Soçi toplantısında 15 yıllık Adnan Oktarcı bir "kedicik"!

15 yıllık Oktarcı "kedicik" hem Soçi görüşmelerinde hem de Mersin Akkuyu Nükleer Santralı görüşmelerinde tercümanlık yapmış!

Soçi toplantısında 15 yıllık Adnan Oktarcı bir

Odatv editörü gazeteci, yazar Hakan Erol’un, Adnan Oktar cemaati’ne mercek tutan ‘Turnike’ adlı kitabında Oktar tarikatına ilişkin ‘ilginç’ bilgiler ortaya döküldü. ‘Kedicikler’i ile ve magazin dünyasındaki isimlerle ilişkisine sıklıkla vurgu yapılan Oktar tarikatının bunun çok ötesinde önemli koltuklarda mevzilendiği ortaya çıktı.

Türkiye Adnan Oktar cemaatini konuşmaya devam ederken, ‘Turnike’ kitabı konuya ilişkin daha farklı bir pencere açtı. Hakan Erol, Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan “Turnike” adlı kitabına çok önemli belgeler taşıdı.

Erol, 2018 yılında Rusya’nın Soçi kentinde düzenlenen Ulusal Diyalog Kongresi’nde basına kapalı toplantıya katılan tercümanın 15 yıllık cemaat üyesi olduğunu yazdı. Dahası, o çevirmen görüşmenin detaylarını anlık olarak Oktarcılara iletiyordu.

‘Turnike’ adlı kitaptaki ilgili bölüm şöyle:

“2018 yılının Ocak ayında Rusya’nın Soçi kentinde Suriye’deki krize dair siyasi çözüm çabalarının tartışıldığı Ulusal Diyalog Kongresi gerçekleştiriliyordu. Bu toplantıda Türkiye de bulunuyordu. Açılış konuşması basına açık yapılan toplantının daha sonraki bölümleri, kapalı kapılar ardında gerçekleşiyordu.

Düzenlenen zirvenin sonuç bildirgesini biz toplantı sonrasında yapılan açıklamalardan öğrenirken, Adnan Oktar o kapalı kapıların ardındaki toplantıda neler konuşulduğunu hem de en ince ayrıntısına kadar biliyordu.

İddia çok vahimdi!

Rusya’da yaşayan ve Rus asıllı olan Leyla İzmailova isimli tercüman, yaklaşık 15 yıllık cemaat üyesiydi. İşte bu isim, yapılan görüşmede tercümandı ve toplantıdaki havayı kelimesi kelimesine cemaate aktarıyordu. Görüşmeyi Whatsapp’tan cemaatin dış ilişkiler sorumlusu olan “Kediciklerden” Ece Koç’a aktaran Leyla İzmailova, toplantının başından sonuna kadar neler yaşandığını, hatta Rus heyetinin tavrını bile mesajlarla Oktarcılara iletiyordu.

Ece Koç’a yazan İzmailova, Suriye hükümetini kastederek, “Rejimciler Zeytin Dalı ve Türkiye ile ilgili çok sert sözler söylüyor. Özür dileyerek çeviriyorum ve bazı sözleri çevirmiyorum, ki söyleyemem” diyordu.

Böylesine önemli ve kritik bir toplantıda, Oktar ve cemaati tüm bilgilere, hatta daha fazlasına sahip oluyordu.”

AYNI “TERCÜMAN” AKKUYU NÜKLEER SANTRAL GÖRÜŞMELERİNDE!

Erol, 15 yıllık Oktarcı tercümanın Mersin Akkuyu Nükleer Santralı görüşmeşlerinde de ‘tercüman’ olarak bulunduğunu; buradaki durumu da anında cemaate aktardığını yazdı.

“Aynı isim, Mersin Akkuyu Nükleer Santralı görüşmelerinde de tercümanlık görevinde bulunuyordu. Bu kez tedbirli davranan İzmailova, Whatsapp’taki yazışmasında, görüşmede konuşulanları buradan aktarmak istemediğini, yüz yüze anlatmak istediğini vurguluyordu. Leyla İstanbul’a geldiğinde ise aldığı notları cemaat mensupları üzerinden Oktar’a gönderiyordu.

Bu “sızma” girişimi kadar konuşulması gereken bir diğer konu ise güvenlik zafiyeti olmalıydı. Böylesine üst düzey görüşmelere “tercüman” olarak ayarlanan kişi hiç mi araştırılmazdı? Her toplantıya çağrılıp tercümanlık görevi verilen ve anlaşılan “güvenilen” bir ismin hiç mi cemaat bağlantısına rastlanmazdı? Türk istihbaratı bu kadar zayıf mıydı?

Ya da tersinden soralım, tüm bu bilgiler biliniyordu da birileri tarafından göz mü yumuluyordu?

Bilmiyoruz…

İzmailova projenin geleceğinin bulanık olduğunu da ekliyordu.

Ece Koç: Nereye gidiyorsunuz

Leyla İzmailova: Akkuyu

Ece Koç: Müsait vaktinizde gelişmeleri bir anlatır mısınız, Akkuyu projesinde döndükten sonra merak ediyorum

Leyla İzmailova: Burdan olur mu bilemiyorum. Parlak değil açıkçası. Çok çalma var her taraftan. Herkes kendi cebini düşünüyor, proje geleceği bulanık. Ama ikisi de 2023 diye anons ettiler. Herkes inandı. 2023 olması imkansız. Anlaşılınca ne uyduracaklar merak ediyorum.

Ece Koç: Hayırlısı inşaAllah

Leyla İzmailova: Bir başka da var onu yüz yüze anlatırım biri gelirse ya da ben gelirsem inşallah”