, yalanlar ortaya atarak, iftiralar atarak, ölünün hatırasına hakaret ederek, bizi tehdit ederek dava yürütmeye ve para kazanmaya, avukatlık yapmaya çalışıyor ve halen devam ediyor. Katil hapishaneden kaçma planları ve çıkınca beni ve başkalarını öldürme planları yapıyor, katilin babası beni öldürme planları yapıyor. Biz hukuka ve yargıya güvenen insanlarız. Bugüne kadar söylediklerimin tamamını hapishane tutanakları doğruluyor. İlgililerin ve kurumların harekete geçeceğine inanıyorum. Zaten Vahit Bıçak’ı Ankara Barosuna meslekten men edilmesi talebiyle şikayet ettim.”