"İşçilerin alın teri ile alınmış bir arazinin işçilerin hiç gidemeyecekleri bir alana çevrilmesini kabul etmiyoruz"
Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, arazinin çevresinde bazı kamu görevlilerinin yatırımları olduğu bilgisini aldıklarını söyledi. Çalışkan, işlemin kamusal yarardan çok “bazı menfaatlarla” ilgili olduğunu söyledi.
Geçtiğimiz cumartesi günü çok sayıda Cumhurbaşkanı kararı yayımlandı. Bunlardan birisi de İzmir Urla’daki arazilere ilişkin “acele kamulaştırma” kararıydı. Sadece olağanüstü durumlarda başvurulması gerekmesine karşın hükümetin gelenek haline getirdiği “acele kamulaştırmalardan” birisi olan kararla çok sayıda taşınmazın ada ve parsel numalarına yer verildi. Taşınmazlar tapuda Hazine adına tescil edilecek.
Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre kamulaştırılan alanlar arasında Genel-İş Sendikası’nın 45 yıllık arazisi de bulunuyor. Sendikanın kurucu genel başkanı Abdullah Baştürk döneminde 1975 yılında işçilere tatil yeri yapmak üzere alınan 68 dönümlük arazi İzmir Urla Zeytineli köyü Böğürtlen mevkiindeki bulunuyor.
Karara sert tepki gösteren Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan, “Malesef olayın şokundayız. Orada 4 parselden oluşan 68 dönümlük arazimiz vardı. Abdullah Baştürk döneminde işçilerin aidatları, alın teri ile alınmış araziydi. Cumhurbaşkanı kararı ile kamulaştırıldığını öğrendik” dedi. Kararda arazinin “turizm yatırımlarına tahsis” edileceğinin belirtildiğine işaret eden Çalışkan, “Kesinlikle karşıyız. İşçilerin alın teri, aidatı ile alınmış bir arazinin işçilerin hiç gidemeyecekleri bir alana çevrilmesini kabul etmiyoruz” vurgusunu yaptı. Çalışkan, karara karşı dava da açacaklarını söyledi. Arazinin sit alanı olduğunu, bu nedenle yıllardır bir şey yapamadıklarını belirten Çalışkan, “sit alanından çıkarılmış, kamulaştırılmış. Şimdi belki özelleştirilecek. Bazı kişilere rant olarak sunulacak. Belki birilerine kiralanacak, devredilecek. Şahısların, şirketlerin yararına sunulacak. Biz bunu asla kabul etmiyoruz. Bu hukusuzluğa karşıyız. Sendika olarak ne gerekiyorsa yapacağız” dedi.
Çalışkan arazinin “denize sıfır, albenisi olan, dikkat çeken bir koy” olduğuna, üzerinde yerleşim alanları kurulabilecek bir kıyı şeridinde bulunduğuna dikkat çekti.
Kamulaştırılan arazilerinin çevresinde bazı kamu görevlilerinin de yatırımlarının olduğu, özel mülkiyetlerinin bulunduğu bilgisini aldıklarını anlatan Çalışkan, “Nedense yurttaşlara ait tarım arazilerinin, bizim arazimizin olduğu 500’ün üzerinde parsel kamulaştırılıyor. Onlara ise dokunulmuyor” dedi. Arazinin Genel-İş Sendikası’nın mülkü olduğunu aktaran Çalışkan, köy merası, tarım arazisi niteliğinde bazı taşınmazların golf sahası yapılmasının söz konusu olduğuna dikkat çekti. Çalışkan, “Bazı kişilerin kayırılması yasaların eşit objektif uygulanmaması, kamulaştırma işleminin kamusal yanından çok bazı menfaatlarla ilgili olduğu sonucunu ortaya çıkarmaktadır” değerlendirmesini yaptı. Genel-İş Sendikası gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar gideceklerini de bildirdi.