"Atatürk Havalimanı'nın kapatılması İstanbul'a zarar verecek"

Çalıştay'da, Atatürk Havalimanı’nın faaliyetlerine devam edecek şekilde planlamaya dahil edilmesi gerektiği belirtilerek, limanın kapatılmasının İstanbul’a zarar vereceği görüşü öne çıktı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Planlama Ajansı (İPA) “Hava Ulaşımın Geleceği ve İstanbul Havalimanları Çalıştayı” düzenledi.

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve İBB İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Gürkan Akgün’ün açılış konuşmalarıyla başlayan çalıştay kapsamında İstanbul’da havayolu ulaşımının geleceği ve İstanbul havalimanları için sürdürülebilir uygulamalara dair politika önerileri tartışıldı.

Havacılık alanında yapılan tüm çalışmaların subjektif yorumların ötesinde, ortak akılla yürütülen katılımcı süreçlerle ele alınması ve kararların politik atmosfere göre değil, kentin yüksek faydası gözetilerek alınması gerektiği konusunda mutabık kalındı. Çalıştayın en dikkat konusu maddesi Atatürk Havalimanı ile ilgili güncel gelişmeler oldu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın hazırladığı Ulusal Ulaştırma Planı’nda 100 kilometre içerisinde en az bir havalimanı erişiminin sağlanması gerektiği ifadesi hatırlatılarak, erişim dışında havalimanı tartışmalarında ön plana çıkan kamu kaynaklarının doğru ve verimli kullanılması ekseninde “herhangi bir harcama yapılmadı” söyleminin yanıltıcı olduğu, kamu kaynaklarının harcandığı vurgulandı.

Yeni bir havaalanı yapan birçok ülkenin eski havalimanını kapatmadığı örneklerle aktarılırken, Atatürk Havalimanı’nın kapatılmasının İstanbul’a zarar vereceği belirtildi. Ulaşım, lojistik ve havacılık gibi konulara bütüncül yaklaşmanın çok önemli olduğunun altı çizilirken, Türkiye’de hava ulaştırma stratejisi konusunda biçimsel, büyüklüklere dayalı, kâr odaklı inşaat ve bayındırlık faaliyetleri öncelikli reflekslerle hareket edildiği dile getirildi.

Mevcut politikanın İstanbul’u kuzeye ve kuzey doğuya doğru büyütmek olduğu, ancak bu politikanın tarımsal alanları ve ekolojik dengeyi bozacağı belirtildi. Yeni havalimanının devam eden fazlarının durdurularak, Atatürk Havalimanı’nın işlevini sürdürerek kuzey ormanlarına verilen zararın durdurulabileceği aktarıldı.

Havacılık ve iklim ilişkisinin sürdürülebilirlik esasına dayanması gerektiğinin altı çizildi. Havacılık emisyonlarının, iklim sistemini etkilemesinin net pozitif RF (Radiative Forcing) katkılarından, CO2, su buharı ve NOx (Azot Oksit) ve kurum emisyonlarından kaynaklandığı belirtildi.

Bu katkıların, atmosferde çok sayıda kimyasal, mikrofiziksel taşıma ve ışınımsal süreçleri içerdiği ifade edildi. Havayollarının iklim konusunda çok fazla göz önünde olduğu ve tepki çektiği belirtilirken Kyoto Protokolü ve Paris İklim Anlaşması’na dikkat çekildi.

Anlaşmaların her ikisi için de “Her ülke kendi içinde emisyon azaltımı yapmaya söz vermiştir” ibaresi üzerinde duruldu. Bu durumun ulusal düzeyde yalnızca iç hatlarda ortaya çıkan sera gazı etkilerinin azaltılması konusunda bir mücadele getirdiği, uluslararası rotalarda ortaya çıkan karbon emisyonlarına karşı başlatılan mücadelenin ise Paris İklim Anlaşması üzerine hazırlanan uluslararası CORSIA planı kapsamında devam ettiği belirtildi. Bunun yanı sıra havacılık endüstrisinin küresel ısınmaya karşı ne yapması gerektiği ve iklim krizinin havacılığa etkisine değinildi. Bu konunun takibi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde havacılıkla ilgilenen bir birimin kurulması önerisi geldi.

Panelde Atatürk Havalimanı’nın kapatılma kararının hatalı olduğunun altı çizildi ve üç havalimanının entegre çalışması gerektiği vurgulandı:

“İstanbul’da bulunan 3 havalimanının birlikte bu şehre hizmet vermesi ve hepsinin birbirini fonksiyonel olarak bütünlemesi gerekir. Terminaller, bütün ulaşım türleri arasındaki bağlantıyı sağlayan ekonomik kalkınma için kritik noktalardır. Terminallerin performanslarını etkileyen konum/ölçek, erişilebilirlik ve altyapı unsurlarını dikkate alarak planlama yapılması gerekir. Yolcu ve yük terminallerinin ayrıştırılması gerekir, hava kargo taşımacılığının ekonomi üzerinde doğrudan, dolaylı, tetiklenen ve katalizör etkiler olmak üzere 4 farklı etkisi vardır. Tüm bu ekonomik etkilerin doğru talebin yakalanması ve rekabetin geliştirilmesine bağlıdır. Lojistik Performans Endeksi verilerine göre ise Türkiye yıllar içerisinde gerileyen bir performansa sahiptir. Havacılık konusunda Türkiye pek çok stratejik hata yapmış, özellikle Atatürk Havalimanı’nın kapatılması kararı hatalıdır. Ancak karardan dönüş hâlâ mümkündür.”