Sınıf Tavrı: Yoksulluğa, sömürüye, baskıya karşı tek güç işçi sınıfındadır!
Sınıf Tavrı açıklamasında emekçilere ve sendikalara seslenerek, "Düzenin koyduğu yasaklara karşı emekçiler ve mücadeleci sendikalar 1 Mayıs'ta hayatı durdurmalıdır! Çalışılan tüm işyerlerinde 30 Nisan ve 1 Mayıs günü uyarı grevi örgütlenmelidir!" dedi.
Sınıf Tavrı, 1 Mayıs’a ilişkin bir açıklama yayımladı.
Sınıf Tavrı açıklamasında, 1 Mayıs’ın AKP iktidarı tarafından ‘salgın’ bahanesiyle yasaklanmasıyla ilgili “Ülkemizde örneklerine 12 Eylül döneminde rastlanan 1 Mayıs yasaklarının adı konulmamış bir emekçi düşmanlığından başka bir şey değildir.” ifadelerine yer verdi.
İktidar tarafından yapılan lebaleb kongrelerde, patronların kârları azalmasın diye çalışması durdurulmayan işyerlerinde yayılmayan virüsün, 1 Mayıs’a gelince ‘önlem’ denilerek etkinlik yasağı getirilmesine tepki gösterilen açıklamada, “İşçi sınıfını yasaklarla, sömürüyle, baskıyla yola getirmeye çalışanlar yanılmaktadır.” denildi.
“Düzenin koyduğu yasaklara karşı emekçiler ve mücadeleci sendikalar 1 Mayıs’ta hayatı durdurmalıdır! Çalışılan tüm işyerlerinde 30 Nisan ve 1 Mayıs günü uyarı grevi örgütlenmelidir!” diyen Sınıf Tavrı, açıklamasında tüm emekçileri 1 Mayıs’ta kendi talepleri için mücadeleye etmeye çağırdı.
“Yoksulluğa, sömürüye, baskıya karşı tek güç işçi sınıfındadır!” başlıklı açıklamanın tamamı şöyle:
“Bu yıl 1 Mayıs’a salgının gölgesinde giriliyor. Tüm insanlığı kasıp kavuran salgın dalgası, kapitalist sistemin işçi ve emekçileri nasıl felakete sürüklediğini bir kez daha göstermektedir.
Bir yandan salgının yarattığı yıkımla uğraşan emekçiler, diğer yandan ise ekonomik krizin etkileriyle de boğuşuyor. Salgını ve krizi bahane ederek emekçilere dönük saldırganlığını daha da arttıran sermaye ve iktidar, şimdi 1 Mayısı yasaklamanın adımını atıyor.
Sözde önlem adı altında konulan yasaklar, emekçilerin her türlü örgütlenme ve söz söyleme hakkının gasp edilmesidir.
Ülkemizde örneklerine 12 Eylül döneminde rastlanan 1 Mayıs yasaklarının adı konulmamış bir emekçi düşmanlığından başka bir şey değildir.
Emekçi düşmanlığının nedeni ise bellidir. Yağma ile memleketi yöneten, ülke kaynaklarını bir avuç para babasına bırakanlar 1 Mayıs’ta kendilerinden hesap sorulmasından korkmaktadır.
Lebaleb kongrelerle, patronların kârları sürsün diye tıka basa çalışan işyerleriyle salgının yayılmasına neden olanların önlem adı altında yürüttükleri yasakların hiçbir karşılığı yoktur.
İşçi sınıfını yasaklarla, sömürüyle, baskıyla yola getirmeye çalışanlar yanılmaktadır. Bugün ülkenin dört bir yanında her türlü yasağa, baskıya ve sömürüye rağmen işçiler ve emekçiler ses çıkarmaktadır.
Bu düzen emekçilere dar gelmektedir.
Emekçiler sizin düzeninize, yoksulluğa, baskıya ve sömürüye razı değildir!
İnsanca bir yaşam, eşitlikçi bir düzen için emekçiler 1 Mayıs’ta ülkenin tek büyük gücü olduğunu göstermelidir.
Düzenin koyduğu yasaklara karşı emekçiler ve mücadeleci sendikalar 1 Mayıs’ta hayatı durdurmalıdır! Çalışılan tüm işyerlerinde 30 Nisan ve 1 Mayıs günü uyarı grevi örgütlenmelidir!
Sınıf Tavrı, tüm emekçileri 1 Mayıs’ta kendi talepleri için mücadeleye etmeye çağırıyor.
Haklarımız, emeğimiz ve hayatımız bu düzenin ve sahiplerinin iki dudağının arasında değil, kendi kollarımızda ve aklımızdadır!”